Ali Türer
Bu topraklarda öğretmen olmak hep çileli bir iş olagelmiştir. Baskılar, sürgünler, işkencelerden en fazla payı öğretmenler almıştır. Öğretmenliğin meslek haline gelmesinde büyük katkıları olan Selim Sabit Efendi yazdığı tarih kitabında “hal” sözcüğü geçtiği için II. Abdülhamit döneminde işinden atıldı, açlık ve sefalet içinde öldü. Köye dönük eğitim ile ilgili özgün düşünceler ileri süren, Yatılı Bölge Okullarını ilk öneren Ethem Nejat Kurtuluş savaşına katılmak için ülkeye gelirken Karadeniz’de boğduruldu. 1932’de Hitlerden kaçan Alman Profesörlere üniversitelerimizin kapısını açarken, dünyaca tanınmış eğitimcimiz İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nu üniversiteden attık. Milliyetçi Cephe Hükümetleri ile gelen baskı ve terör en başta öğretmenleri vurdu. 12 Eylül sonrası işkencelerden geçirilenlerin başında hep öğretmenler vardı. 1402 ile işlerinden atılanlar çoğunlukla öğretmenlerdi.
Bu ülkeyi yönetenler öğretmenlerden hep çok şey beklediler. Ama o oranda da öğretmenlere hep kuşkuyla yaklaştılar. Hep kontrol altında tutmaya çalıştılar onları. Teftiş kurumunu kurarken II. Abdülhamit’in amacı öğretmenleri kontrol altında tutmaktı. 12 Eylül sonrasında 24 Kasım’ın 16 Mart ( ilk öğretmen okulunun kuruluş günü) yerine öğretmenler günü ilan edilmesinin altında da, “öğretmen evleri” uygulamasının altında da 1980 öncesi “çıbanbaşı” olan öğretmenleri kontrol altında tutma düşüncesi vardı.
Öğretmenlerin ilk örgütlenme girişimleri bundan tam yüz yıl önce başlar. Tüzüğü 1913 yılında hazırlanan Muallimler Cemiyetini kurmak o yıllarda geçekleşemez. 1918 yılında kurulan Muallimler Cemiyeti ilk öğretmen örgütüdür. 1920’de bir dernek olarak başlayıp 1921’de Türk Muallimler Birliği’ adını alan Cumhuriyet sonrası ilk öğretmen örgütünün kongresine M.Kemal Atatürk ile birlikte Amerikalı eğitimci John Dewey de katılır (1924).
1946’da cemiyetler kanununda yapılan değişikliğin ardından pek çok yerel öğretmen örgütü, köy öğretmen dernekleri ortaya çıkar. Bu derneklerin en aktif üyeleri tabii Köy Enstitülüler olacaktır. Bu derneklerin içinden bir üst örgütlenme olarak1950’lerde Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli Federasyonu (TÖDMF) kurulur. Örgüt çalışmalarında ağırlığı kamu görevlilerinin sendikalaşmasına verir. 1960’anayasasıyla gelen görece demokratik ortamda bu çabalarının sonucu alınacaktır. 1965 yılında Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) kurulur. TÖDMF bütün malvarlığı ile birlikte TÖS’e katılır. 1965-1968 arasında öğretmen örgütlenmesi alanında faaliyet gösteren 100 dolayında kuruluş vardır.
TÖS’ün Genel Başkanlarından biri, Köy Enstitülerinden yetişen ünlü edebiyatçı Fakir Baykurt’tur. Sendikal mevzuattaki çarpıklığın bir sonucu olarak TÖS bir iş kolu ya da hizmet alanı sendikası olma özelliğini gösteremez. Eğitim alanında bütün çalışanlar, memurlar, üniversite personeli, hatta emekliler bile TÖS’e üye olabilmektedir. 1970’lere doğru TÖS’ün 70 bin üyesi olacaktır.
