Abdurrahman Dilipak
Dolar tarihin en büyük illüzyonudur. Büyülü bir kâğıttan başka bir şey değildir bir başka açıdan, ya da Kapitalist global sermayenin hisse senedidir.
Tarihte ilk altın/gümüş para M.Ö. kimine göre 12. yüzyılın sonlarında kimine göre 7.YY’da batı Anadolu’da Salihli Manisa’daki eski Lidya kralı Alyattes emriyle basıldı. M.Ö 11.YY’da, Çin’de, bıçak, maça veya diğer silahlara benzeyen küçük metal eşyalar para gibi kullanıldığı da rivayet edilir. Lydia’nın madeni paraları bastırdığı yıllardan Çinliler deriden bugünkü banknota benzer, deriden para gibi kullanılan senetleri tedavüle soktukları ileri sürülür.
M.Ö. 320 yılında bir yüzüne Büyük İskender’in profili basılan paralar basıldı. Büyük İskender’in portresinin basılı olduğu paralar İpek Yolu üzerinde doğudan batıya nerede ise tüm dünyada tedavüle giren ilk global para oldu. Bu arada şu bizim Galata’nın, dünyanın ilk serbest finans bölgesi olduğunu hatırlatalım. Bugünkü İsviçre, dünkü Galata’nın devamıdır. Galata’nın çöküşü ve İsviçre’nin yükselişi aynı zaman dilimindedir.
Altın paranın Roma’ya tedavül edilmesi Kral Sulla devrinde oldu. Kral Croesus ise, kıymeti devletçe garanti edilmiş altın ve gümüş paralar bastırdı.. Bugünkü Pakistan sınırları içindeki Aşağı İndus kıyılarında M.Ö. 29.YY’a ait ait paralar bulundu. Asur hükümdarı Sennasherib’in de M.Ö. 7.YY’da 224,5 gr ağırlığında gümüş külçe para bastırdığı biliniyor.
M.Ö. 5. yüzyılda ait Çin hanedanı ilk kez bozuk paralar çıkarttı. Kâğıt paraların ilk kullanımına ilişkin bir başka bilgi ise 11. yüzyılda Moğol İmparatoru Kubilay Han, askerlerinin maaşlarını kâğıt para ile ödemeye başladığı ile ilgili. Avrupa’da ise kâğıt para ilk kez 1661 yılında Stockholm’de basıldı. Birkaç yıl sonra İngiltere’de de kâğıt paralar görülmeye başlandı. Amerika kıtasında ilk kâğıt banknotlar, 18. yüzyılda ortaya çıktı.
Parasız uygarlık, devlet olmaz diye bir şey yok.Babil’lilerin, Mısır’lıların, İnka ve Maya uygarlıklarının parası yoktu ve bütün ticaret “takas usulü”ne göre yapılıyordu. Mısırlı bir inşaat ustasının aylık ücreti, 200 somun ekmek ve beş kavanoz bal, ya da bir başkası 10 ölçek buğday verip bir at ya da eşek alabiliyordu. Daha sonra eşeğini verip şu kadar çömlek alabilirdiniz.
Bugüne gelene kadar para birçok değişikliğe uğradı. 1870-1914 arasında para altın standardına bağlandı. Gümüş de olsa yine altına nisbet ediliyordu. Altın ana belirleyici unsurdu. Altın ayar ve gram olarak etkinliğini zayıflayarak da olsa 1914’den 1929’a kadar devam ettirdi. 1929’deki ekonomik kriz sonrası 1933’den sonra altın standardı kaldırıldı. Onun yerini parayı tedavül eden devletin taahhüd ve saygınlığı aldı. 1933-1946 arası 2. Dünya Savaşı yıllarında para sistemlerinde bir kaos dönemi yaşandı. 1946-1973 Bretton Woods uluslararası para sisteminin doğuşu..
Doların bugünkü tartışmasız saltanatının arkasında Bretton Woods süreci var. Bu sürecin nasıl geliştiğini anlamak için dünya para piyasasının nasıl Amerikan Dolarına ve onun aracılığı ile altına bağlandığını görmek gerekiyor. Bakın TL dolar karşısında değer kaybedince Bitcoin dahil, diğer bütün para birimlerine ve altına karşı da değer kaybetti. Çünkü sistem birbirine bağlı. IMF ve Dünya Bankası’nın niçin kurulduğunu anlamadan sistemin nasıl yürütüldüğünü anlamak mümkün değil. LIBOR ve diğer rating kuruluşları ile sistem ABD ve İngiltere ekseninde hareket ediyor.
