Ferhat KENTEL
Memleketimizde çeşitli boy ve ebatta savaşlar seyrediyoruz...
Mesela bunlardan biri “misyonerliğe karşı açılan bitmez tükenmez savaş”tır. Mesela Van’da yaşayan Hıristiyanların yaklaşık yedi yıldır ibadet ettikleri ev resmen kilise olarak açılınca, AKP Van Milletvekili Mustafa Bilici’nin savaşı tutmuş...
“Kilisede Türkçe, Farsça, İngilizce ve Kürtçe dillerde dualar yapıldığı ve bu dillerde çok sayıda basılmış İncil ve ilahiler de bulunduğu”ndan dem vuran arkadaş şöyle buyurmuş: “Yüzde yüzü Müslüman toplumlarda Siyonist faaliyetlere alet olarak yeni kiliseler açmak büyük bir gaflettir. Müslüman Van halkı kilise açanların ya da açtıranların maksadını görmeyecek ve sezmeyecek kadar kör ve aptal değildir.”...
Neresinden tutarsınız? Farklı dillerde ibadet edilmesinden neden gocunduğundan mı, kutsal kitaplardan “suç aletleri” gibi bahsetmesinden mi, Hıristiyanlık ibadetini “Siyonist” faaliyetle eş tutmaya varan –hafif tabirle–bilgisizliğinden mi, bu topraklarda Müslümanlardan önce –temizlene temizlene şimdi çok az kalmış olsalar da– Hıristiyanların olduğunu bilmemesinden mi, milletin bir kısmını tehdit, diğer kısmını tahrik edip, bölücülük yaptığından mı, ya da her şey bir yana, insanda kelime bırakmayan insafsız savaş dilinden mi... Size kalmış...
Tabii, bu arkadaşın savaşına kıyasla, en ideal savaş, savaş meydanında yapılan “büyük” savaştır. Hele şöyle savaş meydanının yakınlarında bir yerde yüksekçe bir tepe varsa, bir ağaç gölgesinde açılır kapanır bir iskemle attınız mı, keyfinize diyecek olmaz...
O tür savaşlarda askerlere komuta edenler neden öyle yüksek tepelerden izler savaşları zannediyorsunuz? Duruma vaziyet etmek, bilmem hangi kuvvetleri sağ kanada, öbürlerini düşman hatlarını yarmaya yönlendirmek için falan zannediyorsunuzdur Allah bilir? Siz öyle zannedin! Hayır, adamlar oradan, meydana güvenli bir uzaklıktan, sahneye koydukları bir “görsel şöleni” seyrederler sadece!
Örneğin sizi kan tutuyorsa, savaşı böyle güvenli bir uzaklıktan seyrettiğinizde, kopan kolları ve bacakları, yanmış bedenleri, kan deryasını uzaktan görmeyeceğiniz için fazla sorununuz da olmaz.
Kan tutan ya da tutmayan komutanlar olarak, sonunda kaç adam kaybedip, karşı tarafa kaç tane kaybettirdiğinizin çetelesini tutarsınız. Açılır kapanır iskemlenizi toplarsınız ve yenildiyseniz, “bu savaş bitti, önümüzdeki savaşlara bakmak lazım” sahte olgunluğunu, ya da kendi hatalarınızı kabul etmeyip, medyadaki borazanlarınız vasıtasıyla taraftarlarınıza “valla hile yaptılar” mızıkçılığını ve savaşın devamı konusundaki inadınızı gösterirsiniz. Yendiyseniz, evinize döner, gününüzün ne kadar heyecanlı geçtiğini çocuğunuza anlatırsınız. O da “benim babam savaş tanrısı gibi adam!” diyerek sizle gurur duyar.
Meydan savaşları için doğal olarak, eski zamanların seyir zevkini tatmin edecek başka yöntemler bulmak gerekiyordu ve bulundu. Şimdi gene pek fazla kan görüntüsü olmadan, üzerinize fazla kan sıçratmayan yöntemlerle izleyebiliyorsunuz savaşları. Üstelik evinizde, yemek masasında ya da rahat koltuklarınızda, bir elinizde bira, diğer elinizde fındık fıstık, hatta boyunlarınıza tuttuğunuz ordunun atkısıyla... Üstelik kanallar arasında zaplayarak ya da dörde beşe bölünmüş ekranlardan savaşın farklı veçhelerini, enstantanelerini yorumlar yaparak izleyebilirsiniz.
Tabii bir de şu var; ekranlardan savaş seyrettiğini zanneden sizleri aldatıyorlar... Savaşı çok daha “güzel” seyredenler var; onların ellerindeki teknolojiler çok daha fazla... Mesela onların naklen yayın yapan, ham görüntüleri ânında veren kocaman kocaman elektronik aletleri (valla adlarını bilmediğim için bu kelimelerle idare ediyorum) var; masalarda, savaş meydanları hakkında her türlü ayrıntının yansıdığı kocaman haritaları falan var... Yani siz istediğiniz kadar üzerinize kan sıçramadan seyrettiğinizi zannedin, açılır kapanır iskemleliler çok daha hâkimler savaş meydanlarına... Ve size sundukları görüntülere, alt yazılara ve manşetlere...
Bu yazıda aslında bu memlekette birbirlerine yabancı düşmüş, birbirlerini tanıma fırsatı bulamamış insanların, Boşnakların, Çerkeslerin, Gürcülerin, Bulgaristan göçmeni Türklerin, Yunanistan mübadillerinin ve daha birçoklarının birbirleriyle nasıl iletişime geçerek, resmî tarihin ezberlettiklerinin ötesinde nasıl olağanüstü bir yeniliğe imza atmakta olduklarından bahsedecektim... Olmadı; “barış”, “muhabbet” falan gibi şeyler fazla itibar görmüyor... Çok seyirlik değiller; “sıkıcılar” yani... Savaş onların dillerini bastırıyor... Hele meydan muharebeleri, soğuk savaş dilleriyle Amerika-Rusya ikilemi gibi şeylerle gaza gelenler ve gaz(a) getiriciler hazırdaki eskiyi tepe tepe kullanabiliyorlar...
Evet, çünkü “büyük” savaşlar heyecanlı oluyor. Ama farkındasınız değil mi, “heyecan”ın içinde “CAN” diye bir şey var... Güvenli ve kan sıçratmayan bir uzaklıktan siz savaşı seyredip tempo tutarken, sizde yükselen her heyecan dalgası savaş meydanında biten CAN’larla besleniyor...
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020