TÖS,Türkiye Öğretmen örgütlenmesinde derin izler bırakır. 1969 yılında 40.000 öğretmenin katıldığı büyük öğretmen yürüyüşü hala hatırlardadır. Süleyman Demirel ünlü “Sokaklar yürümekle aşınmaz” lafını bu yürüyüşün ardından söylemiştir. Dönem sertleşme dönemidir. Amerikan yardımları ile alınan süt tozları ile çocuklar zehirlenmektedir. TÖS buna şiddetle karşı çıkar. Öğretmenlere yönelik baskı ve kıyımlar artmıştır. Öğretmen kongreleri, öğretmen lokalleri basılmaktadır. Görevini bırakıp, yurt dışına işçi olarak giden öğretmenlerin sayısı on bini aşmıştır. Bu koşullarda TÖS 15 Aralık 1969’da üç günlük boykota gider. Boykota 109.000 öğretmen katılır. Bu sayı o zamanki öğretmen sayısının yarısına yakındır. Boykota katılan öğretmenlerin yarısı boykot sonrasında maaş kesimi cezası alacaktır.
12 Mart 1971 darbesi TÖS’ün üzerine balyoz gibi iner. Darbenin başı Tağmaç’a göre “Toplumsal ilerleme ekonomik gelişmenin önüne geçmiştir.” Bu tehlikeli durum, düzeltilmelidir. TÖS Yöneticileri ile birlikte 3500 öğretmen evlerinden toplanır. Bazıları boyunlarına sosyoloji ders kitabı gibi “suç aletleri” asılarak “emniyet” çatısı altına alınırlar. İşkencelerden, insanlık dışı muamelelerden geçerler. 185 yöneticisi hakkında davalar açılır. Askeri Savcı baki Tuğ’a göre TÖS “Marksist Leninist gizli bir teşkilattır”. Hâlbuki TÖS yöneticilerinin birçoğu 12 Mart darbesini, orduya duydukları güvenden dolayı ilk başta alkışlamışlardır. Yargılanan TÖS yöneticileri 1974’de çıkarılan affı kabul etmezler. Onurlu insanlardır. Sonuçta dava 1976’da bütün sanıkların aklanmaları ile sonuçlanır.
TÖS’ün bıraktığı yerden bayrağı Türkiye Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) alacaktır (1971). Haydar Orhan, Ali Bozkurt, Gültekin Gazioğlu derneğin sırayla başkanlığını yapan isimlerdir. Siyasallaşma hızlanmıştır. Dönem dernekçilik dönemidir. Siyasal meşrebine göre her siyasi yapı öğretmen, kadın, genç, işçi dernekleri kurarlar. TÖB-DER TÖS’e göre daha politik bir örgütlenmedir. 1974-75’ler’den sonra kurulan Milliyetçi Cephe Hükümetleri ile birlikte ülkede şiddet, terör, sokak eylemleri artmıştır. Sadece 1975 yılında 200 TÖB-DER üyesi saldırıya uğramış, 20’si komalık duruma gelmiştir. 5000 öğretmen sürülmüş, 50 TÖB-DER üyesi işten atılmıştır.1976-78 arasında üyelerinden 144’ü saldırıya uğramış, bunlardan 37’si öldürülmüştür. Öldürülenler arasında TÖB-DER’in bir süre genel başkanlığını yapan Talip Öztürk de vardır. TÖB-DER üyelerine karşı yapılan saldırıları göğüslemeye, yaraları sarmaya çalışır. Üyeleri için güvenli bir liman, tutulacak bir dal, bir umut haline gelir. Aynı zamanda soldaki grupların kıyasıya birbirleri ile mücadele ettikleri bir örgüt haline gelmiştir. Bütün bu olumsuz koşullara rağmen TÖB-DER 1980’li yıllarda 200.000 civarında üyesi ile öğretmenleri temsil eden en kapsamlı örgütlenmedir.
