Atilla Aytemur
Kemal Kılıçdaroğlu ‘helalleşme yolculuğuna çıkıyorum’ diyeli iki ay oldu. 13 Kasım 2021 günü yayımlanan dört-beş dakikalık videoyla gündeme iktidar-muhalefet saflaşmasını aşan önemli bir sorunu taşıdı. Türkiye’nin yüz yıllık tarihinden geriye kalan büyük acılarla yüzleşme, kanayan yaraları sarma, mağduriyetleri giderme amacıyla sonu toplumsal barışa varacak bir “helalleşme” istedi:
“Çağrımın amacı toplumdaki fay hatlarını ortadan kaldırmaktır. Çünkü bu fay hatları üzerinden oy devşirmeye çalışıyorlar. Türk, Kürt, Alevi, Sünni fay hatları üzerinde siyaset yapıyorlar. Sorunları çözmek yerine daha da derinleştiriyorlar ve bunun üzerinden oy almayı hedefliyorlar. Bunu yaparken de toplumu kutuplaştırıyorlar, yaraları kanatıyorlar, kanırtıyorlar. Gerginliklerden, kutuplaşmalardan çoğunluk desteği sağlayıp iktidarda kalmaya çalışıyorlar. Bu siyaset tarzı ortadan kalkmalı. Bu amaçla fay hatlarını ortadan kaldırmak istiyorum. Çocuklarımıza, gelecek nesillere; kucaklaşmış, toplumsal barışı sağlamış, geçmişini kurcalayan değil geleceğini planlayan bir ülke bırakmak istiyorum.”
Türkiye yaralı insanlar ülkesi. Kimi iktidarın bazı girişimleri oldu, ama hep sınırlı kaldı. Kılıçdaroğlu, ülkenin yakın geleceğinde adalete, özgürlüğe, insan haklarına ve hukuka dayalı, demokratik yeni bir siyasal rejimin ve toplumsal barışın inşası ihtimalini güçlü görüyor. Lakin, fay hatları etrafında kümelenen milyonların mağduriyeti son bulmadıkça eksik kalacağını da biliyor. Bunun için “helalleşme” çağrısı yaptı.
Ne ölçüde başarılı olacağını zamanla göreceğiz. Hep ötelenmiş, resmi anlatılarla üstü örtülmüş, gözlerden ırak tutulmaya çalışılan, kangrenleşmiş ağır sorunlarla yüzleşme zorunluluğunu gündeme getirmesi başlı başına kıymet taşıyor. Bunu hemen her kesimdeki geniş tepkiler ve yorumlar da gösterdi. Birkaç başlık altında bunları değerlendirmeye çalışacağım.
İktidar: “Dökme suyla değirmen dönmez”
AK Parti iktidarı, ortakları ve medyadaki trolleri, bu teklifin anlamını ve kapsamını bir yana bırakıp, doğrudan karşı çıkmayı tercih ettiler. CHP’nin tek parti dönemi, darbeler ve vesayet odaklarıyla ilişkisi ve başörtüsü yasağını öne çıkarıp, siyasi konsolidasyona başvurdular. O gelenekten gelen bazı sağduyulu kalemler önemli bir fırsat olarak değerlendirseler de, iktidar blokunun tavrı şaşırtıcı olmadı. Özellikle “helalleşme” kavramının kullanılmasından rahatsızlık duydukları görüldü.
İddialar arasında CHP’nin milleti “salak” yerine koyduğu, halbuki özür borcu bulunduğu ve seçim hesabı güttüğü yazıldı, söylendi. Bu işten Kılıçdaroğlu’na ekmek çıkmayacağı, yayınladığı listenin “hileli” olduğu ileri sürüldü. Yıllar boyu devlet partisi politikası izleyenlerin inandırıcı olamayacağını, bu “siyasi açılım sepetinin”, aslında “ABD’nin değirmenine su taşıdığını” yazıldı. Bir AK Parti temsilcisi de “helalleşme” kavramının kullanılmasını “dökme su ile değirmenin dönmez” diyerek eleştirdi.
