Osman CAN
Bürokratik gelenek gücünü tek parti rejimi, darbeler, muhtıralar ve vesayetin gerekliliğine inanç yaratan eğitim sistemiyle bugüne kadar devam ettirdi. Bölünmez bütünlüğün, farklılıkların bastırılmasıyla sağlanacağı varsayıldı. Ancak Türkiye toplumu vesayetle kontrol edilebilir olmaktan çıktı. Aklını kullanma cesaretini gösteriyor; ne vasilere, ne de vesayetin taşıyıcısı aydınlara ihtiyaç duyuyor.
Nİsan Ayı ilginç ay. Karşıt birçok olayın yıldönümlerini barındırır. 23 Nisan Meclis’in Ankara’da yeniden açılışı, 24 Nisan Ermeni tehciri, 25 Nisan Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu ve 27 Nisan ise herkesin malumu. Başka bir yönden bu tarihler birbirini tamamlıyor. 23 Nisan bir boyutuyla bizim için çok değerli iken, şiirler ve marşların onlarca yıl boyunda genç dimağlara zerk ettiği ırkçı ve ölümü kutsayan kabuller boyutuyla da 24, 25 ve 27 Nisan ile paralel durduğu pekâlâ savunulabilir. ( Yıldıray Oğur’a teşekkür).
Son anayasa değişiklikleriyle birlikte eksik de olsa yapısal dönüşüm yaşadığına göre, Anayasa Mahkemesi’ni bundan sonra farklı bir yere koymak gerekebilir. Mahkeme Başkanı Haşim Kılıç’ın bu yıl yaptığı yıldönümü konuşması bunun bir işareti. Zira Kılıç, anayasacılık ile aydınlanma arasında esaslı bir bağlantının bulunduğunu bize hatırlatırken, büyük aydınlanma filozofu “Kant”ı yeniden dikkatimize sunuyor.
Kant ve aydınlanma tezi
Gerçekten de, anayasacılık Aydınlanma sürecinde insanlığın özgürlüklerini koruma, barışını tesis etme ve geleceğini inşa konusunda gösterdiği mücadelenin de bir parçasıdır. Toplumların kendi Anayasalarını yapmaları, kendilerine ait kararların yine kendileri tarafından verilmesi, kendi kaderleri hakkında söz sahibi olmaya başlamaları, kısaca kendi sözleşmelerini yapmalarının bir ifadesidir. Bugünün uygarlık düzeyi, dünya toplumlarının bir parçası olduğu bilinciyle, toplumların anayasal düzenlerini kendi sözleşmeleri ve kararları üzerine inşa edilmesini gerektiriyor. Bunu ancak iradesi vesayetten kurtarılmış toplumlar yapabilir. Aydınlanmayı özgürlük yoluyla vesayetten kurtuluş olarak tanımlayan Kant bu bağlamda sanki Türkiye’ye hitap ediyor:
Aydınlanma ve cesaret
Aydınlanma, insanın kendi neden olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu, insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğu olmadan kullanamamasıdır. Bu ergin olmama durumunu insanın kendi üstüne yıkma nedeni, akıl eksikliğinden ziyade, aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanma konusundaki kararlılık ve cesaret yoksunluğudur. Demek ki aydınlanmanın sloganı şudur: Sapere aude! ya da kendi aklını kullanma cesareti göster!
Tembellik ve korkaklık nedeniyledir ki, insanların çoğu bütün yaşamları boyunca erginleşmemiş olarak kalırlar ve birilerinin onların başlarına vasi olarak geçmeleri kolaylaşmaktadır. Çünkü vesayet altında kalmak konforludur.
Başkalarının denetim ve yönetim işlerini üzerlerine almış bulunan vasiler, insanların çoğunun, ... ergin olmaya doğru bir adım atmayı tehlikeli görmelerini sağlamak için, gerekeni yapmaktan geri kalmazlar. Önlerine kattıkları ev hayvanlarını önce sersemleştirip aptallaştırdıktan sonra, bu sessiz yaratıkların kapatıldıkları yerden dışarıya çıkmalarını kesinlikle yasaklarlar; sonra da onlara, kendi kendilerine yürümeye kalkışırlarsa başlarına ne gibi tehlikelerin geleceğini anlatırlar.