LIBOR yani “London Interbank Offered Rate”, Londra bankalararası para piyasasında likiditesi yüksek bankaların birbirlerine Amerikan Doları üzerinden borç verme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranını belirler. Bu şekilde paranın değeri de belirlenmiş olur. LIBOR uluslararası para piyasaları açısından 1980 krizinden sonra global bir referans adresi olarak belirlendi. Bir bakıma bu iş Londra’nın ekonominin Grivinch’i olması anlamına geliyor. TRlibor Türkiye’de 2002 yılında uygulanmaya başlandı. Bugün LIBOR’a karşı, Dolar yerine Euro’yu esas alan ayrı bir sistem daha uygulamaya konmuştur. Libor sistemine alternatif olarak Avrupa Birliği’ne üye ülkelerdeki 47 banka tarafından oluşturulan Eurlibor sistemi vardır. Dolar artık, referans ve rezerv para idi. Kaydi para sistemine geçerek artık basılmayan sadece seri numaralı paralarla ABD dünya ekonomisini para manipülasyonu ile kontrol eder hale geldi.
Gerçekte Dolar, ABD devletinin de değil. 7 global patronun ürettiği hayali bir paradır ve paranın yönetimi FED’e aittir. FED de bir bakıma ABD Merkez Bankası gibi bir rol üslenmektedir. Asıl görevi Doların değerini korumaktır.
Basında yer alan haberlere göre; “2012’de liborun belirlenmesinde etkin olan bankaların kendi çıkarları için faiz oranları üzerinde yaptıkları oynamalar ve yanlış beyanlar ortaya çıkmıştır. 2012’de ortaya çıkan bu duruma libor skandalı da denebilir. Bunun sonucunda Barclays, Bank of America, Bank of Tokyo-Mitsubishi UFJ, CITI, Credit Suisse, Deuthsche Bank, Lloyds, HSBC, HBOS, JPMorgan, Rabobank, RBS, RBC, UBS, West LB, Norinchuckin olmak üzere 16 banka hakkında soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma sonucunda Barclays, UBS ve RBS bankaları zarara uğramış ve 2.6 milyar dolar cezaya çarptırılmıştır.”
2. Dünya Savaşının ardından 1944 Temmuz’unda ABD’nin New Hampshire eyaletinin Bretton Woods kasabasında 44 ülkenin katılımı ile gerçekleştirilen konferans ile dünya ticaretini geliştirici finansal sistem üzerinde görüşmeler sağlanarak “Uluslararası Para Anlaşması” imzalanmıştır. Bretton Woods ile hayata geçen IMF sisteminde bütün ülkelerin milli paraları sabit kurdan dolara bağlamış oluyordu. Bu sistem ABD’yi dünyanın merkez bankası haline getirdi. ABD ise doları 1 ons (ounce= 31 gram) =35 dolar şeklinde altına endekslenmişti. FED buna göre diğer ülkelerin merkez bankalarının kendisine dolar vermesi halinde 35 dolar fiyatından altın vermeyi taahhüt ediyordu. Clarles De Gaulle kendi ellerindeki doları verip altın isteyince böyle bir karşılık olmadığı ortaya çıktı, ama sistem devam etti. 1971 yılından beri ABD Doları artık altına endeksli bir para değil, karşılıksız bir paradır. Bugün bu gerçekler çerçevesinde uluslararası yeni bir para sistemine geçiş konusu tartışılmaktadır.
18 Aralık 1971’de Washington Smithsonian Kur Ayarlamaları ile doların % 9 devalüe edilmesinin ardından sistem ciddi eleştiri ve endişelere sebeb oldu. Dolardan kaçış FED’de paniğe sebeb oldu.
Bu uluslararası piyasalarda dolardan kaçışa neden oldu. Dolar 1973’de yeniden % 5 oranında devalüe edilince 16 Mart 1973’de sabit kur sistemi sona erdi ve bunun yerine dalgalı kur sistemine geçildi. IMF 1976’da yayınladığı deklarasyonla, ülkeleri sabit ya da dalgalı kur sistemi konusunda merkez bankalarını serbest bıraktı.
2. Dünya Savaşı sonrası döviz kurlarında istikrar sağlanması, dünya ticaretinin liberalleştirilmesi, uluslararası rezerv sorununun çözülmesi, devletçi ekonomiden, karma rekonomiye, ardından rekabetçi liberal ekonomiye geçiş sürecinin örgütlenmesi için uluslararası ödemeler sistemini oluşturmak üzere ikiz kuruluşlar olarak tanımlanan IMF ve Dünya Bankası örgütlendi. IMF’nin görevi buna göre acil durumlar için ülkelere borç vermek iken, Dünya Bankası’nınki ise uzun vadeli kalkınma projeleri için fon sağlamaktı. Kâğıt üzerinde her şey güzeldi. Kalkınmakta olan ülkelerin gelişmesi için çaba harcanırken uluslararası güvene dayalı bir işbirliği ile ekonomik bir sistem oluşturulacaktır. Ama zaman içinde bu iş batılıların ihtiyacını karşılamaya dönük, temelde ise ABD’nin dünya ekonomisini manipüle etmesine yarayan bir aygıta dönüştü.
Dolarla ilgili size özet bir ansiklopedik bilgi sunmak istedim. Başımızın belası Doların, daha doğrusu paranın kısa tarihi böyle. Selam ve dua ile.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları





















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.09.2025
3.08.2025
26.08.2024
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024