Alper GÖRMÜŞ
Cuma günü, Balyoz davasının son duruşmasında emekli Orgeneral Ergin Saygun’un sözlerinin bir kez daha akla getirdiği bir sorunun cevabını aramaya başlamıştık: “Ergenekon ve darbe davaları hükümete rağmen mi açıldı?”
Hatırlayacaksınız, davanın tutuklu sanıklarından Ergin Saygun, dönemin Kara Kuvvetleri KomutanıAytaç Yalman’ın, “Balyoz plan semineri”nin ses kayıtlarını aynı ay içinde (2003 martında)Başbakan Erdoğan’a verdiğini söylemişti.
Başbakan’ın, bir yıl sonraki Sarıkız ve Ayışığı planlarını bildiği daha önce ortaya çıkmıştı. Saygun’un verdiği bilgiyle birlikte, Erdoğan’ın 2003-2004’teki bütün darbe planlarından haberdar olduğu ve bunlara karşı hiçbir soruşturma açtırmadığı kesinleşmiş oluyordu.
Cuma günkü yazıdan sonra iki grupta toplayabileceğim tepkiler aldım. Bunların birincisinde, özetle“Diyelim ki öyle” deniyordu, “bunu şimdi gündeme getirmenin ne faydası var?”
Hemen söyleyeyim: Bunun üzerinde hiç düşünmedim. Ben sadece, ortaya çıkan yeni bir verinin ışığında, yazının başlığında sorduğum sorunun artık ciddi bir soru haline geldiğine kanaat getirdim ve o sorunun peşine düşmeye karar verdim. Beni bir gazeteci olarak bu aşamada bu ihtimalin gerçeğe tekabül edip etmediği ilgilendiriyor. Bilahare faydasını, zararını da tartışabiliriz.
İkinci eleştiri de, Mart 2003’teki Balyoz darbe planından yedi ay sonra, 15 ve 20 Kasım 2003’te İstanbul’da gerçekleştirilen bombalamalara Erdoğan’ın o zamanlar verdiği karışık, garip tepkiden yola çıkarak, Başbakan’ın saldırılarla Balyoz planı arasında bağ kurmuş olabileceğine dair akıl yürütmeme yönelikti... Bazı okurlar, “komplo teorilerinin sınırında gezindiğimi” öne sürdüler bu nedenle...
Onlara da şunu söyleyeceğim: Ben bu iddiayı ilk olarak iki yıl önce, 23 Mart 2010 tarihli yazımda öne sürmüş, o zamanlar da benzer eleştirilerle karşılaşmıştım. O tarihte, Ergin Saygun’un şimdi verdiği bilgiden habersizdik, fakat şimdi öğreniyoruz ki Başbakan daha Mart 2003’te haberdarmış Balyoz’dan. Dolayısıyla şimdi ben, Başbakan’ın Kasım 2003’teki “uluslararası El Kaide terörü” damgalı saldırılardan sonra verdiği “karışık” mesajın “iç”e ve doğrudan doğruya Balyoz plancılarına yönelik olduğuna dair iddiamı daha da güçlü bir biçimde öne sürme hakkını görüyorum kendimde.
Neden böyle düşündüğümü, cuma günkü yazıyı okumamış olabilecek okurlar için özet niteliğinde hatırlatmalar ve o yazıda yer almayan başka bilgiler ışığında izah etmeye çalışayım...
2003 kasımında Başbakan’ın Balyoz algısı
Geçen yazıda, Başbakan’ın 2003 martında sadece ses kayıtlarıyla sınırlı olan Balyoz algısının, aynı yılın kasım ayında kendisine MİT’in sunduğu “Ergenekon çalışması”yla birlikte çeşitlenmiş ve ürpertici bir hâl almış olabileceğini öne sürmüştüm.
Hatırlarsanız: Başbakan’a sunulan raporun tarihi 19 Kasım 2003’tü ve 15 Kasım 2003’teki sinagog saldırılarından dört gün sonrasına denk geliyordu. Raporun sunulmasından bir gün sonra (20 Kasım 2003) bu defa Levent’teki HSBC’ye ve Taksim’deki İngiliz Konsolosluğu’na bombalı saldırılar gerçekleştirilmiş, çok sayıda insan ölmüştü.
Başbakan Erdoğan’ın kendisine sunulan Ergenekon raporundan önceki ve sonraki konuşmaları arasında bariz farklılıklar vardı. Rapordan sonra yaptığı ilk konuşmada (2 Aralık 2003’teki parti grubu konuşması) “Vakti saati geldiğinde fikir, düşünce planında, demokrasi çerçevesi içinde hesaplaşacakları” birilerinden söz ederek, “bunun da belgesi, bilgisi, delilleri, her şeyi elimizdedir” diyordu. Başbakan belli ki o güne kadar sürekli olarak vurguladığı “uluslararası teröristler”den söz etmiyordu, “içeri”den birilerine işaret veriyordu.
Kasım 2003: EMASYA birlikleri Levent’te
2010’da Balyoz darbe girişimi belgeleri ortaya çıktığında, savcılar bu saldırılarla Balyoz arasında birtakım kuşkulu noktalar saptadılar. Bunları geçen yazıda anlattım.
Muhtemelen Başbakan’a sunulan raporda da vardı bu bilgiler ve onun yukarıdaki “garip” sözleri etmesi bu yeni bilgiyle bağlantılıydı.
