Orhan Kemal CENGİZ
Mısır, otoriterleşen bir rejimden kaçarken, demokrasi dışı güçlere göz kırpıldığında, kaçtığınız şeye bin kere rahmet okutacak bir diktatörlüğün kucağına nasıl düşüldüğünün hikayesini anlatıyor.
Geçtiğimiz yaz yurt dışında katıldığım bir toplantıda Mısır’dan gelen “aktivistlerin” Mursi’den bahsederken sözlerinden, seslerinden, bakışlarından yansıyan öfkeyi gördüğümde çok şaşırmıştım.
Mısırda meydanları dolduran yüz binlerce insanın inatla sürdürdükleri gösteriler nedeniyle, Mursi’ye büyük bir öfke duyan hatırı sayılır bir kitle olduğunu elbette biliyordum. Ama, Mısır’da bir darbe olmuştu; Mursi ve taraftarları tutuklanmıştı. Ancak onlar konuşurken hala Mursi’yi hedef alıyorlardı. Bunlar, Müslüman Kardeşler’le birlik olup, Mübarek’i deviren solcular, liberallerdi. Mursi, onlara göre “devrime” ihanet etmişti. Özgürlük için çıktıkları bu yolda Mursi yeniden onların özgürlüklerini gasp etmişti; kendi İslamcı ajandasını bütün topluma dayatıyordu vd. Mısırlı dostlarımız askerlerin de bir süre sonra kışlasına döneceğini düşünüyorlardı. Kazın ayağı öyle değildi tabi ama o anda onlara kimsenin bunu anlatabilmesi mümkün değildi. Mübarek’ten sonra ikinci diktatörü de devirdiklerini düşünüyorlardı.
Öfkeyle konuşan bu Mısır’lı aktivistler bugünlerde tekrar aklıma düştü. Aradan geçen zaman zarfında, yağmurdan kaçarken doluya tutulduklarını fark ettiler mi acaba diye sordum kendi kendime. Mesela, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW) geçtiğimiz hafta yayınladığı All Acording to Plan- The Rab’a Massacre and Mass Killings of Protestors in Egypt (Herşey Planlandığı Gibi- Rabia katliamı ve Mısır’da Göstericilerin kitlesel kıyımı) isimli, 188 sayfalık, insanın tüylerini diken diken eden raporunu okudular mı, okuduysalar ne düşündüler çok merak ettim.
HRW geçtiğimiz yıl çoğunluğu Rabia meydanında olmak üzere, 14 Ağustos günü, Mursi taraftarlarının yaptığı gösterilerde binden fazla göstericinin nasıl öldürüldüğünü analiz ediyor bu raporda. Yüzlerce tanıkla görüşmüşler, adli tıp raporlarını, tutanakları, gösterilerin videolarını ve akla gelebilecek her türlü dokumanı incelemişler. Vardıkları sonuç korkunç: HRW göstericilerin tamamen bilinçli ve önceden yapılan bir plan çerçevesinde öldürüldüğünü söylüyor. Aslında darbecilerin orijinal planının daha da fazla insanı katletmek olduğunu ancak bu kadar kişiyi öldürebildiklerini anlatıyor. HRW, Rabia meydanında insanların nasıl giderek daralan bir çember içine alındıklarını ve ardından savunmasız insanların kafalarından ve göğüslerinden vurarak nasıl öldürüldüklerini anlatıyor. Örgüt, o gün Rabia meydanında olanları “insanlığa karşı işlenmiş bir suç” olarak nitelendiriyor.
Aslında Mısır’da ne denli korkunç şeyler olduğunu diğer insan hakları örgütleri de bir süredir anlatıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün 3 Temmuz 2014 tarihli raporunun başlığının ilk kelimeleri durumu özetliyor: “Egypt: Rampant torture” yani “Mısır: Sınır tanımayan işkence.” Af Örgütü de bu raporunda askeri darbeden sonra Mübarek zamanının bütün işkence yöntemlerinin geri döndüğünü söylüyor. Akıl durdurucu işkence yöntemleri, anüse kızdırılmış demir sokmaktan, fiili tecavüze kadar uzanıyor; kadınlar da erkekler de bu tecavüzlerden nasibini alıyor. Af Örgütü verilerine göre gözaltında 80 kişi hayatını kaybetti. Darbeden sonra gözaltına alınanlar 40.000 civarında...
Darbecilerin yalandan yapılan yargılamalarla yüzlerce insanı ölüme mahkum ettirmesini, ifade hürriyetinin zerresinin bile ortadan kalktığını ve bugün Sisi rejiminin sadece Müslüman Kardeşleri değil, solcusu, sağcısıyla çıtını çıkarını çiğneyip attığını anlatmama bilmem gerek var mı?
Mısır, otoriterleşen bir rejimden kaçarken, demokrasi dışı güçlere göz kırpıldığında, kaçtığınız şeye bin kere rahmet okutacak bir diktatörlüğün kucağına nasıl düşüldüğünün hikayesini anlatıyor. Mısır, demokrasi mücadelesinde asla ve kata silahlı bir güçten yardım alınamayacağını gösteriyor. Mısır, en kötü sivil yönetimin, en iyi askeri yönetimden iyi olacağını milyonunca kez kafamıza kazıyor...
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020