Ali KİREMİTCİ
Meclis’te yepyeni bir Sivil Anayasa için Uzlaşma Komisyonu kuruldu. AK Parti, BDP, CHP ve MHP bu komisyonda eşit sayıda üye ile temsil edildiler.
Öte yandan, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün ziyaretinin hemen ertesinde PKK, Hakkâri’de bir askeri birliğe saldırı düzenledi. Bir gecede, Türkiye’nin yirmiiki vilayetinde yirmidört eve ateş düştü. Bir gün önce Norşin’deki PKK saldırısında, beş polis ve iki çocuk hayattan koparıldı... Evlerine ateş düşürüldü...
PKK, (dördü İranlı, biri Suriyeli, ikisi Türkiyeli olmak üzere) yedi militanının Çukurca saldırısında öldüğünü açıkladı. Demek, yedi Kürt evine daha ateş düştü.
Bir gecede yirmidört genç insanı katledebilmek için insan, nasıl bir ruh halinde olmalı? Genç insanları dağlara çekip seri cinayetlere ikna edenler, onları ölüme gönderenler, nasıl bir ruh hali içinde olmalı? Kürt gençlerini hala dağlara çağıranlar, nasıl bir ruh halinde olmalı? Sağlıklı insanların yapabileceği işler mi bunlar? 1990’larda devlet adına yapılan vahşet, bugün PKK adına yapılıyor... Hem de 1990’lardaki vahşetin uygulayıcıları için, yargı önünde hesap verme süreci başlamışken...
Peki niye?
* Etnik vurgu taşımayan bir Sivil Anayasa yapılması
* Vesayet rejiminin ürünü anti-demokratik Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması
* Anadilde savunma hakkı
* Ana dilde eğitim hakkı
* Yüzde onluk seçim barajının kaldırılması
* Yerel yönetimlerin yetkilerinin arttırılması, özerklik, federasyon
* Genel siyasi af
Bunlar, seri cinayetlerle elde edilebilecek şeyler midir? Siyasetin yolu kapalı mıdır? İşte BDP Meclis’te... Anayasa Komisyonu’nda... Yepyeni bir Sivil Anayasa için kilit parti konumunda... AK Parti’yi, Anayasa hazırlığı konusunda CHP ve MHP’ye mahkûm etmeme şansına sahip... Bu şansı kullanması için siyasete, BDP’ye destek vermek varken, seri katillikten medet ummak ne oluyor?
Cinayetlerin dışında her şey yolunda mı gidiyor? Öyle olsaydı, siyasete lüzum kalmazdı ki...
Hatip Dicle haksızlığa uğramadı mı? KCK davalarında haksız yere tutuklananlar yok mu? Polis, biber gazı kullanmıyor mu? Daha geçen gün, iki PKK militanının cansız bedeninin iple sürüklendiğinin fotoğrafı basına yansımadı mı? Sayın uğradığınız, tanık olduğunuz, duyduğunuz haksızlıkları ve hoyratlıkları...
Türkiye’nin yirmiiki vilayetinden yirmidört delikanlıyı bir gecede hayattan koparmak, bu haksızlıkların ve hoyratlıkların giderilmesinde nasıl bir role sahiptir? Kürt siyasetinin, taleplerini gerçekleştirmek için bu yirmiiki vilayetteki insanların desteğine ihtiyacı yok mudur? PKK militanlarının, silahlarını bırakıp normal toplum hayatına (isterlerse siyasete) katılabilmeleri için, bu yirmidört delikanlının ailelerinin desteğine ihtiyacı yok mudur? Barışa ihtiyacı yok mudur?
Muhalefet partileri ne yapıyor? Sürece nasıl katkıda bulunuyor? İşte CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu... “Hükümet istifa etsin” diyor... Yerine kim geçsin ve ne yapsın? Sayın Kılıçtaroğlu’nun sırtında “yumurta küfesi” yok... MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, hükümete yol gösteriyor: “Bir an önce Güneydoğu’da Olağanüstü Hal ilan edilsin.” Olağanüstü Hal’den AK Parti döneminde ve zor bela kurtulmadık mı? Unuttuk mu Olağanüstü Hal’in başımıza açtığı işleri? Bu tür öneriler, çözüme yardımcı olur mu?
Kürt siyasetinin temsilcileri ne yapıyor? Sağduyunun sesi, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Osman Baydemir’den yükseldi:
“Eğer bu sorunu mutlaka birinin ölmesi çözecekse ben hazırım. Gerilla da bana sıksın, asker de bana sıksın. Bu ölümler artık dursun.”
Sayın Baydemir, çözüm yolunu da gösteriyor:
“Bu ülkede artık Kürt sorununda tek bir can yitirme lüksümüz yoktur. Asker, polis, korucu, gerilla ya da sivil tek bir insan yitirme hakkımız yoktur. Hiçbir sorunu kin ve intikam duygusuyla, öldürmeyle çözme hakkına da sahip değiliz. Bir tek çözüm var, o da adalettir. Adalet, bünyesinde barışı barındırır. Adalete de barışa da ancak istişare ederek, müzakere ederek, diyalog kurarak ulaşabiliriz.”
Sayın Baydemir’in çağrısına katılıyorum:
“Dün Türkiye’nin batı yakasına 25 cenaze gitti. Yarın Türkiye’nin doğu yakasına 25 cenaze gelecek ve bunlar karşılıklı olarak misilleme olacak. Açık söylüyorum her ölüm bizleri bitirecek. Bu ölümler hepimizi bitirmeden, vicdanımızı daha fazla kirletmeden hep birlikte barışa sahip çıkmamız lazım. Savaşa karşı gerçek barışı savunmamız lazım. Onun için savaş karşısında susmak vicdansızlıktır. Vicdanlarımızın daha fazla kirlenmemesi için barışa sahip çıkma çağrısında bulunuyorum.”
Evet... Bu dünya hepimize yeter...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İMAMOĞLU’NUN AKÇAKOCA ZİYARETİ
11.07.2019 - PARTİ İÇİ SEÇİM SİSTEMİ ACİLEN DEĞİŞMELİ
5.07.2019 - DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR
13.07.2019 - İMAMOĞLU’NUN AKÇAKOCA ZİYARETİ
10.07.2019 - PARTİ İÇİ SEÇİM SİSTEMİ ACİLEN DEĞİŞMELİ
3.07.2019 - AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?
25.06.2019 - AKÇAKOCA'DA SEÇİM YENİLGİSİNİN TEK SORUMLUSU DERGAH AKÇA MI?..
17.06.2019 - AKÇAKOCA VE TURİZM
28.07.2014 - Aynı tas aynı hamam devam etmemeli
27.07.2014 - Kamuoyuna
5.11.2013
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları


















































Ahırnaslı Sinan
üniversiteli sen bana türk asıllı osmanlı devlet adamı , mimar, bilimadamı, sanat adamı, padişah ismi ver... (bin(1000) tane değil birkaç tane) bu arada mimar sinan devşirme değil Ermeni Soykırımında ahalisi yokedilen Kayseri Ahırnas Köylüsü Hristiyan Ermeni ailenin çocuğu. müslüman değil genelde devşirmelerin ismini de değiştirip mustafa kemal enver talat gibi isim takarlar, Sinan eski Ermeni ismi. senin üniversitende gizlerler bunu ama internette bulabilirsin hakikati Bu arada Apo müslüman...
üniversiteli
Ahırnaslıya insan her türden olabilir ama halis Müslüman olamaz ermeni asıllı olması Müslümanlığını engellemez. Ne yapalım yani senin cani apo cani olacağına akıllı apo olsaydı da bu muhterem zat gibi anılsaydı. Şimdi sana şerefsiz diyecem şeref kızacak. ŞEREFSİZ….
Ahırnaslı Sinan
Apo ya Ermeni diyen sahtekarlar Ermeni Asıllı Mimar Sinan ın Ermeni olduğunu inkar etmeye çalışır (kayseri ahırnas ermeni köyü doğumlu).