Hiç unutmuyorum, HSBC ve Konsolosluk saldırılarından birkaç saat sonra Levent’e EMASYA birlikleri gönderilmiş, doğrulanmayan haberlere göre Başbakan’ın kesin talimatıyla hızla geri çekilmişlerdi.
Bu, tabii, Balyoz planının “icra” safhasında yer alan “Bölücü terör örgütü ve El Kaide büyük şehirlerde özellikle İstanbul’da eşzamanlı büyük eylemler icra edecek. Oluşan kaos ve karmaşa nedeniyle sıkıyönetim ilan edilecek” cümlelerini hatırlatıyordu.
İşte Başbakan bütün bunlardan sonra “belgesi, bilgisi, delilleri, her şeyi elimizdedir” yollu konuşmasını yapmıştı ki, bütün bunları birleştirdiğimizde, o günlerde Erdoğan’ın Balyoz algısının sadece ses kayıtlarından ibaret olmadığını öne sürmek abartılı olmayacaktır.
Bence Başbakan, henüz iktidarının başlarında bir hesaplaşmayı göze alamadığı için, edindiği bilgileri kamuoyuyla paylaşmadı. Fakat kamuoyuna seslendiği konuşmalarının arasına yedirdiği bazı cümlelerle bu darbeci örgütlenmeye mesajlar verdi, onları uyardı, her şeyin farkında olduğunu ima etti.
Sarıkız ve Ayışığı’nı da biliyordu
2004’teki Sarıkız ve Ayışığı darbe planlarının 2007 nisanında Nokta dergisi tarafından fâş edilmesinden hemen sonra Dışişleri Bakanı ve AK Parti’nin iki numaralı ismi Abdullah Gül’ün yaptığı açıklamalar, Başbakan Erdoğan ve hükümetin bu planlardan da haberdar olduğunu açık bir biçimde göstermişti.
Hasan Cemal’e verdiği ve Milliyet gazetesinin manşetten duyurduğu söyleşide Gül, Nokta dergisinin duyurduğu planlarla ilgili olarak “İddia edilen, ortaya atılan niyetleri, gayretleri biliyoruz. Basında çıkmadan önce biliyorduk. Bunlar, devlette bilmesi gereken yerlere bildirilmiştir. Bilmesi gerekenlerin bilgisi vardır. Zaten savcılar da gereğini yaparlar”demişti. (Milliyet, 7 Nisan 2007).
Doğrudan savcılara yönelik benzer bir çağrı Başbakan Erdoğan tarafından dile getirilmiş, fakat bir tek savcı bile bu çağrıları ihbar kabul edip soruşturma başlatmamıştı.
Peki, Erdoğan ve Gül ilk ne zaman ve nasıl bilgi sahibi olmuştu Sarıkız ve Ayışığı darbe planlarından? Mevcut bilgilerimizle, 2006’nın bahar aylarında, Başbakan’a ulaştırılan bir mektup sayesinde... Mektup, “Psikolojik harekât çerçevesinde planlanan görevlerde aktif olarak yer alan” fakat daha sonra pişman olan bir subay tarafından kaleme alınmış ve Başbakan’a gönderilmişti.
İktidarın, bu planlardan 2006’dan da önce haberdar olduğuna dair bazı iddiaların varlığını geçerken ilave edeyim...
Hükümet belki de doğrusunu yaptı
Böylece geldik, bu yazının başındaki tesbite ve cevabını bekleyen soruya...
Tesbit şöyleydi: “Bu durumda, 2003-2004’teki darbe girişimlerini hükümete ihbar eden ordu içindeki ‘meçhul’ subayların, oradan hiçbir sonuç çıkmayacağını anlamalarından sonra, 2007’den itibaren konuyu basına taşımaya ve hükümeti darbecilerle hukuk önünde hesaplaşmak için zorlamaya karar verdiklerini düşünebiliriz.”
... Ve soru da şöyleydi: “Bugün geriye dönüp baktığımızda, AK Parti’nin ‘hesap sormak’tan imtina etmesinin muhtemel sonuçları hakkında neler söyleyebiliriz? Davalar, iddia edildiği gibi ‘hükümete rağmen’ de olsa açılmasaydı, bu ‘imtina çizgisi’nin sonuçları ne olurdu?”
Soruya cevap vermeden önce bir noktayı belirtmeliyim: 2007’de hükümetin 1 ve 2 numaralı isimlerinin açık çağrısına tek bir savcının dahi icabet etmediğini gözönüne aldığımızda, belki şunu kabul etmemiz gerekiyor: O tarihten önce, Türkiye’nin, darbecileri yargılamaya hazır bu yargısı yoktu ve hükümet belki de bunu gözeterek bu yönde herhangi bir adım atmamıştı.
Soruya gelince...
Biz şimdi, her şeyden haberdar olduğu halde hükümetin zamanında darbecilerle hukuk önünde hesaplaşmaya girişmemesine bakarak davaların “hükümete rağmen” mi açıldığı sorusunu soruyoruz ama, belki de öyle değildir. Belki de hükümet, yargının hazır hale gelmesi için beklemiştir, gerekli hazırlıkları yapmıştır ve şimdiki davalar onun (da) iradesini yansıtmaktadır.
Öyle ya da böyle, darbe davalarının açılmamış olması durumunda, Başbakan’ın sözleriyle darbecilerin de “işlerine bakmaya” devam edeceğini düşünebiliriz.
Davalar açılmasaydı sonucun ne olacağını ise kimse günümüzdeki duruma bakıp kestiremez.
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025