Ali Türer
Ortaöğretim, öğrenciyi mesleğe, hayata ve akademik yaşama hazırlar. Bunlar iç içe geçmiş alanlardır, birbirinden ayrı düşünülemezler. O nedenle 9. Sınıftan sonra ortaöğretimde yatay ve dikey geçişlere izin verilmelidir. Üniversiteye giriş sınavı yerine, ciddiyetle hazırlanmış seçici bir lise bitirme sınavı getirilmelidir. Bu mesleğe erken yönlendirmeleri özendirecek, akademik yaşama bilişsel ve duyuşsal hazırlığı olumlu etkileyecek, üniversiteler üzerindeki baskıyı azaltacak, akademinin gerçek işlevine dönmesine yardımcı olacaktır. Ortaöğretimde yönlendirmeler gelişimsel rehberlik anlayışı içinde sürdürülmelidir. Bu ayakları eksik kalan yeniden yapılandırma eğitim reformu olamaz.
Türkiye’de Sol, “Burjuvaziye nitelikli eleman yetiştiriyor” diye baktığı için, mesleki eğitime genellikle karşı çıktı. Bu yaklaşımı, çocukça ve duygusal bir tepki olarak görmüşümdür hep.
Avrupa’da kapitalistleşme (modernleşme) süreci mesleki eğitime çok şey borçludur. Burjuvazinin mesleki eğitime, kendine nitelikli eleman yetiştirme aracı olarak bakması doğaldır. Fakat öte yandan mesleki eğitim, işçi sınıfının sınıf bilinci kazanmasında, gücünün farkına varmasında, mesleki kişilik içinde mesleki onurunu bulabilmesinde, kendini gücünü tanımasında, başını dik tutabilmesinde de belirleyici unsurdur.
Kapitalizmin gelişmesine hizmet ettiği düşüncesi ile mesleki eğitime karşı çıkmak, sonuçta daha geri bir üretim ilişkisini savunmak anlamına gelir. Denense de kapitalist üretim ilişkilerinin gelişemediği yerde kapitalist olmayan bir yolla sosyalizme ulaşmak mümkün olamadı, malum. Hayal kurmak güzeldir, ama insan sonuçta gerçeklerle yaşamını sürdürmek durumunda kalır.
Kapitalist üretim ilişkilerinin çarpık biçimde, toplum için daha sancılı bir yere doğru evirildiği şu post modern süreçte geriden nal toplamayı bırakıp, belirleyici olmak istiyorsanız, ön yargılarınızı, paslanmış alet edevatınızı bir yana atıp, sizi geleceğe taşıyacak mücadele için, yeni düşünceler, yeni araçlar bulmak zorundasınız. Yeterli bilgi sahibi olmadan yeni fikirler geliştiremezsiniz.
Meslek, sadece temel ihtiyaçları karşılamak, geçimi sağlayacak parayı kazanmak için kullanılan bir araç değil. Meslek, bizi biz yapan, içinde kendimizi bulduğumuz, kendimizi ürettiğimiz, ifade ettiğimiz, aynı zamanda da kendimizden çok şey de kattığımız özel bir alan. O nedenle mesleki kişilik, mesleki olgunlaşma kavramları önemlidir. Fakat bu kavramlar eğitimi mesleki eğitim temelinde şekillendirememiş toplumlarda anlamlarını yitirirler, bireyin enerjisini gücünü tanımlayan kavramlar olmaktan çıkarlar.
Hala, devletin temel istihdam alanı görüldüğü bizim gibi bir toplumda, sokaktan geçen birine “sen kimsin?” diye sorun. Size ya “elhamdülillah Müslüman’ım” ya da “Tüküm” diye cevap verecektir. Aynı soruyu Avrupa’da sorun, “boyacıyım, öğretmenim, mühendisim” cevabını alırsınız. Yani size doğuştan tabi olduğu sahip olduğu aidiyeti değil, var oluşunda kendisinin de payı olan, kimliğini belirleyen işini söyleyecektir. Türk olup olmamam benim kararım değil, ama öğretmen olmam, yaşamımı belirleyen, beni ben yapan tek şey.
Avrupa’da bir badanacı bir yıllık çalışması karşılığında edindiği paradan ayırdığı ile gelir, sizin ülkenizde beş yıldızlı otelde kıralar gibi tatilini yapar. Çünkü o aldığı eğitimin sonunda edindiği belge sonucunda iş yaşamında yerini almıştır, alnının teri ile o tatili hak etmiştir.
Siz ülkenizde evinize çağırdığınız sucudan, elektrikçiden, boyacıdan fatura isteyemezsiniz, işi bitirdiğinde mümkün olabilecek en az para ile “usta”dan kurtulmaya çalışırsınız. Ama iki gün sonra aldığınız hizmet elinizde patlar, işi halletmek için başka birini aramak zorunda kalırsınız. Çünkü aldığınız hizmetin bir garantisi yoktur. Evinize gelen, o işi yapabileceğine sonuçta kendisi karar vermiştir. Bir akreditasyon söz konusu değildir.
Bu ülkede saç ve cilt bakım uzmanlığı diye, aşçılık diye iki yıllık ön lisans programları var. 4+4+4 yetmiyor, iki yıl daha okutup meslek sahibi yapıyorsunuz. Yetmiyor üniversite mezunlarını meslek edindirme kurslarına alıyorsunuz. Böyle saçmalık olur mu?
Ortaöğretimde boşa kürek çekiyorsunuz, çocuğun zamanını boşa harcıyor, sonra hiçbir vasıf kazandırmadan kapının önüne koyuyorsunuz. Meslek liseleriniz bir işe yaramıyor. Okul öncesi öğretmenini, sosyal hizmetler çalışanını ille dört yıllık lisans eğitimi ile yetiştirmek zorunda mısınız? Sene 2022, bu ülkede hala mesleklerin yarıya yakını fizibilite edilmemiş durumda, bir programa bağlanmamış öylece ortada duruyorlar.
Bu ülkede iş yaşamı, aldığı eğitim sonunda belgelendirilenlerden oluşmadığı için, büyük ölçüde kayıt dışı. Bütçe daha çok dolaylı vergilerden oluşuyor. Oysa vatandaş dediğin geliri sonucunda vergisini verir, verdiği verginin de hesabını sorar.
Ekonominin bu pejmürde halinde ortaöğretimin mesleki eğitim temelinde yapılandırılamamış olmasının sonuçlarını görmüyor musunuz?
Hiç düşündünüz mü bu ülkede siyasi kavga, neden bu kadar sert geçiyor? Neden insanlar siyaset içinde her gün birbirinin kuyusunu kazıyor? Siyasetin dili neden bu kadar kirli?
İnsanların işinde gücünde olduğu, emeği ile ürettikleri ile geçimlerini sağladıkları, yaptıkları işten, kurdukları ilişkilerden doyum sağladıkları bir ülke düşünün. Böyle ülkede insanlar, siyasi partilerin peşine bu denli takılırlar mı? Avrupa’da seçimlere katılım oranı neden bu kadar düşük, biz de neden bu kadar yüksek? Bir düşünün! İktidar değişikliğinin sonuçta bu ülkede rantın yeniden dağılımını tetiklemesinin bunda bir etkisi yok mudur?
Mesleki kişiliğe sahip insanlardan oluşan, üretime, değer yaratmaya önem verilen yerde, İktidar değişikliği hayat memat meselesi olamaz. Çünkü böyle bir ülkede taşlar zaten yerli yerine oturmuştur. İnsanların yönetim biçimi ile ilgili bir kaygısı yoktur.
Mesleki kimlik sahibi, mesleki onuru ile yaşayan insanların olduğu yerde siyasi kavga yerini giderek uzlaşmaya bırakır. Yoksa emekçiler o an emeklerinden doğan güçlerini kullanırlar, yaşamı durdururlar. Bunun da etkisi belirleyici olur.
Eğitimin mesleki eğitim temelinde yeniden yapılandırılmasına karşı çıkmak, sonuçta eğitime ideolojik müdahaleye davetiye çıkarır. İster sağdan ister soldan, nereden gelirse gelsin eğitimi siyaseten bütünüyle kontrol altına alma girişimi çağdaş devlet haline gelebilmenin önünde başlıca engeldir.
Eğitimin laik ve demokratik temelde sürdürülemiyor olmasının yanı sıra ülkenin her köşe bucağında ana dilde verilemiyor oluşu da bu topraklarda birlik ve bütünlüğün, ortak yaşamı kurmanın, korumanın önünde önemli bir engeldir. Eğitimi ana dilinde almak, Türkün olduğu kadar Kürdün de hakkıdır. Bunun için de eğitimde kontrol ve denetim sistemleri, yerelde alt sistemlerde kurulmalıdır.
Sonuç: Türkiye’de eğitim, laik, demokratik, ana dilde ve mesleki eğitim temelinde, aynı zamanda yerinden yönetim yaklaşımı içinde yeniden yapılandırılmalıdır.
Not: Türkiye’nin kendi toprakları dışında macera peşinde koşmasına hayır diyorum. Savaşa Hayır!
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.09.2025
18.07.2025
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024