12 Eylül 1980’darbesinden TÖB-DER ve üyeleri nasiplerini fazlasıyla alırlar. Kapağı yurt dışına atabilen az sayıdaki şanslı yöneticinin dışında kalan aktif üyeler, yöneticiler evlerinden alınacak işkencelerden geçirilecektir. Darbenin arkasından çıkarılan 1402 sayılı yasa uyarınca,”sakıncalı” görülen öğretmenlerin, öğretim üyelerinin kurumlarıyla ilişkileri kesilecektir. Başka bir iş ellerinden gelmez. İşsizlik, sefalet onları beklemektedir. Literatüre “1402’liler” kavramı girer. TÖB-DER yöneticilerinden 50’si 1-8 yıl arasında hapis cezası ile cezalandırılırlar. Fakat genel başkan Gültekin Gazioğlu berat edecektir.
12 Eylülle gelen olumsuz koşullarda “Öğretmen Dünyası”, “Bilim ve Sanat”, “ABC” gibi dergiler öğretmenlerin örgütlenme çalışmalarını etrafında sürdürdükleri yapılar haline geldiler. Öğretmenlerin moral dayanakları oldular. Dergiler çevresinde toplananlar öğretmenler örgütlenmelerini şirket çatısı altında sürdürmeye karar verirler.1987’de Eğitim-İş şirketi kurulur. Bu şirketin çıkardığı “ABC” dergisi, yeni koşullarda örgütlenmenin ilk adımıdır. “ABC” aboneleri bir süre sonra kurulacak EĞİT-DER’in ilk üyeleri olacaklardır. EĞİT-DER’in başkanlığını önce Ali Bozkurt daha sonra Mustafa Gazalcı yapacaklardır.
1965’de çıkarılan 657 sayılı Devlet memurları kanunu kamu emekçilerine sendika kurma hakkını yasaklamamakta fakat “toplu eylem” ve “grev yasağı” getirmektedir. 1982 anayasasında ise komu görevlilerinin sendikalaşması konusunda bir hüküm bulunmaz, fakat yasaklama da yoktur. 1983 yılında çıkarılan sendikalar kanunu ise kamu görevlilerini kapsam dışı bırakmaktadır. Diğer yandan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (M 11/1) tüm çalışanlara sendika ve toplu pazarlık hükümleri içermektedir. Türkiye’de bu belgeleri onaylamıştır. Yani orta yerde yasal bir boşluk bulunmaktadır.
Bu boşluktan 1990’da Eğitim-İş doğar. Eğitim-İş yasada açıkça yeri olmadığı halde “serbestlik” ilkesine dayanılarak, çalışanlarca fiilen kullanılan bir “hak” olarak ortaya çıkmıştır. Bu örgütü kuranlar İnsiyatif almışlar, risk almışlardır. Bu açıdan öğretmen örgütlenmesi tarihinde Eğitim-İş bir ilktir. Ortaya çıkar çıkmaz da bir hukuk tartışması başlar. Yargıya taşınan tartışmada sonuç Eğitim-İş’in lehine çıkar. Danıştay, Kamu görevlilerinin sendika kurabilmeleri için Anayasa değişikliğine gerek olmadığı yolunda karar verir. Toplusözleşme yapma yetkisi olmasa da sendika kurma hakkı fiilen elde edilmiş olur.
Bu nedenle kamu emekçileri, bugün faaliyette bulunan öğretmen sendikaları, sendikal haklara kavuşmada dönemin Eğitim-İş yöneticilerine çok şey borçludurlar. Eğitim-İş’in başkanlığını, bu çalışmayı yaparken yararlandığım “Türkiye’de Öğretmen Örgütlenmesi” konusunda en kapsamlı çalışmayı yapan Niyazi Altunya’dır. Bütün olumsuz koşullara rağmen öğretmen örgütlenmesine liderlik yapan bu yöneticileri saygıyla anmak boynumuzun borcudur.
TÖB-DER deneyiminin son döneminde, sol grupların pek çoğu “küçük dağları ben yarattım.” Havasında olmuşlardır. Durumun hiç de öyle olmadığı, toplumla bağların ne kadar zayıf olduğu 12 Eylül darbesi sonrasında açıkça ortaya çıktı. Pek çok radikal solcu ya sinmek, ya ülkeyi terk etmek, ya da demokrat liberal şemsiyenin altına sığınmak zorunda kaldılar. Bu psikolojik travmayı atlatmak kolay olmadı. Bence hala da atlatılmış değil.
Bu nedenle Eğitim-İş’in sendikal demokratik zeminde kalmak yönündeki iradesi, onlar açısından kabul edilebilir gibi değildi. En kısa zamanda kendilerini göstermek durumundaydılar. Belirli bir kitle üzerinde nüfus kullanmanın 1970’li yıllarda verdiği o keyfi yeniden elde etmenin özlemi içindelerdi. Eğitim-iş içinde hemen bir araya gelindi ve Eğitim İş’ten ayrılıp Eğit-Sen Kuruldu (1990).
Eğit-Sen kurulur kurulmaz eğitim emekçilerinin birleşik sendikasını yaratmak için Eğitim-İş’e öneri götürdü. Sen, ben bizim oğlan arasında siyaset yapmanın, birbirini ajite etmenin anlamı yoktu. Kontrolün elde tutulacağı bir birleşme sürecinde kendilerinin daha aktif olabileceklerini biliyorlardı. Bu işlerde hep daha aklı selim olan, suhuletle hareket eden, daha kucaklayıcı olan değil risk alan, agresif olan, ayak oyunlarını bilen kazanmıştır; bunu biliyorlardı. Benzer bir taktiği birkaç yıl sonra Deniz Baykal’ın CHP’ si Murat Kara Yalçın’lı SHP’ye karşı kullanacak ve “başarılı” olacaktı. İttihat ve Terakki’den devralınan kültür buydu, siyasetin dili buydu.
Eğitsen ile Eğitim-İş birleşti Eğitim-Sen kuruldu (1995). Fakat hayatın da bir gerçeği vardı. Davana, ideolojine, amacına (her neyse) ne kadar bağlı olursan ol; eğer kullandığın yöntem “meşru” değilse; yani demokratik değilse, kitlenin gerçek ihtiyaçları doğrultusunda değilse amacına ulaşman da mümkün olmuyor. Kullandığın yöntemler sonunda gelip seni vuruyor. Bu Eğitim-Sen’de de böyle oldu, CHP’de de.
Demokratik kitle örgütlerinde, o örgütsel yapının içinde yer almasını beklediğin insanların -hangi siyasi düşüncede olurlarsa olsunlar- gerçek ihtiyaçları ve beklentileri, alanın gerektirdikleridir esas olan. Asıl amacın bu yapıya uygun değilse, bu yapıyı psikolojik durumunla belirlenen örtük amaçlarını gerçekleştirebilmek için bir zemin olarak kullanıyorsan; sonuçta yalnızca o yapıya zarar vermiş olmazsın, fakat aynı zamanda kendi dar amaçlarını da gerçekleştiremezsin. Eğitim-Sen, ve onu oluşturan siyasi yapılanmaların yaşadıkları bu ilkenin yaşamın içinde geçerli olduğunun en somut kanıtıdır.
Eğitim Sen bundan otuz beş yıl önce iki yüz bine varan üyesi ile öğretmenlerin önemli bölümünü temsil eden TÖB-DER’in mirasını devraldı. Bütün olumsuzluklarına, örgüt içi hastalıklara rağmen bu miras öğretmenlerin ortak mirasına; Türkiye’deki bütün öğretmenlerin altında örgütlenebileceği ortak bir çatıya dönüşebilirdi. Fakat öyle olmadı. Eğitim-Sen bazı sol siyasal grupları bir arada tutan koorperatif bir yapı olarak varlığını sürdürmeyi seçti.