Vesayetin çöküşü
Türkiye 100 yılı aşkın süredir bürokratik ve askeri bir siyasal kurgu içinde yönetildi. Bürokratik gelenek, tek parti rejimi, darbeler, muhtıralar ve bu anlayışı kuşaktan kuşağa aktaran, toplumda vesayetin gerekliliğine yönelik bir inanç yaratan eğitim sistemiyle etkinliğini bugüne kadar devam ettirdi. Kuşkusuz ki, bu yapı
çökmekte olan bir imparatorluğu kurtarma veya imparatorluktan geriye kalan toprak parçasını kaybetmeme psikolojisinden de önemli ölçüde beslendi. Bu çerçevede siyasal yapı ideolojik bir homojenliğe göre biçimlendirildi. Bölünmez bütünlüğün, tüm farklılıkların reddedilmesi veya bastırılmasıyla sağlanacağı varsayıldı. Kant’ı hatırlatırcasına toplumun vesayeti terk etmesiyle yok olacağına yönelik bir bilinç eğitim sistemiyle inşa edildi. Sistemin en ideal öğrencileri hazır soruların hazır cevaplarını çok iyi bilen, ancak soru sorma alışkanlığını edinmeyen kişiler oldu.
Vasilere ihtiyaç yok
Ancak Türkiye toplumu vesayetle kontrol edilebilir olmaktan çıktı. Son 20 yıldaki gelişmelere bakıldığında aklını kullanma cesaretini gösteriyor; ne vasilere, ne de vesayetin taşıyıcıları olan aydınlara ihtiyaç duyuyor. Kendi barışının, siyasetinin ve yaşamının temel referanslarını kendisi üretiyor. Siyasi partilerin büyük çoğunluğunun seçim beyannamesinin, medyanın ve akademinin önemi bir kısmının bu gerçeği ıskalamış olması, sonucu değiştirmiyor.
‘Aklınızı kullanın’ çağrısı
Vesayetten kurtulan toplumda yeni Anayasanın nasıl yapılması gerektiğini yine Kılıç’tan dinleyelim: “Önkoşulsuz bir şekilde, tüm toplumsal farklılıkların siyasal etkinlikleri ve güçleri ne olursa olsun, Anayasa yapım sürecinde kurucu ve değerli olarak görülmesi, onların talep ve beklentilerinin Anayasa yapımında temel meşruiyet dayanağı olarak kabul edilmesi şarttır. Toplumun merkeze alındığı, Meclisin toplumsal talep ve beklentiler ekseninde Anayasa metnini kaleme aldığı ve nihai kararın yine toplum tarafından verildiği bir Anayasa yapım süreci barışımızı sağlamanın yolu olarak görülmektedir. Yeni Anayasanın barış ve dinamiklerin önünü açması, etkin ve hızlı bir siyasal yapılanmayı esas alması, siyasal yapının karar süreçlerini, yabancılaşmayı ortadan kaldıracak şekilde topluma ve bireylere yakınlaştırması ve Türkiye’yi uluslararası hukukun saygın ve etkin bir üyesi haline getirecek şekilde yapılandırması gerekir. Dışlayıcı hiçbir referans anayasal düzen ilkelerine dönüşmemelidir. Yüzde on seçim barajı nedeniyle, temsil oranı sorunlu olan bir Meclisin tüm kesimleri yeni Anayasa yapım sürecine dâhil edilebilmesinin yolunun, Parlamento dışında bulunan siyasi partilerle sıcak bir diyaloğun kurulmasına bağlı olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.”
Herhalde bu, aklı kullanmaya cesaret çağrısı olsa gerek. 2011 Meclisi bu çağrıyı ciddiye alırsa anlam kazanır. Aynı çağrıyı Horatius’un ifadeleriyle destekleyelim: “Aklını kullanma cesaretini göster; Gir bu yola seve seve! İyi yaşamayı sonraya bırakan kimse, Yolunda bir ırmakla karşılaşıp da akıp geçmesini bekleyen köylüye benzer; Oysa ırmak hiç durmadan akıp gidecektir!”
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları



























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015