Sezin ÖNEY
Bundan 157 yıl önce, geçmişin “Yeni Dünyası”nda bir konuşma yapıldı.
Dönemin senatörlerinden Abraham Lincoln, Amerika’da bir konuşma yaptı; konuşmada, “Kendine karşı bölünmüş bir ev, ayakta kalamaz” dedi.
Orijinal hâliyle; “A house divided against itself cannot stand”.
Bugün de, Türkiye’nin durumunu, “kendi içinde bölünmüş bir ev” kadar da güzel anlatan bir benzetme, metafor yok.
Türkiye siyasetinde bu kadar gündem maddesi olan Kobane ve çevresinde, geçmişin “Suriye topraklarında” birbiriyle çatışmaya giden IŞİD ve diğer radikal cihatçı örgütler bir yanda, PKK/ PYD Kürt gruplar öte yanda savaştı, savaşıyor. Çoğu zaman da, aynı kökenden insanlar, Kürtler, farklı cephelerde çatışıyor.
Cephenin bir yanındaki IŞİD, savaş hukuku tanımayan, İslam kaynaklı söylem kullanarak şiddetin en ağır ve kural tanımaz biçimini, düşmanlarına layık gören bir örgüt. Bir IŞİD üyesi, ölse de, öldürse de “Cennetlik”. Batı ülkeleri kadar, Kafkaslar ve Japonya, Hindistan gibi hiç beklenmeyecek ülkelerden katılımla büyüyen bir örgüt IŞİD. Türkiye’den binlerce genç de, IŞİD söylemlerinin cazibesine kapılıp, saflarına katılmaya gitti, gidiyor.
IŞİD’in pimini çektiği şiddet olaylarında, son bir haftada, Suruç’ta 32 kişi; ardından da, Diyarbakır, Adıyaman ve Urfa’da güvenlik güçlerinden, asker, polis derken altı kişi yaşamını yitirdi –tümü gencecik insanlardan bahsediyoruz.
Şimdi, Türkiye’de hükümet ve devletin, “yeni” bir politikası var; tüm “terör örgütleri ile eş zamanlı mücadele”. IŞİD, PKK, DHKP-C’ye aynı anda operasyonlar yapılıyor.
Muhtemelen, Suriye’ye bir kara harekâtı da, “bir ara” gerçekleşecek. TSK, zaten Suriye sınırında, muhtemelen 2-3 Ağustos’taki YAŞ kararları sonrasında kesin emri verilecek, bir “güvenlikli bölge” operasyonuna hazırlanmaktaydı.
Suriye sınırı boyunca “ABD-Meksika sınırı örneğinde olduğu gibi” duvar örme projesi de, gene gündemde…
Türkiye’de devlet, belli ki, kendisine yönelmeye başlayan IŞİD tehdidinin dallanıp budaklanmasını engellemeye çalışırken, Suriye’nin Kuzeyinde, “Batı Kürdistan” olarak da nitelenen bölgede, Rojava’da, PKK/ YPG’nin güçlenmesinin önünü kesmek için de askerî tedbir alıyor olacak.
Batı İttifakı çerçevesinde de, NATO ve özellikle ABD ile işbirliği ile IŞİD’e karşı cepheyi daha “doğrudan” açıyor olacak. Böylece, Batı ile olan ilişkiler rayına konacak.
İç ve dış politikada, bir içerik değil, tarz ve üslup değişiminden bahsediyoruz. İçerik ve yönelimde, hedeflerde değişme olmazken, “algı yönetiminde”, Türkiye içi ve dışına verilen imajda, daha incelikli tavırlar benimsenecek. Bu yönelim, zaten seçimler öncesinde de vardı; AKP, zaten Batı İttifakı ile ilişkilerini düzeltmeye, negatif algıları kırmaya çalışıyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, dahası istihbarat ekibi ve devlet kurumları, seçim sonrası belli ki, çok daha koordineli, çok daha uyumlu çalışıyorlar.
AKP, üslup değişikliğini özenle inşa ediyor.
Vitrindeki değişim süreci, iç politikayı da doğrudan etkileyecek, şekillendirecek. Olası sonuçları öngörmek zor değil.
Önümüzdeki dönemde, hâlâ iktidarda olan, hükümetin sahibi AKP, kendi üzerinde biriken iç siyaset stresini, MHP- HDP zıtlaşması ve radikal Türk milliyetçiliğinin ağırlığını MHP’nin devir alması ile atmaya çalışacak. MHP, “terörle savaşan” AKP’nin “arka bahçesine” dönecek.
HDP, “PKK ve IŞİD’in aynı kefeye konmasına” karşı çıkacak. Bunun üzerine, HDP üzerinde, “PKK bağını kes, örgütü kına” baskısı yaratılacak.
Bu süreçte, CHP ile HDP arasında oluşan paslaşma, diyalog ortamı baltalanacak. CHP üzerinde, koalisyon ortaklığı ihtimali baskısı ile “tüm terörle mücadelede” hükümete destek olması istenecek. Karşı çıkan CHP’liler ve hükümete muhalif isimler de, “terör örgütü yanlısı”, “koalisyona karşı oyunbozan” olarak damgalanacak. Böylece, CHP, politikasızlaştırılıp, tutumsuz çizgiye geri itilecek. “Ekonomi teknokratlığı” rolüne sıkışacak.
Muhalefet partilerinin açıkları, zaafları bu şekilde, istismar edilerek, AKP’nin güçlenmesi sağlanabilir. Çok zeki hareketler bunlar.
Türkiye’nin devlet dışı güçleri, medya- muhalif siyaset- sivil toplum, bu algı operasyonuna karşı duracak basireti gösterebilir mi? Zor…
Ama…
Kendine karşı bölünmüş bir ev de, ayakta kalır mı? Bu da zor…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024