Vahap COŞKUN
AKP, yoğun bir hafta yaşadı. 12’si iktidarda geçen 13 yıllık tarihinde ilk kez bir olağanüstü kongre yaptı. Genel Başkanını Çankaya’ya gönderdi, yeni bir Genel Başkan ve dolayısıyla Başbakan seçti, kabinede revizyona gitti. Bundan böyle AKP, Davutoğlu’nun liderlik edeceği bir kadro siyaset mücadelesini sürdürecek.
Olağanüstü kongre AKP için potansiyel bir kriz alanına işaret ediyordu. Erdoğan gibi girdiği her seçimi kazanan bir liderin ayrılmasından sonra partide bir liderlik yarışının olup olmayacağı, kimin nasıl genel başkan seçileceği, seçilecek kişinin parti tabanı ve teşkilatları tarafından benimsenip benimsenmeyeceği, vb. gibi yanıt bekleyen sorular vardı.
Geçmişte genel başkanı Cumhurbaşkanı olan iki parti vardı: ANAP ve DYP. Her iki partinin de de akıbeti iyi olmadı. Özal sonrası ANAP’ta Yıldırım Akbulut ve Hasan Celal Güzel, Demiral sonrası DYP’de ise Tansu Çiller, İsmet Sezgin ve Köksal Toptan kıyasıya bir mücadeleye girdiler. Bu mücadeleler her iki parti de ayrışmaları doğurdu, partinin bütünlüğünü ortadan kaldırdı. Özal da, Demirel de kendilerinden sonra partilerinin başlarına geçen genel başkanlarla ile anlaşamadılar, parti içi kavgalara dahil oldular, yeni parti kurma girişiminde bulundular. Nihayetinde partileri eridi, resmi olarak varlıklarını devam ettirseler de, fiili olarak yok mesabesine düştüler.
AKP, bu tehlikeyi bertaraf etmiş görünüyor. Erdoğan’dan sonra oluşan boşluk, partide bir yarılma olmadan dolduruldu. Davutoğlu, kongreye tek aday olarak girdi ve oy birliğiyle genel başkan seçildi. Kabinede ve partide yeni görevlendirmeler yapıldı. Dengeler gözetildi, ustaca hamlelerle Erdoğan sonrasının parti içinde bir sarsıntıya yol açması önlendi ve -herhangi bir sorun yaşanmadan- partiyi 2015 seçimlerine taşıyacak yapı belirlendi.
Saha dışındaki Gül
Kongrede Erdoğan’ın verdiği en önemli mesajlardan biri, Davutoğlu’nun emanetçi olmayacağını vurgulamasıydı. Bunun -AKP’nin geleceği açısından- başlıca iki anlamı var:
1) Öyle anlaşılıyor ki, en azından yakın vadede, Gül AKP içinde etkin bir pozisyon için düşünülmüyor. Gül, AKP’nin kurucusu, ilk Başbakanı ve ilk Cumhurbaşkanı olarak son derece mühim bir aktör. Dolayısıyla Gül, Erdoğan’dan sonra partinin başına geçmesi düşünülen ilk isimdi. Büyük avantajları da vardı. AKP tabanı kendisini seviyordu. Arınç ve Atalay gibi ağır toplar kendisine açıktan destek veriyordu. Kabinede kendisine yakınlığıyla bilinen Babacan, Şimşek, Yılmaz gibi kredisi yüksek bakanlar bulunuyordu. Dış dünya da Gül’ü benimsiyordu.
Fakat bu avantajlarına rağmen Gül, AKP’nin dümenini eline alamadı. Zannederim bunun en önemli sebebi, geleceğe ilişkin perspektifinin Erdoğan’dan faklı olmasıdır. Gül, parlamenter rejim taraftarıydı ve Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki ilişkinin parlamentarizme uygun olarak düzenlenmesinden yanaydı. Yani Erdoğan’ın kendisi gibi Cumhurbaşkanlığı, kendisinin de Erdoğan gibi Başbakanlık yapacağı bir yapıyı istiyordu. (Nitekim bir keresinde Putin-Medyedev modeli kendisine sorulduğunda, Türkiye’de bunun uygulanamayacağını, kendisinin de bunu hiçbir şekilde kabul edemeyeceğini açıklıkla dillendirmişti.)
