Leyla İPEKCİ
Victor Erice, ödüllü filmi Ayva Ağacı Güneşi'nde ayva ağacının resmini yapmaya çalışan ressamı anlatır. Sonbaharda olgunlaşmak üzere olan ayvaları çizebilmek için güneş ışığını izleyen ressamın kış geldiğinde ışıkla ilişkisi -onu yakalayabilmek için- daha da yoğunlaşır.
Mevsimler değişirken, hemen her gün ağacın dallarının eğilmesini, güneş ışınlarının değişmesini izlemeye başlarız ressamla birlikte.
Ağaca belirli bir yönden bakabilmek için yere işaretler koymuştur. Vakit geçtikçe, hiçbir anın öncekiyle aynı olmadığını, gölgelerdeki değişimin binbir ayrıntısını görürüz. Güneşin eğimi değişirken yapraklarla dallara düşen gölgeler de her gün yeni açılara bürünüyor, yeni ışık huzmeleri oluşturuyordur. Ayvaların toprağa kavuşma hevesiyle güneşe sırtını dönme azmi de farklıdır birbirinden.
Soğuk ve yağmurlar başladığında artık tezgâhını kuramaz ressam. Yeni mevsimi bekler. Artık anlamışızdır biz seyirciler: Hiçbir şeyi bire bir, 'olduğu gibi' resmetmek diye bir şey yok. Anda değişiyor her şey, durmaksızın, hiç durmaksızın. Bir ayva ağacı 'olduğu gibi' değildir hiçbir zaman!
Onun güzelliğini resmetmeye çalışanlar fark eder; güzelliğin kaynağına dair bir işarettir o. Yaprağın, dalın, ayvanın, bulutun, rüzgârın, yağmurun, güneşin 'ol' emiriyle her an yaratılmasında saklıdır ağacın varoluş serüveni. Nesnelerin ta içinden gelen cılız sesin işitilmesi de böyle galiba. Her an başka bir ses duyarız. Eşyanın sırrı her seferinde başka bir perdeyi kaldırarak çıkarır sesini.
Sanatta 'güzel'in edebini ve üslubunu yorumlamaya çalıştığım bu on altıncı yazıya geldiğimde, emaneti sorumluluk adabıyla taşımaya çalışan tevhid sanatçısının 'eşyanın hakikati' karşısındaki tutumuna uzaktan ve sınırlı bir bakış atmaya çalışacağım. Önceki yazımda trajik ve dramatik unsurları sanatsal ifadelerin ana malzemesi olarak ele almanın tevhid sanatçısının pek derdi olmadığına değinmiştim. Bunu biraz açabilme arzusuyla Erice'nin filminden örnek verdim. O ve ressamı, göründüğünün aksine, tevhid sanatçısıdırlar bence.
Tevhid sanatçısı 'güzel'i tarif etmekle uğraşmaz, ayva ağacını bize güzelliği esinleyen, onu ilham eden bir işaret olarak gösterir, ardındakine yaklaştırmak ister bizi. Nefsi emmare sanatçısı ise hâkim kültürdeki trajedi ve dram eğilimi nedeniyle şüphe kanallarını çoğaltarak analitik bakışlar getirme derdindedir. İlle o ağacın varoluşsallığını yakalamak ister. Başka ağaçlardan farkını ortaya koymaya çalışır. Tasvirini, tarifini hakikatin çeşitli mecazlarıyla anlatmak durumunda görür kendini. Ağacın kadrajına, ışığın eğimine, ufuk çizgisindeki milimetrik sapmalara göre kendi çözümlerini üretme uğraşındadır.
Tevhid sanatçısı ayva ağacını olduğu gibi resmedemeyeceğini bildiğinden, kendisine görünende derinleşmeye çalışır. Diğer ağaçlardan bir ağaç olarak bakar ona. Ağacın 'şahsi' nitelikleriyle sınırlamaz evrensel bakışını. Çatışmayı, karmaşayı ve dramatik çözümlemeyi elinin tersiyle iterek, ruhun 'bölünmez bütünlüğü'nden çeker alır kokuyu. Neredeyse 'son ağaca' dek bütün çeşitliliği hissettirir bize.
Şeylerin çeşitliliği yerine, bir şeydeki çeşitliliğin izinden gitmeye eğilim duyuyorum ben de âcizane. Olayların kurgusundan ziyade, hallerin kurgusunu ana eksen yapan romanlar esinliyor beni genellikle. Olaylarla ilerlemekten ziyade, şeyler arasındaki bağı işaret eden helezonik bir devam edişi 'hal sanatı'yla gösteren romanlar. Atay'ın Tutunamayanlar'ı, Tanpınar'ın Huzur'u veya Bachmann'ın Malina'sı hep verdiğim örneklerdir.
Bu yaklaşımı bizdeki tefsir ve şerh geleneğine benzetiyorum. Sözgelimi başlangıçtan itibaren yapılan her tefsir, ilk kaynağı sürekli bugüne taşır. Şerhler de bir önceki kaynağa atıfta bulunur, oradan devam ederler. Bu, bir bakıma zamanların, mekânların sözle birbirine bağlanışı ve an'da canlı olmasını temsil ediyor. Vahyi hep an'da hissettiriyor bize. 'Canlı Söz'ün hayat verdiği metinler, bir ağacın dalları gibi aynı gövdede birbirine bağlanıyor, bazen görünür bazen görünmez ilişkilerle.
Sanat eserine dönersek. Ayva ağacı oradadır hep. Aynı yerde kök salarken, halden hale geçişleri, varlığı yeni ve sınırsız bir oluşumla devam etmektedir. Hangi an'da onu kaydedersek edelim, onu ebediyete o haliyle yollamak durumundayız, sanatsal imkânımız bununla sınırlı.
Bu yüzden ancak ve ancak kendi bakışına yansıyan güzelliğe yaklaşmaya çalışacaktır tevhid sanatçısı. 'Ben'ini sadece bir misal olarak kullanacaktır; bir varlık misali olarak. Bu da ona kibir değil, tevazu verir. İfade etmeye çalıştığı her eşyanın her an devam eden 'ol' emrinin muhatabı olduğunu sezdirdiği sürece, tevazu hâkimdir eserlerine. Ayva ağacı bizi artık ilk ağaca da, son ağaca da götürebilir.
Biraz da bu yaklaşımla, eşyayı zamandan ve mekândan kurtararak, 'an'ın sonsuzluğunda görebilmek ister tevhid sanatçısı. Kaynağına, Allah'tan Allah'a olan yolculuğu koymuştur. İlahi aşkı. Neden sonuç ilişkilerini de, mecazları da geride bırakarak.
Sonraki yazımda inşallah devam edeceğim. Fakat her seferinde yaptığım bir paragraflık toparlamayı, bu sefer 'Ateş ve Bahçe' romanımdan yapayım. 'Şeydeki çeşitlilik'le ne kastettiğimi anlatmaya yetecektir sanıyorum. Belki Erice'nin ayvasından daha farklı bir meyveden de bahsetmiyorumdur zaten: "Hep aynı elmayı uzatıyorum sana. Daha olgun artık."
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.09.2018
4.02.2018
1.02.2018
28.08.2018
25.08.2018
21.08.2018
7.02.2018
4.02.2018
31.07.2018
28.07.2018