Sezin ÖNEY
|
||
![]() 2012, Viyana’da Gustav Klimt’in yılı olacak; ünlü ressamın150. doğum günü temmuzda kutlanacak. Van; bir dünya kadar uzak Viyana’nın, ‘Avrupa’nın refahından. Depremler, Türkiye’nin ‘Hamdım, pişemedim, yandım’ hâli olsa gerek... Ham kaldık, çünkü insana değer vermekten çok uzağız. Ham kaldık, çünkü ahlak değerlerimiz çarpık çurpuk, binalarımızın yapılaşması gibi. Ham kaldık, çünkü bir güç hükümdarlığında yaşıyoruz... Dünyalar kadar uzak olsan da, depremin sarsıntısı çarpıyor. Gropius, Hundertwasser, Loos; Viyana’nın ünlü mimarları... ‘Modern’ Türkiye’yi kuşatan dev siteler, gökdelenler, ‘modernleşmeye’ çalışan binalar, apartmanlar; betonsuz beton canavarlar... İçlerinde insana dair ne var? Metropollerde, içi boşaltılmış, zırva kavramların politikalarıyla yönetilen, kaderini siyasi ikiyüzlülük ‘kalelerinin’ iki dudağı arasında kalmaktan kurtaramayan, ‘sözde’ refah yuvaları... ‘Modern’ hayat bu mu? Şimdi, bilemiyorum bir anlam ifade ediyor mu; Van’ın canı gene yanarken, herhangi başka bir şeyden bahsetmek... Yirminci yüzyıl başında Viyana’da yaşayan kara mizah ustası, gazeteci Karl Kraus, okurları, ‘mesleğinden’ uzaklaştırmak, ‘gazetesizleştirmek’ istiyordu. Yayımlanan haberlerin içeriğini eleştiren Kraus, “Gazeteciliğin zihnimizi ele geçirdiği günümüzde, ‘zihnen’ herşeyi biliyoruz ama içeriğe karşı, kör ve sağırız” demişti. Haberleri dinlerken, hatta çok ‘insan’ davranırken, başkalarının hak arayışlarına destek olduğumuzu sanırken bile öyle kör, öyle sağırız ki, insana, insan acısına, insanların hayata bir tel, bir nefes, bir incecik bağı olduğuna... Bugünlerde, Budapeşte’de bir bebek doğacak. Benim arkadaşım Anette’in bebeği, yarı Cezayirli-Fransız, yarı Macar. Aynı gün, Viyana’da da bebekler doğacak... Temmuzdaysa, Türkiye’de, yola çıktığının müjdesini henüz aldığımız, biraz Rizeli biraz Viking, biraz Makedon, biraz İstanbullu bir bebek dünyaya gelecek... Van’da da, İstanbul’da da bebekler doğacak onunla aynı gün... Bu bebeklerin imkânlar bakımından apayrı kaderleri olmamalı; cennetle, cehennem, geceyle gündüz, iki farklı dünyada yaşamamalı bu bebekler. Beethoven’in 9. Senfoni’sinden, Schiller’in sözleriyle, Neşe’ye Övgü; yani Avrupa Birliği’nin ‘milli marşı’... Sağır bir müzisyen tarafından bestelenen müziği, diğer tüm seslere sağırlaştıracak biçimde dinlerken, içimden Van’a ağıt yakıyorum. Ne de olsa, bu beste, ‘marş’ Türkiye’de, “Özgürlüğe Ağıt” gibi bir isimle de biliniyor. Schiller, sözlerini, 18. yüzyılda An die Freude, yani “Neşe’ye” bağlığıyla yazmıştı. 10 Kasım’dı dün; Türkiye’de birçok marşı ‘çığırıldı’. İçinde hiçbirinin insan olmayan... 2012’de, Klimt’in 150. doğum günü kutlanır, İstanbul’da bir bebekle hayat yeniden başlarken, henüz Van yaralarını saramamış olacak, Türkiye gündemi, muhtemelen hâlâ savaş, nefret ve öfkeyle, sarsılmaya devam edecek, Viyana’daysa, bambaşka bir hayat olacak... Klimt’e yönelik kutlamaların odağında, ünlü Öpücük tablosu yer alacak. Klimt’in, kutsal ve ulvi addettiği aşktı; kendinden önceki birçok ressamın, dinî motiflerle anlatmaya çalıştıklarını, ilişkiler ve kadınlar üzerinden anlatmaya çalışıyordu. Aşkın gücü ve kırılganlığı üzerine 1895’te yaptığı bir resimde, Liebe’de (Aşk), öpüşmek üzere olan bir çiftin kusursuz güzelliğinin arka planında, yaşlılık, nefret, ölüm pusuda bekliyor.
Belki de, boşluğun içinde asılı duran bu iki kişi, uçurumun eşiğinde... Bilemiyor, hayal kuruyor ve düşünüyoruz... İnsan olmak üzerine...
Benim Viyana’da en çok sevdiğim, altın defne yapraklarından kubbesiyle ‘Secession’ binasının girişinde, “Her çağa kenti sanatı, her sanata kendi özgürlüğü” yazıyor. Bu binanın kubbesinde, Klimt tarafından, Beethoven’ın Neşe’ye Övgü’süne övgüsü resmedilmiş; burada da, bin bir badire, birçok figürün ardından, son kare; kucaklaşan iki insan. Schiller, dizelerinden AB ‘marşına’ uzanan neredeyse 350 yıllık macerası olan Neşe’ye Övgü’de şöyle diyor;
|
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024