Fehim TAŞTEKİN
Söz “Aydınlığın karanlığa karşı savaşı” diye başladığında seçilen kelimeler önemlidir. Kelimeler silahtır çünkü.
İsrail saldırıya uğradığında bu terördür; saldırdığında kendini müdafaa ve savunma hakkı.
Filistinlilerin kaçırdıkları rehinedir; İsrail’in işgal altındaki topraklarda alıkoydukları ne esirdir ne rehine sadece tutukludur, mahkumdur.
Filistinlilerin elinde küçük yaştakiler çocuktur, bebektir; İsrail hapishanelerindekiler 18 yaş altı insandır.
İsrailliler öldürülür, Filistinliler ölür. İsrailliler terör saldırılarında ölür, Filistinliler patlamalarda.
“Nehirden denize Filistin” demek direniş değil soykırım düşüncesidir; “Tanrının vaat ettiği topraklarda büyük İsrail” demek masumiyettir, haktır.
Haliyle biri “soykırım” saldırılarına kurban gitmiştir, diğeri terör örgütüne canlı kalkan olduğu için ölmüştür.
İsrail’inki sivil kayıptır, Filistin’inki savaşın kaçınılmaz kurbanıdır, zayiattır.
Biri aydınlığın diğeri karanlığın canıdır.
Kutsanmışları ve lanetlileri ayıran kelimeler… Kelimelerin savaşı, savaştan önce başlar, savaşı eşsiz bırakmaz.
7 Ekim Aksa Tufanı’ndan beri medya da bu savaşın parçası. Bu savaş, geçen cumadan beri 4 günlük geçici ateşkesle rehine-tutsak takasının diline de yansıyor.
Kutsanmış seçilmişlerin medeni dünyadan çalıntı kavramlarla bizi kıstırmalarına izin vermeden Aksa Tufanı’nın birincil motivasyonu sayılan rehine-tutsak denkleminin arka planına da bakmak gerekiyor.
***
İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli kadınlar ve çocuklar ev ve sokaklardaki en yakıcı konu. İsrail’le rehine-tutsak denklemini kurabilen herhangi bir örgüt, buna yönelik gerçekleştirdiği eylemin şekline ve ödenen ağır bedellere bakılmaksızın Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de kabul görüyor. Geceden gündüze yaşadıkları her şey Filistinlilere içinde doğup büyüdükleri bir soykırım savaşından çıkmadıklarını hatırlatıyor. Hapishaneler hem bu savaşın hem de işgal edilmiş topraklara dayatılan apartheid rejiminin bir uzantısı.
İsrail’deki sivil toplum örgütü HaMoked’e göre Filistinli tutuklu sayısı 6700. İsrailli insan hakları örgütü B’tselem’e göre Eylül 2023 itibariyle İsrail Cezaevi Servisi güvenlik gerekçesiyle 4764 Filistinliyi tutuyordu. Bunların 176’sı Gazze’den. Aynı zamanda İsrail’de yasadışı bulundukları gerekçesiyle 8’i Gazzeli 932 Filistinli içerdeydi. Toplam tutuklu sayısı 5696 idi. Bunların 180’i çocuktu. Cezaevlerindekilerin 1310’u da idari tutuklu kapsamındaydı. Yani bir komutanın emriyle haklarında iddianame olmaksızın içeride tutulanlar.
B’tselem İsrail Cezaevi Servisi’nin 2020’den itibaren kendileriyle veri paylaşımını durdurduğunu ve internet sitesinde kısmi paylaşımda bulunduğunu belirterek gerçek rakamın farklı olacağına dikkat çekiyor. Bunun yanı sıra kısa süreliğine askeri tesislerde tutulanlar da bu rakamlara dahil değil. 7 Ekim sonrası 4 bin Gazzeli işçi Necef’teki üste alıkonulmuştu. Akıbetleri meçhul.
Ramallah merkezli Esirlere Destek ve İnsan Hakları Derneği (ADDAMEER) 6 Kasım itibariyle ‘idari tutuklama’ kapsamında alıkonanların sayısının 2300’ü, toplam tutuklu sayısının 7 bini geçtiğini rapor ediyor. 7 Ekim’den bu yana 200 çocuk tutuklandı, bir kısmı bırakıldı. Halihazırda içerde tutulanların 200’ü çocuk, 62’si kadın. Müebbet yatanlar 559, 20 yıldan fazla ceza alanlar 432, 25 yıldan fazla ceza alanlar 40 kişi.
