Fehim TAŞTEKİN
Sindirmek için cana kastetmek muktedirlerin rutinidir. Öldürmeyi hak görürler. Muktedirin kutsallığı sindirilmiş tebaanın gözünde zaten mazurdur. Evi yakmak, kapı eşiğinde köpeği vurmak, kümesteki tavuğu boğazlamak da korkuyu ebedi kılmanın denenmiş yoludur. Sindirmede ikinci seviyedir. Anaların yasını ebedi kılmak için cesetlere eziyet ve mezarları tahrip evvelkilerin de belki akıl edemediği başka bir seviye.
Burada böyleyse sınır ötesindeki sınırsızlığı düşünün! Talancıyı, yağmacıyı, fidyeciyi Afrin ve ele geçirilen diğer bölgelerin başına bela edenlerin sınırsızlığı!
Bu dönemin dış politikasına damgasını vuran bariz unsur ‘bozmak’, ‘bozguna uğratmak’. Bunun önüne ‘oyun’ kelimesi eklendi mi boy aynasında ‘stratejik aktör’ beliriyor. Gururla tekrarladıkları şey, “Oyunu bozduk”.
Nedir ki bozulan, baltalanan, bozguna uğratılan?
– Kürtlerle Kürtlerin diyaloğu.
– Kürtlerin Rus garantörlüğüyle garantiye alma umudu.
– Kürtlerin Şam’la çözüm yolu.
Olası müzakere masasını, “Suriye’de tuttuğum parçaları koparırım” pozuyla peşinen deviriyor.
Dışişleri, Doğu Akdeniz ve Libya konusunda Mısır, Kıbrıs, Yunanistan ve BAE ile ortak açıklamaya katılan Paris’e çatarken bile cümleye “Suriye’de terör devletçiği kurma emellerine ağır bir darbe vurduğumuz Fransa” diye başlıyor.
Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) İstanbul’u mesken tutup Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu’na (SMDK) katılınca Ankara’nın nezdinde “Kürtlerin meşru temsilcisi” olarak iltifat görüyor(du). Yeter ki “terör örgütü” saydıkları Demokratik Birlik Partisi’ni (PYD) gayrimeşru ve suçlu ilan etmeye bir vesile olsun. Ancak bu itibar perçinsiz; ENKS, PYD ile uzlaşma masasına oturduğunda “meşru temsilci” ifadesi anında “paravan” oluveriyor. Aynen AA’nın haberinde geçtiği gibi: “ABD ve Fransa, Suriye’nin kuzeyindeki işgalci örgüt YPG/PKK’ya uluslararası arenada temsil alanı açmak için ENKS’yi paravan olarak kullanmaya hazırlanıyor.”
İddiaya göre ABD ile Fransa, ENKS’ye “SMDK’dan ayrıl” demiş, bunun için de Kürdistan Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani devreye sokulmuş! Bu iddiayla bir parmak da Erbil’e sallanıyor. Dün “YPG, Roj Peşmergelerinin dönüşüne engel oluyor” diye yakınırken bunu temin edecek görüşmeleri “terör” parantezine alıyor. Kürtleri seçeneksiz bırakan imha ve baskı siyaseti, bir noktadan sonra duruma müdahil olan NATO ortaklarına da çatıyor.
Farklı programları, taban tabana zıt anlayışları, örgütsel yapıları ve çalışma tarzları, birbirine hasım iç ve dış bağlantıları nedeniyle ENKS-PYD ortaklığı zaten zor. Bu hakikat bir yana en ufak diyalog Ankara’da alarm nedeni. Bir de ENKS’ye “Alternatifsiz değilsin, üzerini çizeriz” der gibi “Bağımsız Suriye Kürt Birliği” Türkiye için konuşan Kürt olarak sahne alıyor. Suriye sahasında karşılığı olmayan bu derneğin başkanı Abdülaziz Temo, “Terör güçleriyle diyalogu reddediyoruz” diye çıkışıyor. Daily Sabah, derneği “Suriye’deki Kürtlerin çoğunluğunu temsil eden” diye takdim ediyor. SMDK’dan bir yetkili de PYD’yi terör örgütü olarak gördüklerini hatırlatıp görüşmeleri “Kabul edilemez” diye niteliyor. Yani İstanbul merkezli Suriye muhalefeti “Türkiye’nin kırmızı çizgisini aşan bizden değildir” diyor. Sıradaki muhtemel ayar; çok istiyorsan İstanbul yerine Kahire’yi mesken tutabilirsin!
“İstanbul’un muhalifleri”, “Riyad’ın muhalifleri”, “Kahire’nin muhalifleri”… Hepsi de Suriye halkının en has temsilcileri!
***
Tehditler bir kenara Kürtlerin diyalog defterinde anlamlı not hâlâ yok.
ENKS-PYD arasında belli konularda anlayış birliği hasıl olsa da pozisyonlar ve talepler arasındaki uyumsuzluk uçurum gibi. Amerikan-Fransız baskısı bu açığı kolayca kapatamaz. Barzani ailesinin yapabilecekleri de Türkiye ile ilişkilerin selameti için mahdut. Zine Werte’de KDP-PKK karşı karşıya gelirken iki hareketin Suriye’deki izdüşümlerini çakıştırmak ne denli mümkün? Suriye’yi diğer parçalardan ayrı tutan bir yaklaşım Amerikalıların beyin konforuna uyuyor olabilir ama bunun gerçeklikle bir ilgisi yok.
