Fehmi KORU

Rüzgâr eken fırtına biçer
7.05.2011
1742

Geriye dönüp 12 Eylül (1980) darbesi sonrasında siyasi hayata izin verilmesinden başlayarak günümüze kadar yapılan seçimlere şöyle bir göz atın bakalım, ne göreceksiniz...

Cevabı ben vereyim: Hemen her seçim öncesinde, kimi zaman devreye girerek kimi zaman suskun kalarak, en etkili oyu terör kullandı.

Evet, bizim ülkemizde terör de seçimlerde oy kullanıyor...

12 Haziran günü yapılacak genel seçime hemen her parti umutla gidiyor: Ak Parti üçüncü dönem de ülke yönetiminin kendisine verileceğinden, CHP ile MHP de sandıktan iktidar olarak çıkabileceğinden umutlu. Kamuoyu yoklamalarının şans tanımadığı partiler bile gelecekte seçmenin kendilerine rağbet edeceğinin ilk işaretini bu seçimde alabilme umudunda. Baraj yüzünden seçime bağımsız adaylarla katılan BDP, doğru adaylar belirlediği için, milletvekili sayısını belirgin biçimde artıracağını umuyor.

Yıllarca elde silâh tepelerine yağacak bombaların insafına kalmış hayatları dağda sürdürenler bile, terörü geride bırakmış bir Türkiye'ye doğru gidildiği umuduna kapılmışsa şaşırmamak gerekir. "Hayat mı, ölüm mü?" ikileminde ölümü tercih etmenin sebebi kalmamışsa, insanoğlu 'daha iyi bir hayat' umuduna kapılır.

Bu seçimde, terörün, en azından bu sebeple, oyunu suskun kalarak kullanması beklenirdi.

Ancak öyle olmadı. Tunceli'de, Yüksekova'da, Diyarbakır'da, Mardin'de başını gösterdi terör; Kastamonu'daki miting sonrasında Başbakan Tayyip Erdoğan'ın konvoyuna saldırdı. "Ilgaz'da büyük ateş yakın, herkes görsün" talimatına uyan teröristlermiş Kastamonu'da saldıran...

"Sıfır noktasına gidiliyor, kötü şeyler olacak" meş'um cümlesi ise bir politikacının ağzından çıktı; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Türkiye'yi müreffeh yapma yolunda atılan adımlara paralel başlatılan 'Kürt açılımı projesi' haberini paylaşırken sarf ettiği "İyi şeyler olacak" öngörüsüne cevap olarak...

Şimdiye kadar onbinlerce cana malolan kötülüklerden daha kötüsü ne olabilir ki? Bundan sonra olacak her 'kötülük' eski kötülüklerin tekrarı olabilir yalnızca; kimseye bir şey kazandırmayan, herkesin kaybettiği eski dönemlerin kahredici kötülüklerinin...

İstenen buysa ve kötülükler döneminin hortlamasından medet umuluyorsa, zorla götürülmek istendiğimiz yolun 'çıkmaz sokak' olduğu bilinmeli. O yolun sonunda hiçbir yere çıkış yok. Gerçekten 'sıfır noktası' orası...

Çıkış arayanlar için önümüzde tek bir yol var: Demokrasi... Çarmıhımızı sırtımızda taşıyarak, ite kaka da olsa, yürütmeye mecbur olduğumuz demokratik sistem içerisinde arayacağız çözümü; onun dışındaki hiçbir yola itibar etmeyerek... Terörü azdırarak varılabilecek yer, yeniden azan karşı-terör olabilir yalnızca... Bugünkü gibi ortamlarda kendilerinin mi yoksa karşı-terör için özel yetiştirilmiş birimlerin mi terörü yaptığını teröristler bile bilemeyebilir.

Toz duman dağıldığında sarf edilecek nedamet sözlerinin kimseye yararı olmayacaktır.

Yangına körükle gidenler yangında yanabilir. Rüzgâr eken fırtına biçmek zorunda kalabilir. Her şeye birden ve hemen sahip olma gayreti çok zor elde edilmiş kazanımları bir çırpıda heder edebilir.

Bilmem anlatabildim mi?

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar