Ahmet TAŞGETİREN
19 yıllık Ak Parti iktidarında bir dönemin “ekonomik başarı” ile nitelendiği bir vakıa. Bu dönemde de ekonominin dizgini Ali Babacan ve arkadaşlarının elinde.
Bugün ise ekonomi çalkantılı. Enflasyon tırmanmış, hayat pahalılığı mutfakları kasıp kavuruyor, Türk Lirasının değeri yerlerde sürünüyor.
Bugün; Babacan ve ekibinin olmadığı, ekonomi dizginlerinin Erdoğan’ın elinde bulunduğu bir dönem.
Bu manzara, ister istemez bir kıyaslamaya yol açıyor: Ekonomi Babacan liderliğinde iyi gidiyordu, bugün ise iyi yönetilmediği için sorunlar yaşanıyor.
Böyle bir mukayese, tabii ki Tayyip Erdoğan gibi “lider kültü” üzerine siyaset yapan bir kişi için kabul edilemez.
Onun için şu sıralar Erdoğan, hem kendisinin “ekonomist” olduğunun ısrarla altını çiziyor, ”Ekonominin kitabını yazdığını” söylüyor, hem de Ali Babacan’a karşı son derece agresif bir dil kullanıyor.
En son “boş teneke” diye niteledi 13 yıl ekonomiyi teslim ettiği Babacan’ı. Sonra daha sert sözler söyledi: “Benim başbakan olduğum yerde senin sesin çıkabilir mi?” dedi. “Utanmadan sıkılmadan ben bunu yaptım ben şunu yaptım...Yahu sen ne yaptın? Başbakan benim, imzayı ben atıyorum...” dedi. Sonra da hakaret faslına geçildi: “ İnsan utanır utanır. Ama bunlarda ne ar-ı namus ne ırz-u haya, gelen geçti, gelen geçti, gelen geçti.."
Erdoğan’ın bu “liderlik vurgusu” bilindiği için şu andaki tüm bakanlar “Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, önderliğinde…” demeden bir icraat anlatmıyorlar. En son Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, üstelik kameralar önünde ve Erdoğan’a hitaben “Siz izin vermeden konuşabilir miyiz?” diyerek, hakim düzeni ortaya koymuş oldu.
Durum bu olunca, Ali Babacan’ın Erdoğan’ın ekonomi - politikasını üstelik “Bilmiyor” gibi çok sert yargılarla sorgulamasının tahammül edilmez bir durum oluşturacağı muhakkaktır.
Aslında kimin neyi bilip bilmediği, yapılan icraatla ortaya konsa, bizzat rol alan kişiler için de ülke için de sağlıklı olur.
Diyelim Erdoğan, Babacan ve ekibi olmadan da ekonomiyi iyi yönetebileceğini, hatta daha iyi yönetebileceğini ortaya koysa, Babacan’a da memleket insanına da diyecek bir şey kalmaz, hatta herkes, çok rahat “Babacansız da ekonomi iyi yönetilebiliyor” der, Babacan’ın siyasi iddiası da önemli ölçüde zayıflar.
Ama şu anda görünen – yaşanan vakıa öyle değil. Öyle değil ki, Erdoğan ve diğer ekonomi aktörleri “6 ay sonrası” bir rahatlamadan söz ediyorlar. Geçmiş elli yıldan bu yana totaliter bir yönetim içinde yaşayan Çin’den esinlendiği ifade edilen “Yeni bir model” deneniyor ve bu yolla ülkenin ferahlayacağı iddia ediliyor. Model, yalnız Babacan tarafından değil, pek çoğu devletin ekonomi bürokrasisinde görev yapmış, mesela Gelecek Partisi ekonomi kurmayları ve hemen çok geniş bir akademik ekonomi dünyası tarafından “tutarsız” bulunuyor.
Erdoğan ise “Ekonomik kurtuluş savaşı” olarak nitelediği “Model”e yönelik eleştirileri “Mandacılık zihniyeti” diye suçluyor.
Ülkede Erdoğan’ın bu “savaş dili”nin ve “mandacılık” ithamının alıcıları vardır. Onun liderliğine yönelik bir “kutsama” zemini de vardır.
Ancak yine de insanların yaşadığı “zor hayat”ın her türlü direnci eritme gibi bir mahiyeti de vardır.
Diyelim “Her işi benim imzamla yaptınız” dendi Babacan’a, Babacan da size “Şu anda tek imza ile her şeyi yapabilirsiniz, hadi öyleyse imza atın ve ekonomiyi düzeltin” der. Evet öyledir, şu anda Cumhurbaşkanı’nın imzasına direnecek kimse yoktur; tabii ki ekonomik hayatın gerçekleri dışında….
