Fehmi KORU
Siyasi hayatımızda yaşananları izlerken, emin olun, iktidarda bulunanlara üzülüyorum; özellikle de her önemli kararı kendisinin aldığını bizzat ağzından işittiğimiz Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın durumuna…
Ne yapsa yaranamıyorlar da ondan…
Uzun bir süre “Enflasyonun sebebi faizdir” dedi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve faizle ilgili kararı alan devlet kurumlarının yöneticileri onun bu tezinin doğru çıkması için gayret sarf ettiler. Faiz sıfıra yaklaştı, ancak doların TL karşısındaki değeri muazzam arttığı gibi enflasyon da düşmedi.
Zaten birileri, piyasaya müdahale edildiğinde, eş zamanlı olarak, “Göreceksiniz, dolar değerlenecek, enflasyon da artacak” deyip duruyor ve bunu faizin düşük tutulmasına bağlıyorlardı.
Ekonomi kadrosunu değiştirdi Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni gelenler de faizi eleştirenlerin istediği orana çıkardılar.
Alınan kararların ilk olumlu etkisi dolar-TL dengesinin TL lehine değişmesiyle görüldü.
Yetkililer dün de bir miktar daha faiz oranını yükselttiler.
Faiz oranına müdahale edilmesinin yanlışlığını savunanlar tatmin oldu mu? Hayır. Tam tersine, neredeyse aynı kalemler, şimdi de, yüksek faizin Türk sanayisini batıracağı öngörüsünde bulunuyorlar. Yükselen faiz oranı yüzünden kredilerin ödenemez hale geleceği, işyerlerinin kapısına kilit vurulacağı iddiasındalar.
“Ne yapılsa yaranılamıyor” dememin sebebi bu.
İşte ben de bu yüzden ülkeyi yöneten iktidar sahiplerinin durumuna bakıp üzülüyorum.
Reform yapılacak, ama bunu kim yapacak?
Kimsenin hakkını yemek istemem; bu sebeple de vaktiyle faizin zorlamalarla düşük tutulmasını eleştiren ve şimdilerde faiz tavana vurduğu halde tatmin olmak yerine farklı boyutta eleştirilerini sürdürenlerin de haklarını teslim etmem gerekiyor.
Her iki durumda da, aynı kişiler, ne yapılması gerektiğini söyler veya yazarken, mutlaka bir ihtiyat kaydı koymayı da ihmal etmiyorlar. O ihtiyat kaydı da ‘reform’ sözcüğü… Hemen her alanda kapsamlı bir reform yapılmadığı takdirde yalnızca faizle oynayarak sonuç alınmayacağını konuşmaktan dillerinde tüy bitti, yazmaktan kalemlerinde mürekkep kalmadı.
Ne olacak şimdi?
Hükümetin önünde ‘reform’ yapmaktan başka bir çıkış yolu yok. Hem de hukuk başta olmak üzere, sanayide, tarımda, eğitimde -bütün bu alanlarda- köklü yol değişikliğine gitmek gerekiyor.
Yani?
Hükümetin son on yıl boyunca uygulamakta olduğu politikalardan vazgeçmesi, yeniden ilk on yılda uygulanmış politikalara dönmesi…
İyi de, bunu hangi kadroyla yapacak AK Parti?
AK Parti’nin ilk on yılında kaydettiği içte ve dışta takdir görmüş başarılarda imzaları bulunan kadrodan şimdi bir tek kişi kaldı: Tayyip Erdoğan… Onun dışındaki önemli isimlerin hemen hepsi artık AK Parti içerisinde değiller.
Şimdiki kadrosu AK Parti’nin, ne yapayım doğruyu söylemek gibi bir huyum var, bugünkü tablonun da müsebbibi…
“Faizi indir” denildiğinde faizi yerin dibine batıran, “Bindir” denildiğinde bunun neden gerekli olduğunu savunan onlar…
‘Reform’ sözcüğü en fazla onları rahatsız ediyor; “Reform yapılacak” denildiğinde o iştahı bozmak için akıl almaz iddialarla ortalığa dökülüyorlar.
Dahası da var.
İktidar artık yalnızca AK Parti’ye ait değil; başarıya sahiplik iddia edebilecek durumda olanlar tasfiye edildikten sonra iktidarını sürdürebilmek için kendisine destek aramak zorunda kaldı AK Parti ve MHP ile ittifak kurdu.
“Reform” denildiğinde “Ne reformu ulan” tarzı tepkileri sizler de duyuyorsunuzdur.
Gerçekten üzülünecek bir durum bu.
Yunanistan ile savaş ihtimali mi var?
Dün, her sabah göz attıklarım arasında yer alan Yunan Kathimeri gazetesinde Türkiye ile ilgili bir yazıyla karşılaşmıştım. Ankara’dan yükselen “Avrupa Birliği’ni ve Avrupa ülkelerini devreye sokmaktan vazgeçin, gelin ikimiz masaya oturalım” teklifine başyazar Tom Ellis cevap veriyor.
Dediği şu: “Karşınızda Yunanistan yok, Yunanistan Avrupa Birliği (AB) üyesi ve siz AB’ye, Avrupa ülkelerine muhatapsınız. Milli geliri 200 milyar dolar olan Yunanistan değil, 19 trilyon dolar olan AB var karşınızda.”
Henüz bu çıkışı hazmedememişken Ellis’in yazısının içine sızmış bir tehdit dikkatimi çekti.
Okuyalım:
“Ortaklarımızın bizim adımıza savaşmayacaklarını biz de biliyoruz. O iş kendimize düşüyor; bize, Rafale’lerimize, F-16 Viper’a ve Yunan Hava Kuvvetleri’nin diğer savaş uçaklarına, denizaltılara, Yunan donanmasına ve kara kuvvetlerine. Sonra bizim savaş gücümüzü, Yunan silahlı kuvvetlerini hafife alıyorsunuz, ama özellikle sayısal mukayese hiç de hafife alınacak bir durumumuz olmadığını göstermeye yeter.”
Tehdit değil mi bu?
Bugün de emekli bir general olan Yeniçağ yazarı Armağan Kuloğlu şunları yazdı:
“ABD’nin Dedeağaç’ta Lozan hilafına üs kurması, Girit’te üs edinmesi, Yunan F-16 modernizasyonuna olumlu cevap vermesi dikkate değer hususlardır. Yunanistan şimdi de 24 adet F-35 alımı için başvurmuştur. ABD’nin Atina Büyükelçisi, talepten duyulan memnuniyeti belirtmiş, ABD ve Yunanistan’ın bölgesel istikrarı artırmak için birlikte çalıştığını söylemiştir. Yunanistan, ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı CAATSA yaptırımlarından da memnundur. Yunanistan, 2021 bütçesindeki askeri harcamalarında 5 kat artırıma gitmekte, gerekçe olarak da Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginliği göstermektedir. Fransa’dan 18 adet Rafale savaş uçağı almakta, 4 adet fırkateyn alımı için teklif hazırlamaktadır. Ayrıca drone ve yenilenmiş F-16 satın almayı, silahlı kuvvetler mevcudunu da 15.000 artırmayı planlamaktadır.”
Kuloğlu’nun yazdığından Yunanistan’ın arkasında yanız AB’nin değil ABD’nin de bulunduğu anlaşılıyor.
Yunanistan silahlanıyorsa Türkiye ne yapacak? Savunma bütçesini artıracak doğal olarak.
Ekonomimiz bundan etkilenmeyecek mi?
Soruyu yanlış mı sordum yoksa?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025