Beri taraftan Ruslar, Kürtlerle diyalogu sürdürüyor ama bunun siyasal çözüme evrilmesinin önündeki engeller taş gibi duruyor. Türkiye hem Moskova ile ilişkilerini hem sahadaki askeri varlığını caydırıcı faktör olarak kullanıyor. Meselenin asıl muhatabı Şam ise diyalogu müzakere aşamasına geçirmiyor.
Kürtlerle ilgili açılımın Amerikan askeri varlığını bitireceğine dair somut bir öngörünün olmaması Şam ve müttefiklerinin temkinli olmasında önemli bir etken.
***
Bu minvalde Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eş Başkan Yardımcısı Bedran Çiya Kurd’a sordum, “Durum nedir” diye.
Bedran Çiya, 2015 sonbaharında Kürtlerle Rusya arasında Halep’te başlayan askeri işbirliğinin Afrin ve Şehba bölgelerinin Türkiye destekli silahlı gruplara karşı savunulması sırasında genişlediğini, buna siyasi çözüm bulma arayışının da eklendiğini hatırlattıktan sonra özetle şunları vurguladı:
– Suriye’de Türk-Rus işbirliğinin şekillenmesinden sonra Türkiye, özerk yönetim ile Suriye hükümeti arasında siyasi çözüme dönük tüm çabaları engelleyen bir faktöre dönüştü.
– Afrin’e müdahaleye yeşil ışık yakılması Rusya ile Kürtler arasında bir güven sarsılmasına yol açtı.
– ABD’nin Tel Ebyad ve Ras el Ayn’a müdahaleye yeşil ışık yakması, buna karşı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Suriye ordusu arasında bir mutabakatın sağlanması ve Rusya’nın Ankara ile varılan anlaşmayla Fırat’ın doğusuna intikali gibi faktörlerle ilişkiler yeniden bir dengeye oturdu.
– Rusya siyasi çözüm için garantör rolü oynamak istiyor. Rusya, Suriye hükümeti ve özerk yönetim arasında üçlü toplantılar gerçekleştirildi. Bu süreç çok yavaş ilerliyor ve şimdiye kadar somut bir gelişme olmadı. Kürtler krizin çözümünde Rus rolünün öneminin farkında ancak siyasi bir çözüm için
Suriye krizini bölgesel ve uluslararası hesaplaşmaların dışına çıkarmak gerekiyor. Her halükarda Kürtler Rusya’nın girişimlerini desteklemeye devam ediyor.
ABD ile ilişkilere gelince; Bedran Çiya’ya göre ortaklık hâlâ terörle mücadele çerçevesinde askeri düzeyde seyrediyor. Kürtler ABD’nin askeri alanda olduğu gibi siyasi alanda da etkili bir rol oynaması gerektiğini düşünüyor. Ancak ABD’nin siyasi pozisyonu belirsiz. Amerikan tarafı nasıl bir çözüm istediği ve özerk yönetimle siyasi ilişkiler kurup kurmayacağı konusunda sorulara açık yanıt vermiyor. Beklenti, Türkiye’nin tehditlerinin durdurulmasını, Afrin, Tel Ebyad (Gîrê Spî) ve Ras el Ayn’daki (Serekaniye) işgalin bitirilmesini, yeni anayasanın yazımı için Suriye krizindeki tüm taraflar arasında bir siyasi uzlaşının sağlanmasını içeriyor.
Bedran Çiya, Amerikalı özel danışman William Roebuck’un Kürtler arası diyalog için arabulucu olması konusunda da şunları söylüyor:
“ABD Kürtlerin güçlü bir role kavuşmasını, Suriye muhalefeti içinde etkili olmasını ve Cenevre sürecinin şekillendireceği Suriye’nin müstakbel siyasi haritasında yer almasını istiyor. Fakat Amerikan istekleri Kürtleri olası bütün siyasi süreçlerden dışlamak için elinden geleni yapan Türkiye’nin zorlu bir çatışmasıyla karşılaşıyor. Ayrıca ABD İran’ı Suriye’den çıkaracak, Suriye rejimini baskı altında tutacak, terörle savaşı sürdürecek ve Rus nüfusunun genişlemesini durduracak bir stratejiye göre siyasi belgeler hazırlamaya çalışıyor. Kürtler ise bölgesel ya da uluslararası çatışmaların bir parçası olmak istemiyor. Kürtler, Türkiye ile de diyalogdan yana.”
***
Amerikalılar şu sıralar İran’ın sahneden çekilmesini garanti edecek bir Rus etkisine oynuyor. Olası Rus-Amerikan pazarlığından Kürtlere ne düşer? Kestirmek zor. Bu yolla Kürtler Cenevre’ye gidebilir mi? Belirsiz. Türkiye Cenevre yolunu tıkamaya devam ederse Rusya, Şam üzerinden çözüm seçeneğini çalıştırır mı? Belki.
Ola ki Amerikan askeri varlığı sona ererse Şam, Kürtlere daha cesur yaklaşabilir mi? Olası.
Rusya’dan Kürtlere yönelik daha somut adım, Türk-Rus ortaklığının alacağı yöne bağlı. Türkiye şu sıralar yeniden AB-ABD kapısını tıklıyor. Rusya hem İdlib’i bekliyor hem Türkiye’nin koronayı fırsata çeviren adımlarını izliyor.
Lanetli cümle; bir düğüm başka 40 düğüme bağlı.
Türkiye ezber bozar, şeytanın bacağını kırar, huylu huyundan vazgeçer de barışçıl bir yola girerse bölgenin sırtındaki ağır yük hafifler. Amma velakin Türkiye bütün kapıları kilitleyerek sorunu ihata edeceğini sanıyor. Her kilit, anahtar sahibine tek hücrelik bir alan bırakıyor.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
13.07.2025
9.07.2025
23.06.2025
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025