A.Turan ALKAN
Siyaset dehâsı değilim. Herkesi mutmain kılacak bir tılsım eğer varsa onu bilmiyorum. Okuduğum ve bildiğim kadarıyla herkesin mutlu olduğu bir tarih dilimi hiç olmadı ve galiba hiç olmayacak. Bana göre elimizden gelen tek şey, başkalarına zarar vermemeye azami dikkat göstererek doğru olanı anlamaya ve tavsiyeye gayret etmek.
Vicdanı yüksek bir adam demiş ki, "Dışımdaki dünyanın bana yaptığı ne olursa olsun, kendime ettiğim kötülüğü kimse yapamaz". Derviş Ali de öyle diyor, "Cehennem dediğin dal ateş yoktur / Herkes ateşini burdan götürür". Esasen, insana tabiatının dışına çıkarak yükselmek mânâsında eğitimin hayrı dokunduğuna inananlardan da değilim; binaenaleyh Kürt meselesini iki satır yazıyla feraha çıkaracak bir şey bilmiyorum. Çözebileceğini düşünenlerin, hattâ bu işi cepte keklik görenlerin karîhasına yeni bir şey ilave edecek iktidarım da yoktur, sadece şu kadarcığını söylemek mümkün; kuzguna yavrusu Anka görünüyor. "Dört parti bir araya gelip görüşelim, halledelim" görüşü ile "Kandil'e Türk bayrağı dikelim; adam kıtlığı varsa tedarik ederiz" fikrinin indimdeki yeri birdir ve eşit derecede değersizdir; ki siz aynı çekmeceye, "Parti binalarımızı devlet koruyamıyorsa, biz korumasını biliriz" diye efelenen tulumbacı yamağının fikrî seviyesini de ekleyebilirsiniz.
Dünya tarihi şunu anlatır: İnsanların en önemli meselesi ahlâkîliktir; ve en dramatik problemimiz budur. Tâ baştan kabul ettiğimiz ahlâki tutum -ki o her neyse- gündelik zevkler, hırslar, menfaatler ile durmaksızın çatışır ve biz hep aynı şeyi yaparak aslında ne kadar ahlâkî davrandığımız hakkında önce kendimizi, sonra başkalarını inandırmaya çalışırız. Dünya tarihi insanların aldatma ve aldanma hususunda çok başarılı olduğunu kaydediyor. Oysa ki, "kalp bilir" ve bize ahlâken neyin doğru olduğunu mahcub bir edâ ile utana sıkıla fısıldar. Biz ona, "Ama bir de aklıma danışmam lâzım; sen çok sübjektif olabiliyorsun" diye parmağımızı sallar ve akla, "Haydi, şimdi bana işime gelen bir şey bir söyle" deriz.
Zavallı Thomas More'a, kralı VIII. Henry, tam da böyle bir ahlâksız teklifte bulunmuştu, "Dinini terk et ve İngiliz milli kilisesinin hak din olduğunu, buna bağlı olarak benim fırıldak eylemlerimin meşruiyetini kabul et, çünkü sen yüksek vicdanlı bir insansın ve senin kabulün bana yolları açacaktır" (Meâlen). Thomas More üstadımıza kalbi o anda şöyle dedi, "Yapma üstad; bu herif keyfi için senin akîdelerini ve ahiretini berbad etmek istiyor; diren ve yaşa!". More, kralının ahlâksız teklifini reddetti ve hâlâ yaşıyor. Henry onu öldürttü ve her gün yeniden ölüyor.
Ne diyorduk; eğer kendimizi aldatmakta pek tecrübeli değilsek, önceleri vicdan azabı diye bir sızıya tutuluruz; tecrübe kesbedip de kalplerimizi mühürletince vicdan azabının yerini, kesin inançlılıktan doğan nobranlık alır (Burada "Kesin inançlı" tabirini, İslâmî iman manasında değil, düpedüz fanatizm mânâsında kullanıyorum). Evet, kalpler mühürlenir. Kalp mühürlendiği zaman, namludaki mermi gibi bir şey olur; irâdi hareket serbestîsini, ahlâki istikametini kaybeder.
Kürt meselesini bugüne kadar hep siyâsî boyutuyla kavradık ve konuştuk; her meselenin bir de ahlâkî vechesi vardır ama aslında konuşmaya lâyık olan o veçhedir. Siyasî maslahat ne zaman ahlâktan cevaz almağa kalkışsa, nadir istisnâlar dışında ahlâk hep mağlup olmuştur. Niçin hep öyle oluyor? Basit! Siyâset, üstünlük ve kazanma hesabı üzerinde ayakta duruyor; ahlâk ise en şümûllü mânâsıyla Hak! Siyaseti ahlâktan inhiraf ettirmeden yapanları ise efsâne listesine yazıyoruz.
Ne alâka demeyiniz; deniliyor ki, "İslam'da siyaset ve devlet yok diyorsanız söyleyin, tartışalım; hâlbuki İslam her yeri kaplar" Âlâ, öyleyse birisi çıkıp İslam'la siyasetin üst üste geldiği örneklerden hareketle bir tarih icmali çıkarsın; önce onu konuşalım. "Durum nedir, parlaksa niçin bu haldeyiz; değilse neyi yanlış anlamıştık"ı tartışmak daha verimli olur.
Bu arada Hz. İsa'yı mahkûm eden Roma valisi Pilatus'un karardan sonra elini yıkayıp sorumluluktan kurtulduğunu sandığı o meş'um sahneyi de hatırlayalım hep. Tarihi yanlışların yıkandığı bir ibrik henüz icad edilmedi çünkü.
Bir şey anlamadınız değil mi; neyse telafi ederiz inşallah...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Dereler düz bağladı; dibi yarpuz bağladı…
14.07.2016 - Pijama dâvâsı
13.07.2016 - Ördek düdüğü
11.07.2016 - ‘Pozitif milliyetçilik’ nedir; nasıl yapılır?
10.07.2016 - Bir ‘şirket’ hikâyesi
8.02.2016 - Eey İzlanda, sen kimsin ya?
7.02.2016 - Dünyanın bütün mustazafları, birleşin!
6.02.2016 - Sert bir Bayram tebriki yazısı
4.02.2016 - Bir ‘flashmob’ videosundan öğrendiklerim
3.02.2016 - Narkotik ihbar!
2.02.2016
Yazarlar
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
selim pusat
Ah Melih ah , acaba sana bunları yazdıran hangi dürtülerin? Daha 12 Eylül 2010 referandumunun mürekkepleri kurumdan ne çabuk özgürlükler dolu referandum neticesi bir vesayete savruldu. Yetmez ama evet derken pek bir mutluydunuz. Ne oldu da bugün gelinen noktada güce her zamanki gibi biat ettiniz. Başınıza gökten bir şey düşse sebebi Kılıdaroğlu diyecek kadar biata ne gerek var? Zaten Kılıçdaroğlu da bir projenin adamı değil mi? O da bir kaset operasyonu ile gelmedi mi? Neden onu Ecevit ile mukayase etme bahtsızlığına düşüyorsun? Yolsuzlukları savunmak ne zaman beri kendini demokrat , Marksist olarka tanımlayan biri için baş görev oldu? Yazık ki yolsuzlukları örteceğim derken bu kadar küçülmeye gerek be Melih.. Kısaca ne yapacaksınız Ekmek parası dersen daha anlaşılır olur be kuzum .......