Öğretmen örgütlerinin amacı öğretmenlerin gerçek anlamda çalışma koşullarını iyileştirmek, kamu çalışanlarının sendikal kazanımlarını ilerletmek olmalıdır. Eğitim ile ilgili programların geliştirilmesinde insiyatif almak, öğretmenlik mesleğine sahip çıkmak, mesleğin statüsünü, toplumdaki saygınlığını yükseltmek olmalıdır. Öğrenme arayışında olanların eğitimsel haklarına sahip çıkmak olmalıdır. Eğitimi, eğitim örgütünü demokratikleştirmek olmalıdır. Öğretmenlere bir birleri ile kaynaşacakları, dayanışacakları bir ortam sunmak olmalıdır. Öğretmenlerin mesleki sorunlarına çözüm getirmek olmalıdır. Öğretmenlerin bölük pürçüklüğüne son vermek, öğretmenlerin birleşik örgütlenmesi için çalışmak olmalıdır. Bu koşulları sağlamak için milli eğitim teşkilatını, diğer öğretmen örgütlerini masaya çağırmak, öneriler götürmek, bu konularda bilimsel çalışmalar yapmak, projeler hazırlamak, ortaya çıkan görüşleri kamuoyuna mal etmek olmalıdır.
Eğitim-Sen bugünlerde üçüncü Demokratik Eğitim Kurultayına Hazırlanıyor. Umalım ki bu seferki kurultay gerçekten demokratik olur. Geçmişte olduğu gibi bu kurultay da her siyasi grubun kendi özel “muhtıra”sını ortaya koyacağı, siyaseten uzlaşılan belgeler peşinde koşulan bir platform olmaz. Her siyasi organizasyonun kendi muhtırasını hazırlayacağı toplantılar yerine mevcut eğitim örgütlerinin belirli konu (sorun) alanlarında görüş alış verişi yapacakları, birbirlerini anlamaya çalışacakları toplantılara ihtiyaç var.
Ne Eğitim Sen, ne ondan ayrılıp kurulan Eğitim-İş ne da ona alternatif olarak kurulan eğitimi değil siyaseti kendilerine kalkış noktası haline getiren diğer sendikalar tek başlarına öğretmenlerin ihtiyacı olan örgüt iklimini Türkiye ölçeğinde oluşturacak güçte değiller. Bu kafayla gidildi sürece de gelecekte de muhtemelen olamayacaklar.
Ulusal düzeyde örgütlenmiş 28 sendika olduğunu biliyor muydunuz? Ben de bu yazı için hazırlanırken öğrendim. Türk Eğitim Senin 205.000 Eğitim Bir Sen’in 205.000 Eğitim Sen’in 125.000, Eğitim-İş’in ise 30.000 üyesi var. Toplam ne ediyor. 565.000 değil mi? Peki Türkiye de ne kadar öğretmen var: 662.000’i MEB’e bağlı 991.000. Peki en fazla %18 bilemediniz %20’lik temsil oranları ile bütün bir öğretmen kitlesini temsil ettiğinizi söyleyebilir misiniz? O rahatlıkla işvereni masaya çağırıp, karşısına oturabilir misiniz? Sendikal hakları güvence altında tutabilir, geliştirebilir misiniz?
Yapamazsınız yapabileceğiniz tek şey, (Niyazi Altunya hocamdan ödünç alarak kullanıyorum) “muhtıracılık” yapmak olur. İşvereni masaya çağırmak yerine bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da muhtıralar yayınlamakla yetinirsiniz.
Köy Enstitülerinin kurucusu İ Hakkı Tonguç 1947 yılında şöyle diyordu:
“Öğretmenlerin topluluk içinde dinamik rol sahibi olmalarını hoş görmeyenler, evvela muallim cemiyetlerini lağvettirmek suretiyle onların teşkilatlanmalarını önlediler. Sonra yer yer bazı öğretmenlerin şüpheli insanlar gibi gizli takip edildikleri söylenmeye başladı. Bunu hisseden ve anlayan öğretmenler, pedagojik mahiyette bile olsa her türlü yenilik hareketlerinden el etek çekerek meydanı, günlük ve şahsi menfaate müstenit politika gütme hevesinde olanlara terk ettiler.”
İlahi Tonguç Baba, atmış beş yıl sonra sanki durum farklı mı?
KAYNAK:
Niyazi Altunya. Türkiye’de Öğretmen Örgütlenmesi, Ankara, Ürün Yayınları, 2008.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
12.06.2025
22.12.2024
3.12.2024
26.09.2024
2.09.2024
5.08.2024
7.07.2024
4.05.2024
1.04.2024
26.03.2024