Döviz laf dinlemiyor yükselirken, enflasyon laf dinlemiyor ve TL düşerken laf dinlemiyor, imzaya bakmıyor, Cumhurbaşkanı ve Merkez Bankası Başkanı dahil kimsenin “Liderliğinde, önderliğinde” hareket etmiyor.
İşi “Ne ar-ı namus ne ırz-u haya, gelen geçti, gelen geçti, gelen geçti.." gibi hakaretlere kadar vardırmak ise, siyasi nezaketin uzağından yakınından geçmez, geçmemeli. Hele ülkenin Cumhurbaşkanı’nın ağzından rakip siyasetçi dahi olsa bir vatandaşına karşı…
Babacan’ın şu açıklaması dramatiktir: "Değmez Sayın Erdoğan. Üç günlük dünyada dilinizi, ruhunuzu, zihninizi bu kadar kirletmenize değmez. Ben sizi bu ülkenin temiz insanlarına havale ediyorum. Bu kirli, hakaret içeren, küfür içeren sözlerinizi, milletimizin irfanına havale ediyorum."
Aslında mesele Ziya Paşa’nın ünlü sözü "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz / Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" noktasına gelmiştir.
BİR İSLAM HUKUKÇUSU ARIYORUM
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Nass var nass” diyor ya faiz politikasını savunurken… İnsanlar faiz düşürüldükçe döviz kurlarının tırmanmasına ve TL’nin değer kaybına şaşırır ve ekonomik bunalımla Cumhurbaşka’nın “Nass gerekçesi” arasında ilişki kurarken…
“Bir “İslam hukukçusu” çıksa da, İslam’ın faiz yasağı ile mevcut ekonomik sıkıntılar arasında nasıl bir ilişki var veya yok’u açıklasa ve ekonomik bunalımdan dolayı insanların zihninde İslam bedel ödemese…” diye düşünürken ve ortada hiçbir İslam hukukçusu göremezken, kimi çıkışları algı sorunu olarak görülen Cübbeli Ahmet Hoca çıktı ve Fatih Altaylı’nın “Nas var nas” diyerek damarına basması üzerine verdi veriştirdi:
“Fatih Bey, Nas anladık da, burası şeriat devleti mi! Şeriat devleti ilan edildiyse ona göre davransınlar. Yarım Nas olmaz. Madem öyle 1 bile faiz vermeyeceksin. Devlet de 1 bile faiz almayacak. Nas’ın azı çoğu olmaz. Yarım yamalak Nas da olmaz. Bakın bu durum İslam’a büyük zarar veriyor. Farkındalar mı bilmiyorum. Biz içindeyiz cemaatin, görüyoruz. Bu ekonomik politikayı Nas diye sürdürürsen ve millet batarsa herkes ‘Kuran batırdı bizi' demeye başlayacak. Suçu Kuran’da, İslam’da bulacak. Millet dinden, Kuran’dan uzak duracak. Sonunda batışın faturasını Kuran’a çıkaracak. Madem Nas diyeceksin. O zaman hepten şeriat ilan et. Bakalım ne oluyor görelim. Öyle değil mi ama.” Fatih Altaylı ile “Cüppeli Ahmet”in konuşması bu minvalde devam ediyor. (https://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli-1001/3271713-cubbeli-sonunda-millet-kuran-i-suclayacak)
Memlekette 100’ü aşkın İlahiyat Fakültesi var, Diyanet’in Din İşleri Yüksek Kurulu var, Fıkıh eğitimi veren Medreseler var…. İş “Nass”a geldiğine göre, “Din eksenli” bir ekonomi planlamasından söz ediliyor demektir, o zaman nasıl bir formül ile insanların bu ekonomik darboğazdan çıkacağına dair de İslam hukukçularının bir değerlendirmesi olmak gerekir. Ortaya çıkılsın ve uygulanan politikalarının ne kadarın İslam’ı bağladığı veya bağlamadığı açıklansın. Hele ekonomi ağırlıklı akademik kadroların “mandacı” diye nitelenmesinden sonra… Ta ki siyaset iş bilmezliğin yükünü İslam’a taşıtmasın…
MUSTAFA YAZGAN İÇİN: Güzel bir mü’mindi. Dava adamı idi. Sanatkardı. Çilelerle yaşadı. İlgisizlikler gördü. Dünya günlerini tamamladı, ebediyyet yolculuğuna çıktı. Allah’ıın sonsuz rahmeti üzerine olsun. Nur içinde yatsın.
Yazarlar
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
19.04.2025