Eser KARAKAŞ
24 Haziran seçimleri sonrası birileri AKP’nin oy oranının buralara gelmesinden liberal demokratların sorumlu olduğunu söylemeye başladılar.
Politik strateji olarak çaresizlik, entelektüel donanım olarak da zavallılık.
Türkiye siyasal sisteminin başına bir bela olan yüzde on baraj meselesi, herkes hikayeyi bilir, kürtler için değil, muhafazakar partiler için icat edildi.
Sonra, 1980’lerde, 90’larda bir şeyler oldu, bu baraj muhafazakar İslamcı hareket için bir engel olmaktan çıktı, neden ve nasıl çıktığı çok belirleyici, ama sistemin egemen sözde modernleri başka önlemleri, muhtıraları, 367’yi, devreye sokmaya çalıştılar.
Bu aptal baraj şimdi artık kürt hareketi için de yeterli olamıyor, tam da bu nedenden bugün kayyumlar, hapisler gibi mekanizmalar devreye sokuluyor; bizim devlette kötü şeylerde mükemmel, iyi şeylerde sıfır “learning by doing” (yaparak öğrenmek).
İslami siyasi hareket için zamanında yeterli olmayan baraj bugün artık kürt hareketi için de geçerli olmaktan çıkıyor.
Ancak, cevaplanması gereken bir soru ortada duruyor.
Çok değil, otuz sene önce yüzde on barajı ile püskürtülmek istenen islami siyasi hareket nasıl oldu da bugün yüzde elli bandına oturdu?
Kentleşmeye, nüfus artışına bağlı olarak muhafazakarlıkta bir görünürlük artışı oldu, buna kuşku yok ama tüm yolsuzluk iddialarına, çok kötü yönetime rağmen ne oldu da bu kadar bilenmiş bir yüzde elli şimdi siyasetin göbeğinde?
Bu sürecin mimarları var, bu sermimarlar da birilerinin düşüneceği gibi Rahmetli Erbakan, Recep Tayyip Erdoğan, İsmail Kahraman gibileri değil bence.
Ben Erdoğan’ın yerinde olsam bu gerçek mimarların heykellerini Saray’ın en güzide noktalarına diktirirdim.
80’lerin sonunda türban meselesini durup dururken başımıza kim bela etti ise, üniversite kapılarında kim türban avcılığı, yasakçılığı yaptı ise, kim ikna odaları rezaletini icat etti ise, kim 367 saçmalığını ortaya çıkarıp uyguladı ise, kimler 27 Nisan muhtırasını verdi ve kimler bu berbat muhtırayı destekledi ise, kimler o saçma sapan “sözde değil özde” mesajlarını verdi ise, kimler “kaosa kalkan bilmem kaç el” manşetini attı ise onların heykeli mutlaka AKP Sarayına dikilmeli.
Türbanlı kadınların evlerine temizlikçi olarak gelmelerine ses çıkarmayıp, Bağdat Caddesi’nde görünür olmalarına, cici mağazalara girmelerine itiraz edenlerin heykeli de mutlaka Saray’ın bir yerlerinde olmalı.
Kimler türbanlı kızlara, çarşaflı kadınlara karafatma dedi ise Recep Tayyip Erdoğan onlara olan siyasi borcunu asla ödeyemeyecek.
Her 29 Ekim sabahı TRT ekranlarında “Vurun kahpeye” filmini göstermekten senelerce kim sıkılmadı ise bence yeni Cumhurbaşkanlığı kabinesinde mutlaka iletişim bakanlığı gibi bir göreve ya da Saray’ın iletişim danışmanlığına getirilmeli, çünkü görev mükemmel ve sonuç alıcı biçimde ifa edilmiş bulunmaktadır.
Şunu da söylemeden geçmeyeyim, liberal demokratların bu süreçte amaçsal bir rolü asla olmamıştır, sadece ilkesel taraf olmuşlardır, bugün olsa muhtemelen yine benzer pozisyonlar alınır, hiçbir liberal demokratın siyasi islami hareketten hiç hoşlanmadığı için askeri muhtıraları, türban yasağını, MGK’yı, Diyanet’i destekleyecek, AB’ye karşı çıkacak hali yoktur.
Bir tarafta Erdoğan’ın heykellerini dikmesi gereken sözde modern, önünü bile göremeyen, yaptığının iki sene sonra nereye çıkacağını hesaplayamayan zeka küpü kadrolar.
Öbür tarafta da, iktidarının 16. senesinde, MGK gibi, Diyanet gibi en anti demokratik, en anti hukuk kurumları kendisine bağlamaktan başka proje üretemeyen, anayasadan ırkçı ifadeleri çıkaramayan siyasal iktidar.
Zavallı Türkiye'de bu iki çapsız kadronun, sözde muhafazakarlar-sözde modernler parantezinde kalmış durumda.
80’lerin başlarında yüzde on barajına takılan, çok da organize olamayan bir kesim otuz senede örgütlü, bilinçli, ne istediğini çok iyi bilen bir iktidar bloğuna dönüşmüştür ve bizler bu bloğun oluşumunda kimlerin baş sorumlu, sermimar olduğunu biliyoruz.
Burada, son cümlemde, sanki bir kriminel kesimden bahsediyormuş gibi, “sorumlu” kelimesini kullandım ama şayet kamu ihale süreçlerini, teşvikleri, imar düzenini, kamu bankalarından verilen kredileri, basın rezaletlerini, vergi aflarını, imar aflarını, dağıtılan cülusu, eli silahlı çeteleri, TRT’yi, AA’yı izliyorsanız, 80’lerin başlarının kendi içinde bir sınıfının-yapısının şimdi nasıl kendi için bir kriminel sınıfa- yapıya nasıl dönüştüğünü de görürsünüz.
Erdoğan Rahmetli Profesör Fuat Sezgin ismini 2019 senesine vermeyi düşünüyormuş, bir itirazım yoktur, hakketmiştir Hoca bunu çoktan, keşke hayatta iken yapılsa idi.
Ama, kadirşinaslık açısından Erdoğan, mesela, İstanbul Üniversitesi eski bir rektörünün adını da 2019 senesine verebilir; 24 Haziran için daha açıklayıcı olabilir bu kadirşinaslık.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025