Burhanettin DURAN
36. Olağan Kurultayı'na giden CHP'de genel başkan değişimi beklenmiyor. Kılıçdaroğlu partiyi kritik 2019 seçimlerine taşıyan lider olacak. 60 kişilik Parti Meclisi'nin kompozisyonu da CHP'nin yeni dönem siyasetine etki edecek.
CHP'nin muhalefet stratejisinin ise ciddi bir krizde olduğu aşikâr. Bu krizin kökleri 17-25 Aralık operasyonlarındaki tavrına kadar geri götürülebilirse de asıl sıkıntı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başladı. CHP kurmayları, Türkiye'nin "saldırı altında olduğu" yönündeki siyasi bilincin AK Parti tarafından kullanıldığı ve kendi muhalefet zeminlerinin daraldığı anlayışından hareket ediyorlar.
15 Temmuz'dan sonra "tek adam" eleştirisinin MHP'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a destekvermesini engellemediğini gördüler. Bütün aksi çabalarına rağmen 16 Nisan referandumu ile de halktan cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş onayının alınmasına şahit oldular.
Muhalefet zeminini genişletmek amacıyla CHP, kamuoyunun üzerinde ittifak ettiği terörle mücadele gibi konulara başta destek vermek zorunda kalıyor. Kısa süre sonra ise Türkiye karşıtlarının dili ve argümanları ile iktidarı eleştirmeye başlıyor. CHP kurmayları bu yaklaşımın kendilerine içerde ve dışarıda alan açacağını sanıyorlar.
FETÖ ile mücadelenin iktidar partisine getirilerini "20 Temmuz'dan sonra sivil dikta başladığı" suçlamasıyla izale etmeye çabalamışlardı. Şimdi de Zeytin Dalı Harekatı'nın temsil ettiği PKKYPG ile mücadeleye aynı tavrı gösteriyorlar.
Bir yandan ÖSO'yu "el- Kaide, Deaş bağlantılı" göstererek "terör örgütü" suçlamasınayöneliyorlar. Diğer yandan ise HDP tabanına şirin görünmek için PYD-YPG'ye "terör örgütü" demekten sakınıyorlar. ABD'nin YPG politikasını eleştirmedikleri gibi Kilis ya da Reyhanlı'ya atılan roketlere karşı da sessizler.
Elbette bunun iktidara, Erdoğan'a yaracağını düşündükleri için... Ancak bu tercihle, 15 Temmuz'dan sonra yaşadıklarına benzer ikinci bir kırılma yaşıyorlar. Çok güçlü bir siyasi trende karşı çıkarak parti olarak kaybetmeyi garantiliyorlar.
Zeytin Dalı Harekâtı'na CHP'nin yaklaşımı dışarıdan Türkiye'nin YPG ile mücadelesini sonlandırmak isteyenlerle aynı dalga boyuna giriyor. 15 Temmuz'a FETÖ argümanlarıyla yaklaştıkları gibi YPG ile mücadeleyi de HDP-PKK söylemleriyle değerlendiriyorlar.
Bu tarz siyaset, kolaycılığının yanı sıra, CHP tabanındaki çaresizlik hissini ve marjinalleşmeyi derinleştiriyor. İktidarın FETÖ'leşme ya da HDP'leşme eleştirilerinde bulunmasına fırsat veriyor. "Gayri milli olma," "vatansever olmama," "Türkiye'nin düşmanları ile eşgüdümlü hareket etme" gibi yorumlar güç kazanıyor. AK Parti yetkililerinin ötesinde geniş halk kesimlerinde bu algı yerleşiyor. Bu algının CHP'nin oy oranını ne kadar etkileyeceği henüz belli değil. Ancak parti liderinin ve sözcülerinin siyasi söylemlerinin marjinalleşmesi tabanın da merkez siyasetten uzaklaşmasına sebep oluyor.
AK Parti'nin Suriye politikasını geriye giderek sorunsallaştırmak CHP'nin söylemlerindeki çelişkileri ve savrulmayı örtmüyor. Süleyman Şah Türbesi'nin taşınmasını eleştirirken "10 binşehit" vermekten bahseden Kılıçdaroğlu, aynı konuşmada harekâta "savaşa hayır" kampanyasıyla karşı çıkanlara destek verebiliyor.
TSK, Afrin merkezine yaklaştıkça dış kampanyanın yoğunlaşması bekleniyor. CHP'nin de kurultaydan sonra "sert muhalefet" adına YPG'nin propagandasına esir düşmesi yeni bir marjinalleşme algısı oluşturacak.
CHP'nin HDP gibi marjinalleşmesinin Türkiye siyaseti ve demokrasisi açısından ciddi bir sorun olduğu görüşündeyim. Bu gidişat ya "terörle mücadele" gibi ortak, milli bir konudan CHP tabanını yabancılaştıracak. Ya da tabandaki milli-ulusal hissiyata sahip kesimler CHP'den uzaklaşacak ve parti tümüyle sekter bir kesimin aparatına dönüşecek.
Bu da hem sert bir kimlik siyaseti yürütmek hem de dış operasyonların ajandasına hizmet etmek demek.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020