Elif ÇAKIR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “görevinden affını” isteyen Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’e “sükunetle görevini yürüttüğü” için teşekkür etti, Adalet Bakanlığı’na üçüncü kez atadığı Bekir Bozdağ’a başarılar diledi.
Selef halef, halef selef oldu.
Türkiye Sayın Erdoğan’ın ifade ettiği gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle yönetiliyor ve bu hükümet sisteminde tıpkı diğer üst düzey yönetici kadrolarda olduğu gibi kabine üyelerini de doğrudan atama, değiştirme yetkisi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ait.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “tek kişilik hükümet” sisteminin kendisine verdiği yetki ile gördüğü lüzum üzerine Adalet Bakanlığı’nda görev değişikliği yaptı.
Yirmi gün sonra mı, birkaç sonra mı, “değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre” Adalet Bakanlığı’nda yeniden bir revizyona gidebilir, bir kez daha selef halef, halef selef olabilir.
Şaşırmamızı gerektirecek bir durum yok. Nitekim Abdülhamit Gül’ün görevden ayrılması pek çoğumuz için şaşırtıcı olmadı. Ancak Sayın Gül her ne kadar 29 Ocak’ta Adalet Bakanlığı’ndaki devir teslim töreninde verdiği fotoğrafta üzülmediği bilakis “affının kabul edilmesinden” dolayı mutlu olduğu izlenimini vermiş olsa da ben tam aksini düşünüyorum.
Yok hayır, herhangi bir bilgiye sahip değilim, ortaya çıkan fotoğraf bu bende hissiyatın oluşmasına sebep oldu.
***
Ben o fotoğraftan Murat Yetkin’in “kaçan kurtuluyor” izlenimini edinmedim. Lütfi Elvan’da “kaçan kurtuluyor” havası vardı. Ama Sayın Gül’ün durumunu öyle görmedim, bilakis o gülümsemede “yalnız değilim, şehrim benim arkamda” meydan okuması vardı.
Aksi durum olsaydı Sayın Gül devir teslim törenini bir gövde gösterisine çevirmezdi, değil mi?
AK Parti dün iktidara gelmedi, dahası Abdülhamit Gül, AK Parti’nin yirmi yıllık iktidarları döneminde ne görevden alınan ne de Gaziantep ilini temsil eden ilk bakanı değil.
AK Parti iktidarları döneminde görevinden ayrılan bir bakanın “devir teslim töreni” için özel uçak kaldırılan başka bir isim oldu mu, bakanı teslim almaya gelen kalabalıklar oldu mu ben hatırlamıyorum.
***
Sayın Gül “görev devir teslim” töreninde memleketinin belediye başkanlarının, milletvekillerinin, bürokratlarının, valisinin, partisinin il ve ilçe başkanlarının, hatta oda ve borsa başkanlarının hazır olduğu ilk isim olmuş olmalı.
Dolayısıyla İsmail Saymaz’ın Halk Tv’nin internet sitesinde yazdığı “dört günde iki kez istifa ettiği” bilgisi doğru olabilir ama “affının kabul edilmesi” Sayın Gül için büyük bir sürpriz olmuş olabilir. Bunu beklemiyor olabilir.
Saymaz köşesinde Gül ve Erdoğan arasındaki vazonun kırılmasının sebebini özetle şöyle yazdı: Beştepe’de Bakan Gül’ün ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ve iki bakanlığının bürokratlarının ve MİT Başkanı Hakan Fidan’ın katıldığı kritik ve gizli bir zirve olmuş. Bu gizli zirvede Osman Kavala olmak üzere siyasi davalarda nasıl bir politika izlenmesi gerektiği konuşulmuş.
***
Kritik cümleyi yazıyorum: Adalet Bakanı Gül, her zamanki gibi tutuksuz yargılanmayı savunmuş… Ne olduysa, nasıl olduysa Erdoğan Bakan Gül’e ‘olur mu öyle şey!’ diyerek reddetmiş, bir tartışma yaşanmış... Bakan Gül de istifa etmek istediğini söylemiş!..
İşte Bakan Gül’ün affını istemesinin hikayesi buymuş!
Peki…
Bakan Gül yeni mi geldi Adalet Bakanlığı’na? Ya da şöyle soralım, Bakan Gül ilk kez mi prensip olarak tutuksuz yargılamaları savunmuş! Savunmuş da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ters düşmüş.
2017 yılında Adalet Bakanlığı görevine gelen Abdülhamit Gül’ün 5 yıl boyunca “hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığını, tarafsızlığını” savunan ne açıklamalar yaptı, ne manifestolar ne meydanlar okudu, ne vaatler de bulundu, kameralar önünde. Hangi sözleri vermedi ki?
2019 yılının ikinci ayında “2019’un yargıya güven yılı” olacağını vaat etti, Türkiye “güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemine kavuşacak az kaldı” dedi,, bütün çalışmaların bitmek üzere olduğunu müjdeledi. (28 Şubat 2019)
Yargının lügatinden “pardon” sözünün çıkartılacağını, artık kimsenin mağduriyet yaşamayacağını söyledi.
Hakimlerin ve savcıların gözlerine bakarak “Adliyenin kapısı adaletin kapısıdır. Bu kapıya gelen herkes hakkına erişeceğini ve en saygın biçimde muamele göreceğine inanmalıdır. Bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” dedi. (12 Kasım 2020)
***
Sayın Gül’ün şu açıklaması mesela, “Düşünce ve ifade özgürlüğünü daha da güvenceye alıyor, tutuklamadaki keyfiliği kaldırıyoruz. Yargılama süreçlerinde de özgürlüğün asıl olduğu dikkate alınmalı. İfadesi ve düşüncesinden dolayı hiç kimsenin hapis cezası almadığı bir sistem olacak. Hiç kimse susmayacak, eleştirisini söyleyecek.”
Yene mesela şu açıklaması:
“Temel hak ve özgürlüklere orantısız müdahaleler… yargısal tasarrufların meşruiyetine ve yargıya olan toplumsal desteğe de zarar verebilmektedir.” (29.11.2018)
Evet Abdülhamit Gül, yargıçların vicdanlarına ve hukuka göre karar vermelerini isteyen açıklamalar yaptı. Peki, yargıçların vicdanlarına göre karar vermelerini sağlayacak adımları attı mı?
Yargı Reformu Paketi’nde yargıçların vicdanlarına göre karar vermelerini ve önemli ölçüde yargı bağımsızlığını sağlayacak olan “coğrafi teminat” ilkesinin Meclis’e giderken paketten nasıl uçup gittiğini açıklayabilir mi? Coğrafi teminat maddesi paketten silinirken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ters düştü mü düşmedi mi?
Ülkemizin hak ettiği yargı sistemini inşa edeceğiz sözünü verdi, peki o yargı sistemini inşa etmek için hangi adımı attı?
Hakimler ve Savcıların uyması gereken “Türk Yargı Etiği” ilkelerini açıkladı peki, yargıçlar o etik ilkeleri neden uygulayamadılar?
Onlarca açıklamaya yer vermek mümkün. Hukuken referans yapılacak.
Peki Sayın Gül’ün bu açıklamalarının neticesi ne oldu?
Osman Kavala altı aydır mı haksız yere tutuklu yargılanıyor? Yerel mahkemeler hangi adalet bakanının döneminde AYM ve AİHM kararlarını uygulamamaya başladılar?
Sayın Gül kameralar önünde bu açıklamaları yaparken kapılı kapılar ardında hukuk can çekişiyordu.
***
Sayın Gül’ün yargının siyasallaşmasında, adaletin bu derece sakatlanmasında, hukuk sisteminin sistematik bir şekilde mağduriyetler üretmesinde, hukuk devleti ilkesinin bu derece ağır tahribatlar görmesinde, hukuk sorunlarımızın her geçen gün daha da derinleşmesindeki vebalini göz ardı etmek mümkün mü? Tarihin kendisinden övgüyle bahsedeceği söylenebilir mi?
Peki ne oldu Adalet Bakanlığı’nda derseniz?
“Yargı bağımsızlığına güven yerlerde sürünüyor” eleştirilerine “benim en büyük endeksim kalbimdir” diyen Abdülhamit Gül gitti… “Türk yargısının Avrupa ve Amerika yargılarından daha fazla hukuka bağlı olduğunu, daha adil olduğunu, daha bağımsız ve tarafsız olduğunu” söyleyen Bekir Bozdağ geldi.
Adalet Bakanlığı’nda yeni bir şey yok…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024