İktidar ve çevresi, Kılıçdaroğlu’nun seçim eşiğindeki bu çıkışının dindar seçmen kitlesinde yaratacağı etkiden çekinerek gözleri ne kutuplaşma, ne iç barış ve birlik görmeden karşı çıktılar. Üsluplarındaki “kızgınlık” ve konuyu yalnızca CHP’nin üzerine çekmeye çalışmaları dikkatten kaçmadı. AK Parti ve ortaklarının tavrı, bu hususta bir toplumsal mutabakatın oluşmasının kolay olmayacağını göstermesi bakımından da dikkat çekicidir.
Toplumsal barış umudu görenler
İnanç, etnik kimlik ve dil Türkiye’de hep gerilim ve çatışma konusu oldu. Bu sorunların çoğulcu demokrasi, tanınma ve insan hakları bağlamında çözülmesini isteyenler ağır bedeller ödediler. Kılıçdaroğlu’nun önerisinden umutlanıp, muhtelif yönlerini değerlendiren ve öneriler getirenlerin de farklı kesimlerden bu mücadelede yer alanlardan oldukları görülüyor. Ne var ki, katı kamplaşmanın taraflarıyla kıyaslandığında azınlıkta kalıyorlar. Aydınların geçtiğimiz yıllar içerisinde yaşadığı bölünme bu konuya da yansımış görünüyor. Kurum olarak CHP harekete geçer ve uygun zemin sunabilirse, bu çevrelerin konunun toplumsallaşması yönünde katkı sunmaya hazır oldukları anlaşılıyor.
Helalleşmeyi destekleyenler, hazırlığı titizlikle yapılmış, gerekli kurulları oluşturulmuş, kucaklayıcı dili iyi kurulmuş ve dar zamana sıkıştırılmamış kapsamlı bir süreç yaşanmasını istiyorlar. Merkezinde devletin bulunduğu benzer suç ve haksızlıkların tekrarlanmaması için, mağdurlara devletin teminat vermesi olarak tasarlanmasını gerekli görüyorlar. Kolay değil. Bu nedenle, ideolojik, politik değişim ve dönüşüm yaşanması istenirken, uluslararası ölçü ve tecrübelerin dikkate alınması öneriliyor.
Kılıçdaroğlu’nun son dönemdeki çabalarına rağmen, sırtında geçmişinin çok ağır yüklerini taşıyan CHP için bunu tarihi bir durum olarak değerlendiriyor ve şans tanınmasını istiyorlar. “Helalleşme” kavramını muhtelif boyutlarıyla, imkân ve güçlükleriyle tartışıyorlar. Bu kavramın dini bağlamının yaratacağı kavrayış darlığına dikkat çekiyorlar. Girişimin sadece bir çevreyle sınırlı tutulmayıp geniş ele alınmasını öneriyorlar. Kimileri de yaygın kabul gören “yüzleşme” kavramını teklif ediyor. Buna karşılık, helalleşme, hesap sorma ve devlet suçlarının saptanıp yargıya taşınmasından vazgeçme olarak görülmüyor. Gündemdeki ekonomik kriz gibi sorunları unutturacağı ise hiç düşünülmüyor. Hatta, demokratikleşme sürecini olumlu etkileyeceğinden krizden çıkışı besleyeceği kanaatindeler.
Atatürk dönemine, tek parti yıllarına, darbeler ve askeri vesayet güçleriyle ilişki gibi konulara girilmeden anlamlı bir sonuç alınamayacağı belirtiliyor. Üstelik sorunun bunlardan ibaret olmadığı da vurgulanıyor. Partinin toplumsal desteğinin belli sınırlar içinde kalmasının konuyla doğrudan ilgili olduğuna da dikkat çekiliyor. Ulusalcı soldan, etnik milliyetçi ve katı laik çevrelerden gelen cesaret kırıcı tepkilere karşı durulması bu kesim için önem taşıyor. Girişim sabote edilmek istense dahi, ülke ve CHP için umut olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle de gündeme getiren Kılıçdaroğlu düşünsel düzey bakımından partisinden ileride görülüyor.
CHP ve çevresindeki hava
Helalleşme yolculuğuna çıkan kişi partinin genel başkanı ama CHP yöneticileri arasında kamuoyuna konuşan yegâne kişi galiba Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek. Eleştiri ve sorulara cevap vermek için gazeteci Fikret Bila’ya konuştu. Genel merkez yöneticileri dahil başkaca konuşan ve değerlendirme yapan kimseyi duymadık. Örgütler bu konuda etkinlik filan da yapmadı.