Ne var ki Erdoğan, cumhurbaşkanlığına farklı bir misyon biçiyor. O, 2015 seçimlerine kadar olan dönemde, cumhurbaşkanı olarak, aktif bir şekilde icranın içinde yer almayı düşünüyor. 2015 seçimlerinden sonra ise –eğer seçim sonuçları elverirse- Anayasayı değiştirip başkanlık veya yarı-başkanlık sistemine geçmenin hesaplarını yapıyor. Gül, Erdoğan’ın aklındaki bu oyun planına uygun düşmediği için, şu an itibariyle, saha dışında kaldı.
Fakat bu, Gül’ün tamamen siyaset sahnesinden çekileceği anlamına gelmemeli. Gül siyasi faaliyetlerine devam edecek, siyasi bağlantılarını korumaya ve güçlendirmeye çalışacak. Her zaman bir ağırlık merkezi olarak var olacak, partideki ve ülkedeki gelişmeleri gözleyecek. Sanırım onun siyasi hayatının seyri, büyük ölçüde 2015’te AKP’nin alacağı sonuca göre şekillenecek. Eğer AKP o seçimlerde günü korur veya artırırsa Gül’ün siyasete dönme ihtimali azalacak. Ama eğer seçimlerden AKP adına başarısızlık olarak addedilebilecek bir netice çıkarsa o zaman Gül’e sahaya inme fırsatı doğacak.
‘Evet efendim’ci bir başbakan
2) Davutoğlu’nun geçici değil daimi bir başbakan olması, hükümet politikalarının oluşturulmasında onu daha fazla inisiyatif sahibi yapacaktır. Bazıları davulun Davutoğlu’nun boynuna asıldığını ama tokmağın her daim Erdoğan’da olacağını düşünebilir. Ya da Davutoğlu’nu her söyleneni itirazsız yerine getirecek bir karakter olarak tasvir edebilir. Ama iki sebepten ötürü Davutoğlu’nun “evet efendim”ci bir Başbakan olamayacağı kanısındayım:
İlki, şartların böyle bir başbakanlığı imkânsız kılmasıdır. AKP, hep iddialı bir siyaset yürüttü. Şimdi de önüne büyük hedefler koymuş durumda: Eşit vatandaşlık temelinde yeni bir Türkiye’nin kurulmasından, demokratik bir anayasanın yapılmasından, Kürt meselesinin demokratik yolla çözümünden bahsediyor. Açıktır ki, böylesine büyük hedeflere ancak güçlü bir halk desteği ile varılabilir. Peki, halk, “emanetçi” bir genel başkan veya başbakanın arkasında durur mu? Durmaz. Bir toplum tasavvuru ve bir gelecek tahayyülü olmayan düşük profilli bir kişiye iktidar olacak oyu vermez. O halde, AKP’nin amaçları doğrultusunda ilerlemesi, söyleyecek sözü olan birinin liderliğini zorunlu kılıyordu. Davutoğlu da böyle biri.
İkincisi ise Davutoğlu’nun şahsi özellikleridir. Davutoğlu’nun kendine ait bir medeniyet tasavvuru, memleketin dünya içindeki konumuna ve rolüne ilişkin hayalleri var. Ülkenin etki alanını genişletmek, bilhassa Ortadoğu’da Türkiye’yi oyun korucu bir devlet haline getirmek istiyor. Bunun için geleneksel Türk dış politikasında paradigmatik bir değişikliğe gitti. Hem danışmanlığı, hem de bakanlığı sırasında bir politika inşa edebilen Davutoğlu’nun, başbakanlık görevini silik bir kişilik olarak deruhte etmesi beklenemez. Önümüzdeki dönemde Davutoğlu, politika belirleyici bir aktör olarak gelecekte Türkiye’nin yönünün tespitine tercihleriyle tesir edecektir.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025