***
Çocuklar evleri henüz basılmadıysa zulümle sokağa adım attığı an tanışıyor. Bu çocukların aşırı donanımlı üç-beş askerin zorbalığı altında içeri nasıl alındıklarına dair sayısız görüntü var. Ailelerine kavuşurken halleri yaşadıklarını anlatmaya yetiyor. Pek çok insan hakları örgütünün buluştuğu nokta; çocuklar genellikle fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kalıyor. Ebeveynleri ya da avukatları olmadan sorguya çekiliyorlar. Çocuklar muhbir olmaya zorlanırken aileleri onlar adına büyük para cezalarıyla çökertiliyor. Çocuklar aranan yakınlarını teslim olmaya zorlamak için rehine olarak da tutuluyor. Üç yaşındaki M.N. babası teslim oluncaya kadar bir süreliğine alıkonulanlardan biriydi. ADDAMEER cezalandırıcı gözaltı kampanyalarının bir parçası olarak çocukların sistematik şekilde tutuklandığını belirtip ekliyor: “Çocuklar psikolojik ve fiziksel işkenceye maruz bırakılıyor.”
Haklarında iddianame olmaksızın çocukların yaşamları çalınıyor. 2021’de Yahudi yerleşimciyi bıçakla yaralamakla suçlanıp Kudüs’teki okulunda gözaltına alınan Nüfuz Hamad, 12 Kasım 2023’te 12 yıl hapse ve 13 bin dolar para cezasına çarptırıldı. ADDAMEER’e göre 15 ya da 16 yaşına giren Nüfuz Hamad en genç Filistinli kadın mahkum.
İçerdekilerin koşulları iyi değil. 7 Ekim'den itibaren hapishanelerde kötü muamele, taciz ve saldırılar arttı. Takasla çıkanların anlattıkları bunları teyit ediyor. Filistin Yönetimi Mahkum İşleri Komisyonu Başkanı Kadura Fares’e göre 7 Ekim’den itibaren en az 4 Filistinli gözaltında öldü. Otopsilerinde işkence izleri tespit edildi. Filistinlilere işkence yapıldığını İsrail Yüksek Mahkemesi 1999’da belgelemişti. İsrail hükümeti de 2000’de işkence ve suçun örtbas edildiğini kabul etmişti. Ama pratikte değişen bir şey olmadı.
Ayrıca yine ADDAMEER’e göre kasıtlı açlık politikasının bir parçası olarak günde iki yetersiz öğün dağıtılıyor ve tutukluların kendi yemeklerini yapmalarına izin verilmiyor.
***
Uygulama onlarca yıldır sistematik. Filistinlilerin İngiliz manda döneminden bildiği idari tutuklama uygulaması avukatların dahi erişemediği ‘gizli kanıt’ dosyasıyla insanlar yargılama olmaksızın aylarca hatta yıllarca demir parmaklıkların arkasında tutulabiliyor.
İsrail 1967’den itibaren 1600 civarında askeri emirle işgale karşı tüm eylemleri kriminalize eden ve cezalandıran bir sistem oturttu. 101 nolu askeri emirle gösteri yapmak, afiş dağıtmak, bayrak sallamak, siyasi simge taşımak dahil her tür sivil eylem ‘düşmanca propaganda ve kışkırtma suçu’ olarak yasaklandı. 1970’de 378 nolu emirle Filistinlilerin yargılanacağı askeri mahkemeler kurulurken işgale karşı her tür eylem terörizm kapsamına alındı.
B’tselem’in verdiği bilgilere göre idari tutuklama mekanizması şöyle işliyor:
Tutuklama emri Batı Şeria'daki komutandan geliyor. Tek seferde altı aylık tutuklama süresi defalarca uzatılabiliyor.
Bu uygulama İsrail’in hiçbir suçtan hüküm giymemiş Filistinlileri yıllarca içerde tutmasına olanak sağlıyor. İdari tutukluluk kararından sonra ilgili kişinin 8 gün içinde askeri hakim huzuruna çıkarılması gerekiyor. Hâkim kararı onaylayabilir, reddedebilir veya tutukluluk süresini kısaltabilir. Uygulamada ise hakimler “ifşası güvenliğe zarar verebilir” gerekçesiyle delilleri tutuklu ve avukat olmadan kabul ediyor. Yani tutuklu aleyhindeki delilleri öğrenme şansına sahip olmadığı için savunma da yapamıyor. Hakimler delillerin gizli kalması talebini asla reddetmiyor, dosyayı incelemeden delillerin doğruluğunu kabul ediyor. Davaların büyük çoğunluğunda hakimler iddia makamının tutuklama ve uzatma kararını onaylıyor. İsrail ordusuna göre Ocak 2015-Temmuz 2017 arasında 3.909 idari tutuklama kararı çıkarıldı. Bunlardan sadece 48’i yani yüzde 1.2’si askeri mahkeme tarafından iptal edildi.
