Leyla İPEKCİ
Şimdi siyaset ve konjonktür sebebiyle Arap Müslümanlığının Amerikan bağımlısı tutumu her zamankinden daha şiddetli kınanıyor ülkemizde. Geçtiğimiz günlerde Suudların Yemen’de katliam yaptığı haberleri üzerine toplumca “acaba” dedik: Türkiye’nin bu güçlü yükselişi özellikle “Filistin konusundaki suskunlukları bozar mı” sorusuyla birlikte “Arap devletlerinin Sisi gibi diktatör liderlerini de sarsar mı” diye konuşmaya başladık.
Önce bir şerh düşelim.
İman kalpte bir nur; ki İslam’a topluca girilse de kalbin Müslüman olması ferdî bir süreç. Haliyle imanı Arap tekelinde sananlar için Anadolu irfanı gibi söylemlerin siyaseten kullanılması dışında hayatımızda tatbik edilmesi bugün her zamankinden acil bir ihtiyaç oluşturuyor.
Lakin Anadolu irfanı, tevhid dini, aşk hakikati vs gibi söylemlerle bir türlü davamızı bitiremiyoruz ki! Bu toprakları asırlarca mayalayan Hak dostlarının, evliyaullahın, aşk erlerinin icralarına / gönlümüzü aşk ile dokuyan sanatlarına sıra gelsin.
***
Bugün gençler dinlerini vaizlerden öğrenmekle mutmain olamıyorlarsa, Allah’ın cümbüşü işte, bugünün ruhuyla yeniden tevhid şiirine, ilahilere, divanlara, tevhid mimarisine dönmek için neyi bekliyoruz? Resulullah hakikatinden, Hazreti İnsan’ın yeryüzü halifesi olmasındaki müthiş manalardan, Kur’an’la ikiz olmanın sırrından vs tamamen bağımsız, insansız bir imanla, şekle hapsolmuş bir dinle, marifetsiz bir hakikatle dinimiz kemale erebilir mi? Hangi ruh medeniyetini kanatlandırabiliriz bu manevi sığlıkla?
***
Evet sanatta ve hayatta yüz yıllarca özüne farklı cephelerden yaklaştığımız ve yüzünü keşfettiğimiz hakikat bilgisinin (nereye dönerse O’nün yüzünü görenlerin) anlayışında aslımıza dönmeye ihtiyacımız var. Kalbin özündeki birliğe şahitlik ederek bugünün diliye, bugünün ruhunda dirilmeye ihtiyacımız var. Bu diriliş sadece topraklarda, maddede değil, gönül fethinde, yani manada olmalı demek yetmiyor, tatbikat lazım.
İmanı sanatın ve yaşantının içerisinde yeniden kalbimizdeki nur olarak tanımlamaya duyduğumuz ihtiyaç: Çağlar boyu insanlık için üretilmiş bu kültürü zevk etmemizle ancak medeniyetimizi kanatlandıracak bir seviyeye ulaştıracaktır bizi.
Geleneğimizdeki bu canlı kültürün kalbimizdeki tezahürlerine olan ihtiyacımız belli cemaatler veya kesimlerle olan ilişkilerimizdeki menfaat ihtiyacından çok daha derin ve elzem. Ama ne yazık ki bürokrat ve müdür seviyesinde pek çok kültür yetkilisi sinesinde / vicdanında kendi alacağı alkışlar için yaptığı icraatlar dışında bunları hiç dert edinmiyor!
***
Kurumsal egolar öylesine tavan yapmış durumda ki, senlik benlik davalarından medeniyetimizi ihya eden değerleri zevk etmeye, nefsimizden geçirmeye sıra gelmiyor. Geçerli bir bahane her zaman bulunuyor nasılsa. Evliyaullahın Kuran ve sünnet dışında söz söyledikleri nakaratı mesela!
İmanın herkesin anadilinde kendi gerçeğini ifade etmesindeki hikmete, mimarinin şiirin eşsiz ifade biçimlerindeki inceliklere dahi kafa tutan kaba bir siyasi söyleme hapsoluyor bu şekilde Müslüman algısı. Ve bu en çok müteddeyin kişilerin imanını zedelemeye yarıyor. Onları kültürün ve sanatın eşsiz icralarına yabancı bırakıyor. Öğrenmeden, keşfetmeden dışladığınız koskoca bir insanlık bilgisi oysa.
Kültür sanat mercileri ve kurumları bu yaklaşımı dönüştürecek bir hamlede bulunmaktansa sistemi tekrar ederek, gelip geçiyorlar. Nihayetinde veliler hatırlanıyor, valiler değil.
***
Evet velilerin ariflerin sanata ve yaşantımıza tahvil ettikleri hakikatin üslubu, edebi, getirdikleri usuller vs göz ardı edildikçe kültürümüzün en canlı özelliklerini hadım ettik. Sosyal medyada Mimar Sinan’dan ya da Yunus Emre’den birer ikişer yanlış yunluş alıntı ile yetindik.
Siyasetçilerin bol gösterişli söylemlerine malzeme edilmek dışında, kalbimize, hayatımıza, davranışlarımıza hiç değmeden bir de İslam dışı olarak gördük Allah ehlini. Resulullah hakikatinden bağımsız addettik sözlerini.
Bir kez daha siyasetin ve ideolojinin gündemine hapsolmuş bir din anlayışıyla medeniyet iddialarında bulunacak lüksümüz yok. Kültür, hayatın yaşayan damarlarıyla oluşur, kalbin derinliklerinde atar. Sen ben davalarına düşerek dini tekeline alarak ona buna had bildirmeye kalkanların tahakküm dolu söylemlerine tevhid dinini terk edecek lüksümüz de kalmadı çoktan.
Amerikan vesayetine bağlı Arap tutumunu kınanırken ideolojilerin çok ötesinde / kalbin anadilinde atan bir aşk ve irfan geleneğimizin (onca inkara rağmen) yaşayan yanlarına basarak yepyeni bir kültür hamlesini toplumsal hayatımıza aksettirmenin tam zamanıdır. Kaybedecek bir dakikamız kalmadı.
***
Şimdi aşk ve irfan tanımını duyar duymaz dini tekeline almış münevver kişiler ve dahi kurumsal kimlikleriyle sükse yapmış müdürler danışmanlar üst düzey başkanlar ve yetkili merciiler “sünnette aşk yoktur” gibi ve çok daha ağır söylemlerle uğraşmakla mesai tüketiyorlar.
Onların kültür sanat yetkilisi olarak bir ilahi duyduklarında onun manasına odaklanmalarını, bir divan-ı ilahiyatın beyitlerine yeni manalar vererek çözümlemelerini veya bir risaleyi bugünün diliyle tefekkür etmemiz için uğraşmalarını, gönül fethi adına zevk etmelerini filan boşuna mı bekliyoruz?
Evet tevhid gerçeğini (ki dinin özü) tarihe ve sosyolojiye hapsederseniz elbet aşk da sosyolojik bir terim olur ve içi boşaltılmış, manasından soyutlanmış olarak kalır. Hatta konjonktüre göre çok satan romanların malzemesi olarak kodlanır, orada dondurulur.
Ne var ki tutarsızlık burada da bitmez.
Sonra bakanlığın destek projesi adı altında bizzat yetkilileri tarafından bütün o hakaret edilen eserlere bir dolu paralar ödenerek okul kitaplıklarına konulur. Böylece gerçekten medeniyet adına yeterli bir hamle yapmış oluyor muyuz? (Devam edeceğim inşallah.)
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018