Kurtuluş TAYİZ
Gözaltındaki polislerin basına yansıyan savunmalarına bakıyorum da ne kadar tanıdık; dün asker kendisini devletin asıl sahibi sanıyordu, bugün de Cemaat'e bağlı polisler. Asker dün "Cumhuriyet'i koruma-kollama" gerekçesiyle siyasete müdahale ediyordu; bugün de Cemaat "devleti koruma" adına hukuk dışına çıkıyor.
Müfettiş raporlarına göre İstanbul Emniyet İstihbaratı sadece bu ilde 60 bin 514 kişiyi dinledi. Dinlenenler arasında Türkiye'nin bütün önemli simaları var. Sanat dünyasından, akademiden, iş dünyasından, sosyeteden, medya ve siyaset aleminden neredeyse herkes dinlenmiş. Üstelik bütün dinlemeler ya sahte isimlerle veya IMEI numaraları üzerinden yapılmış. Yani yasal görünen işlemlerin kendisi aslında bütünüyle sahte ve yasadışı. Müfettiş raporlarına göre bu polis şefleri "hukuk dışı"na çıktı. Askerin geçmişte "rutin dışı"na çıktığı gibi...
Polis hukuk dışına çıkma yetkisini ve hakkını kendisinde nasıl buldu dersiniz? Kanunun vermediği bir yetkiyi nereden aldılar? Gözaltındaki polislerin savunmalarına ve aralarındaki dayanışmaya bakılırsa hepsinin kendisini bağlı hissettiği bir örgüt ve ideoloji var. Cemaat'in emir ve talimatlarını hukuk devletinden daha üstün tuttukları için rahatça kanunla belirlenmiş yetki ve görevlerin dışına çıktılar. Cemaat direktiflerini daha üstün, daha kutsal bulmasalar hukuku bu kadar kolay ayaklar altına alabilirler miydi?
Hukuk dışına çıkma hakkına kimler sahip olabilir? Böyle bir "hak" kuşkusuz kimse için söz konusu değildir; ancak kendisini devletin sahibi sananlar, "rutin dışı"na çıkmayı bugüne kadar hep kendilerine hak gördü. Askerler böyle değil miydi? Cumhuriyet değerlerinin tehlikede olduğunu düşünen generaller siyasete müdahale etme hakkını kendilerinde buluyordu. Çünkü kendilerini devletin asıl sahibi görüyorlardı. Cumhuriyet'i onlar kurmuştu, yönetmek de sadece onların hakkıydı! Milli iradeyi, siyaset kurumunu ülkenin "yabancı" unsurları, "dışarıdan" sayıyorlardı.
Merak ettiğim bu hastalığın Cemaat’e nasıl bulaştığı? 40 yıldır gizlice devlete sızmak Cemaat'te böyle bir bilincin oluşmasını mı sağladı? O kadar gizlilik, yeraltı çalışması, emek yüzünden mi? Yoksa askeri tasfiye etme, güç dengelerinin dışına itme becerileri mi onları yoldan çıkardı, zehirledi? Güç sarhoşluğu mu? Balyoz'da olduğu gibi 200'den fazla askeri tek kalemde hapse göndermeleri, eski polis şefini “komünistlik”ten, Genelkurmay Başkanı'nı "terörist başılıktan" içeri atabilme becerileri mi akıllarını başlarından aldı?
İstanbul Emniyet İstihbaratı bu ülkenin ana muhalefet partisi mi? Meclis'te CHP, MHP ve HDP'ye düşen görevleri neden kendi üzerlerine vazife bildiler? Ülkenin siyasi düzenini değiştirmeye neden kalktılar?
Polis şeflerinin mahkemede politik aktörler gibi davrandıkları da herhalde gözlerden kaçmamıştır. Diğer bütün politikacılar gibi onlar da bu ülke için en iyisini kendilerinin bildiğini düşünüyor. Kendilerini politikacılardan daha üstün buluyorlar; kendilerini bu devletin "asli" parçası, politikacıları ise "yabancı" ve "geçici" görüyorlar. Bu polis şefleri, çok partili hayata geçtiğimiz günden bu yana askerlerin politikacılar için kullandığı o kadim suçlamayı tekrarlıyor; siyasetçileri yolsuzlukla suçlayarak kendilerine "soylu" bir nitelik atfediyorlar. Asker kendisini hep "asil" gördü, seçilmişleri ise "avam"; bu polis şefleri de kendilerini "ahlaklı", siyasetçileri "ahlaksız" olarak değerlendiriyor. Yönetme yetkisinin kendilerinde olması gerektiğini savunuyorlar.
Yanlış anlaşılmasın tabii; Cemaat’e bağlı polislerin hukuk dışına çıkmaları ideolojik, felsefik, ahlaki sebeplerden kaynaklanmıyor. Daha derin nedenleri var bunun.
"Devlet sahipliği" fikri geçmişte Özel Harp Dairesi'nin tekelindeydi. O kaynaktan pompalanırdı. Aynı idelojiyi, fikri, ahlakı ise son yıllarda merkezi Pensilvanya'da bulunan Cemaat ve onların Abi'leri empoze ediyor. Ancak bu kez hesap edemedikleri milli iradenin gücü oldu. Devleti ele geçirerek bütün ülkeye hükmedebileceklerini sandılar. Ancak yeni Türkiye'yi anlayamamaları kendi sonlarını getirdi; siyaset kurumuna kelepçe vuramadılar. Askerin sahip olamadığı devlete polisin hiç sahip olamayacağını eminim bugünlerde daha iyi anlıyorlardır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019