Bu sistemin neye yaradığına dair de B’tselem şu tespiti yapıyor:
“Resmi olarak idari tutuklama, sözde tutuklunun gerçekleştirmeyi planladığı bir suçu işlemesini engellemek için tasarlanmış önleyici bir tedbirdir. Ancak gerçekte, İsrail makamları bunu siyasi aktivistleri tutuklamak için ve suçluluğu kanıtlama ve duruşma yapma gerekliliğini atlayarak ceza yargılamalarına hızlı ve kolay bir alternatif olarak da kullanmaktadır. Hapis cezasının aksine, idari gözaltı defalarca ve süresiz olarak uzatılabilir, öyle ki tutuklular ve aileleri gözaltının ne zaman sona ereceğini asla bilemezler ve aylarca hatta yıllarca belirsizlik içinde yaşamak zorunda kalırlar.”
Amnesty International idari tutuklamanın önleyici bir tedbir değil zulmetme aracı olarak kullanıldığının altını çiziyor.
***
Çocuklarla ilgili uygulama biraz daha farklı. 1726 sayılı askeri emirle iddianame sunulmadan çocuklar 15 gün süreyle gözaltında tutulabiliyor, askeri mahkeme gözaltı süresini 10 günlüğüne 40 kez uzatabiliyor. 132 sayılı askeri emirle 16 yaş ve üstü Filistinli çocuklara yetişkin prosedürü uygulanıyor. Çocuklar suçu işlediği tarihteki yaşına değil hüküm giydiği tarihteki yaşına göre muamele görüyor. Mesela 13 yaşında tutuklanan Ahmed Manasra cezai sorumluluk sınırı olan 14 yaşına girdiğinde cinayete teşebbüs suçundan 12 yıla mahkûm edildi.
2000’deki ikinci intifadadan beri tutuklanan Filistinli çocukların sayısı 12 bini aştı. En yaygın suç taş atmak. Cezası, cinayete teşebbüs yorumu eşliğinde 20 yıla kadar çıkabiliyor. Sosyal medyada taş atmak da tehlikeli. ADDAMEER’in avukatı Tala Naser’a göre Filistin bayrakları ya da Kuran'dan alıntılar içeren sosyal medya paylaşımları bile “kışkırtma suçu” olarak tutuklamaya neden oluyor. 2018’de Neriman Temimi Facebook’ta yayınlanan videosu nedeniyle kamu güvenliğine zarar veren görüşleri yaymakla suçlandı. Hukukçularına Temimi’nin videosunu izleten Human Rights Watch şiddeti teşvik edici hiçbir unsur olmadığını bildirdi. Fakat Temimi daha az cezayla kurtulma umuduyla suçu kabul etti. Temimi’den sonra 16 yaşındaki kızı Ahed idari tutuklamayla içeri alındı. Bırakıldı, 6 Kasım’da tekrar alındı.
***
Sonuç olarak Filistinliler sivil değil askeri mahkemelerde yargılanıyor. Judea Mahkemesi Kudüs’ün kuzeyindeki Ofer askeri üssünde, Samaria Mahkemesi Batı Şeria’nın kuzeyindeki Salem üssünde, bunların uzantısı diğer 4 askeri mahkeme ise İsrail’in içinde. B’tselem bu mahkemeleri şöyle tanımlıyor:
“Askeri mahkemeler tarafsız değildir, olamaz da. Bu eşitsiz dengenin bir tarafına sağlam bir şekilde yerleşmişlerdir; İsrail'in Filistin halkı üzerindeki kontrolünü sürdüren merkezi sistemlerden biridir.”
Filistinliler biri Batı Şeria’da olmak üzere 19 hapishanede tutuluyor. ADDAMEER cezaevi sistemini "tasfiye etmek ve öldürmek için tasarlanmış korkunç bir makine kompleksi" olarak tanımlıyor.
Filistinlilerin yaşamını karartan duvarlar, bariyerler ve kontrol noktaları olmadan da mahkemeler ve hapishaneler tek başına bu rejime apartheid demeye yetiyor. İsrail bu cezalandırma ve yıldırma mekanizmasını sürekli ve yaygın olarak kullanıyor. Ve Filistinli örgütler İsrailli er Gilad Şalit’e karşı 1027 Filistinlinin bırakıldığı günden beri rehine alıp takas yapmayı tek çıkış yolu olarak görüyor. Dünya dehşet içinde izlese de vaziyet bu!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025