Erol KATIRCIOĞLU
“Özel sektör nasıl ki ortaöğretimde ve lisede bu işi yapıyor neden yüksek öğrenimde yapmasın ki?” diyerek tartışmayı başlattı.
Tabii bu tartışmanın gerekli ve geç kalmış bir tartışma olduğu ortada. Ama gönül isterdi ki öncelikli olarak şu “Vakıf Üniversiteleri” deneyimi toplumda enine boyuna tartışılmış olsun. O zaman eğitim meselelerimize daha sağlıklı bir yol bulma şansımız artarda.
Ama maalesef bizde hemen her konu böyle “halledildiği” için bizi yönetenlerin böyle bir sabrı yok. Bu tür konular, “Biz değerlendirdik ve karar verdik” gibisinden yukarıdan bir konuşmayla toplumun önüne getirildiği için neden vazgeçiyoruz ve gelecek olan nedir diye bir tartışma ve akıl ortaklaştırılması da pek yapılamıyor.
Mesela bu konuların başında “Vakıf Üniversitesi” meselesi geliyor. Bugün 60’tan fazla bu türden üniversite kurulmuş durumda. Eğer bu üniversiteleri kuranlara sorarsanız, onların hep birlikte “Vakıf üniversiteleri kâr amacı gütmeyen kuruluşlardır” dediğini duyarsınız. Ama tam tersine bugün hemen herkes vakıf üniversitelerinin kâr amaçlı kuruluşlar olduğunu çok iyi biliyor. O nedenle de“Vakıf üniversiteleri kâr amacı gütmeyen kuruluşlar” olduğu iddiasını ifade edenlerin insan aklıyla dalga geçtikleri açık.
Bu ülkede bazı işler “ortaoyunu” kıvamında yürüdüğü için, Tanrı’nın bildiğini kuldan saklamak mümkünmüş gibi, vakıf üniversitelerinin sahipleri, bu kuruluşları sonuna kadar “kâr amacı” için kurmuş oldukları hâlde “kâr amacı” gütmediklerini toplum önünde de beyan etmekten sıkılmıyorlar. Öğrencilerinin önemli bir kesiminin burslu okuduğundan vs’den söz ederek sanki bir kamu görevi ifa ediyormuş izlenimi vermeye çalışıyorlar.
Tabii ki bütün vakıf üniversitelerini kastetmiyorum. Ama tamamına yakının pekâlâ bu işten para kazandığı ortada. Vakıf olmaktan gelen vergi vermeme imkânlarını ve de sanki bir “kamu görevi” yapıyormuş gibi maddi (arazi gibi, devlet yardımları gibi) ve manevi (kırmızı plaka vs. gibi) devlet desteklerini de eklerseniz bu işte bir tuhaflık olduğu ortaya çıkar.
Bu çerçeveden bakınca bu ortaoyununu fark edip de bu işe son vermenin bir yolunun onları “vakıf”zırhından çıkarıp “şirket” yapmak olduğunu düşünebilirsiniz. Mademki “kâr amacı” güttükleri hâlde “değilmiş” gibi davranıp kâr elde ediyorlarsa bu durumda onları diğer bütün “kâr amaçlı” kuruluşlar gibi “şirket” yapmak ve Ticaret Kanunu’nun kapsamında denetlenebilir kılmak sahiden bir yol olabilir. Sanırım hükümet de buna benzer bir değerlendirme sonucunda böyle bir yol bulmuş gibi.
Ama eğitim hizmeti satmak domates satmaya benzemez. Eğitim hizmetinin bütün bir toplumun nasıl bir toplum olacağını büyük ölçüde belirleyen bir özelliği var. Manav domatesi pahalıya satarsa ve bunun sonucunda domates alamazsanız domates yemekten mahrum olursunuz. Ama eğitimi paralı yapıp, hele hele birtakım şirketlerin insafına terk ederseniz, toplumun bir kesiminin eğitim almasını önlemiş olursunuz. Bunun olumsuz sonuçlarının ise yalnızca eğitim alamamış olan kişiye değil topluma çıkacağı da ortada.
Bu konuyu tartışmaya ve konunun çeşitli boyutlarını ele almaya ileriki yazılarımda devam edeceğim. Ama bu yazımı aşağıdaki anekdotla bitireyim:
Özel bir vakıf üniversitesinde çalışan bir dostum günün birinde bana: “Yahu bu bizim mütevelli heyeti başkanı (yani üniversitenin kurucusu) meğerse bayağı komünistmiş” dedi. “Nereden çıkardın bunu?” dedim, aklım almamıştı. “Yahu baksana adam üniversitede parayı kaldırdı, kimseye maaş falan ödemiyor.”
“Vakıf üniversitesi” mi dediniz yoksa “Şirket üniversitesi” mi?
Duralım biraz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025