Bu önemli konuda Kılıdaroğlu’nun yalnız bırakılması göz ardı edilecek bir tavır değil. Belli ki bir problem var. Kim bilir, zamansız olduğu, hazırlık yapılmadığı, daha can yakıcı gündemler bulunduğu (ekonomik kriz gibi), CHP’nin kendi geçmişinin hedef tahtasına oturtulma ihtimalinin bulunduğu, ”reddi miras” kuşkusunun doğduğu, bölünmeye yol açacağı, toplumda fazla bir ilgi görmeyeceği gibi düşünce ve itirazlar dillendirilmiş olabilir. Tuhaf bir suskunluk.
Bununla beraber, kamuoyuna sızan bilgilerden “helalleşme” çağrısının partinin Atatürkçü, ulusalcı ve katı laik tabanında heyecan değil, soru işaretleri yarattığını öğreniyoruz. Eski milletvekilleri, partiye yakın bazı yazarlar ise “Bu da nereden çıktı! Kılıçdaroğlu önce CHP içindekilerle helalleşmeli” diye yazdılar. Çağrıyla, “Cumhuriyetin ve CHP’nin temel ilkelerini hedef aldığını” iddia ettiler. ‘Kuvayi Milliye’yi, Mustafa Kemal’i de buna dahil ettiler. Bazıları ise sorunların çokluğu nedeniyle torba yasaya benzettiler.
Kılıçdaroğlu’nun “CHP’nin yaptığı hatalar ve açtığı yaralara” atıfta bulunmasına “neymiş bu açtığımız yaralar” diyerek sert tepki gösterenler oldu. CHP’nin o kesimlere haksızlık yapmadığı belirtildi. “Helalleşme” sözünün CHP’nin peşini bırakmayacağı söylendi. Bu çağrıyla kim olduğu belirsiz bir grubun oyunu almanın hedeflendiği iddia edildi. Milyonlarca insanın halen acısını yaşadığı olaylara dair “tarihi olayların kendi zamanında değerlendirilmesi gerekir” şeklinde inanılmaz bir görüş ileri sürüldü. Buradan hareketle “Partiye tarihiyle birlikte sahip çıkılması, aksi takdirde kitle bağlarının kopacağı” iddia edildi. Anlaşıldığı kadarıyla, “reddi Miras” tartışmasına işaret edilmek isteniyordu. Daha dikkat çekici olan, başka birçok olayda olduğu gibi, “helalleşme” konusunda da bazı önerilerde bulunan demokrat ve sol eğilimli özgürlükçü bazı aydınların ve bilim insanlarının “liboş takımı” denilerek hedef alınmasıydı.
Gelinen noktadan bakıldığında, Kemal Kılıçdaroğlu iddialı bir şekilde konuyu siyaset arenasına getirip, onca tartışmaya yol açmışken, CHP genel merkezi ve yerel örgütleri “helalleşme yolculuğu” konusunda bir türlü harekete geçmiyor ve toplumsallaşması için çaba göstermiyorlar.
Şalom Gazetesi yazarı Bahar Feyzan’ın dolaylı aktarımına dayanan bir haberde (9 Aralık 2021) “Kemal Kılıçdaroğlu’nun helalleşmeyi olgunlaştırmadan kamuoyuna açıkladığı için pişman olduğu” iddia ediliyor. Yeterli hazırlık yapılmadığı düşünülebilir ve muhtemelen de doğrudur. Ancak caydırıcı olan bu muydu? Asıl faktör, CHP yöneticileri ve örgütün bu politikayı yeterince benimsememesi, eleştirellikle kayıtsızlık arasında bir pozisyonu tercih etmesi gibi görünüyor.
Halbuki Türkiye yaralarını sarma konusunda uzun zamandır böyle cesaretli bir adıma ihtiyaç duyuyordu. Siyasal şartların ve yakın geleceğin iyimser bir dönüşüm için umut verdiği bir ortamda bu hayırlı gelişmenin başlamadan bitmemesini dileyelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları










































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.11.2023
19.08.2023
6.05.2023
28.04.2023
17.04.2023
29.03.2023
22.03.2023
9.03.2023
15.11.2022
9.09.2022