Bülent KORUCU
Ak Parti, elinde tuttuğu propaganda makinesine fazla güveniyor. Devr-i iktidarında yaşanan ve normalde hükümet devirecek nitelikteki skandalları örtebileceğini ve hatta buradan yeni mağduriyetler üretebileceğini düşünüyor.
Fakat bu sefer algı operasyonları yalın ve çok acı bir gerçeğe çarpıp parçalanıyor. PKK terör örgütü sadece dün 6 güvenlik görevlisini şehit etti. Her gün Türkiye'nin dört bir yanına onur ve acı yüklü cenazeler dağılıyor. İktidar ise daha dün göreve gelmiş ve enkaz devralmış bir hükümet gibi durmadan şikâyet ediyor.
AKP'de koltuk işgal eden birçok isim PKK'nın çözüm sürecini suistimal ederek şehirleri cephaneliğe dönüştürdüğünden yakınıyor. Kalemşörleri aynı minvalde şeyler karalıyor. En son Sabah gazetesi, “PKK'nın şehirlere 80 bin silah yığdığını” yazdı. Vicdanını kiraya vermemiş herkes ağız birliği etmişçesine soruyor: Bütün bunlar olurken iş başında hangi hükümet vardı? Bu hazırlığa göz mü yumdunuz, yoksa göremediniz mi? AKP'lilerin cevabı ‘aldatıldık' yani göremedik. İnandırıcı ve ikna edici cevap olmadığının farkındalar ama başka seçenekleri yok. Kaldı ki bu gerçek ve samimi ifadeleri ise böyle bir acziyetin bundan sonraki yönetiminden nasıl emin olacağız?
PKK iki ton bombayla karakola saldırıyor. Bu kadar patlayıcıyı temin edip bir yerden bir yere ulaştırmak kolay olmamalı. Nasıl bir istihbarat ağı var ki iki tonluk bombayı yakalayamıyor. Bazıları ‘Suriye'yi avucumuzun içi gibi biliyoruz' diye hava atıyordu. Bırakın Suriye'yi kendi ülkemizde bile körebe oynuyormuşuz! Şehirlerin silahlandırılması konusunda bile bile lades oynandığı düşüncesi de yabana atılacak cinsten değil. PKK'nın sızdırdığı Oslo kayıtlarında MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş, “metropolleri patlayıcılarla doldurduğunuzu biliyoruz” demişti. Bir annenin çocuğunu “gizli gizli sigara içtiğinin farkında olmadığımı sanma” tonunda bir ikaz mıydı; yoksa sert bir çıkışma mı, takdir kamuoyunun.
Süreç boyunca defalarca PKK'nın şehirleri silahlandırdığı uyarısı yapıldı. 20 bin Keleş'in dağıtıldığı, asker ve polisin kendisine doğrudan saldırı olmadan silah görse dahi müdahale etmeme emri aldığı defalarca yazıldı. Hatta Genelkurmay Başkanlığı'nın 13 Mayıs 2013 tarihli “İnsansız ve insanlı keşif araçları, eskiden olduğu gibi, rota değiştirmeden görev uçuşlarına meteorolojik şartların elverdiği ölçüde devam etmektedir. Teröristlerin sınır ötesine çekilmesine ait herhangi bir görüntü ve bilgi elimizde mevcut değildir.” açıklaması ‘TSK'nın kendini garantiye alma girişimi' olarak yorumlanmıştı. Bu günleri görünce ‘Haklı bir endişeymiş' diyoruz. Genelkurmay'ın bayrak indirmeden taciz ateşlerine varana kadar büyük küçük demeden her eylemi kayıt altına alıp kamuoyu ile paylaşması da aynı tedirginliğin sonucuydu herhalde.
Şimdilerde savaş tamtamları çalanlar, “PKK şehirleri cephaneliğe dönüştürdü, alan hakimiyetini ele geçirdi, bölge halkı örgütün umuduna terk edildi” uyarılarını ‘paralel fitnesi' olarak yaftalayıp geçiştiriyordu. Kapanan yollar ve gelen şehit cenazeleri de illüzyonun dağılmasına yetmiyordu. Barış görünümlü siyasi manevraları samimi değildi; onun için savaşçılıkları da sorunu çözmeye hizmet etmeyecek. Bugün ‘PKK bizi kandırdı' diyenler, yarın ‘Güvenlik bürokrasisi tehlikeyi olduğundan büyük göstererek yanılttı. O sebeple çözüm sürecini bitirdik' mazeretine sığınabilir. Barışı yüzüne gözüne bulaştıranların savaşından daha çok endişe duymak gerekiyor. Her yol mübah sanki.
Olan gariban çocuklarına oluyor. Gecekondulardan ve yıkılmaya meyyal köy evlerinden toplanan gençler ölüyor. Ailesinin devletin uçağı ile götürülmesi propaganda malzemesi olarak gazetelerin birinci sayfasına yerleştiriliyor. ‘Şehit ailesine jest!' HER ŞEY İKTİDAR İÇİN.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016