Murat BELGE
Türkiye'deki iktidar yapının bir "tek adam" diktatörlüğüne doğru hızla evrilmesi, ağır aksak da olsa, Türkiye içinde bir muhalefet birikimine yol açıyor. Dışarıdan bakanların bu ülkede ne olduğuna dair fazla bir şüpheleri yok. Bilinen örneklere de uygun biçimde faşizan bir yapıya gidiyoruz. İçeride ise birtakım maddi çıkar örgütlenmeleri iktidar blokunun oy tabanını bir arada tutmaya devam ediyor.
Türkiye'de iktidarın gitgide sorun haline geldiği besbelli. Bu böyle ve böyle olması da endişe verici bir durum ama sorun bununla bitmiyor. Dünyada birçok yerde iktidarların pervasızlaştığı görülmüştür. Yetkilerini aşan iktidarların, yönetimlerin pek çok örneği vardır. Bu durumlarda insanlar önce muhalefete bakarlar doğal olarak. Ancak Türkiye'de iktidar sorunun yanında bir de "muhalefet sorunu" var.
İktidarın başı Türkiye'de çeşidi bol bulunan "sağ" ideolojilerin hepsine birden sahip çıkma stratejisi uyguluyor. Bu ideolojilerden bazılarını sahiplenenlerden de (örneğin MHP) çok güler yüz görüyor. MHP şimdiye kadar az armağan sunmadı AKP'ye (karşısında koalisyon kurulmasını baltalamak ve Anayasa değişikliği oylamasının yolunu açmak gibi son derece hayati konularda.) MHP'den ayrılanların İyi Parti'si de AKP milliyetçiliğine ne ölçüde muhalefet olur, pek iyimser bir şey söylenemez.
Ama asıl sorun o cenahta değil, CHP'de. CHP'nin muhalefeti zaman zaman "gürültülü" olabiliyor. Ama gerçekten etkili değil, çünkü gerçekler demokratik değil. Özellikle iki kritik alan var.
"MHP iktidara stratejik yardım sundu" dedim. CHP sunmadı mı? MHP ile aynı konularda değil; ama iktidarın Kürt politikaları karşısında CHP, AKP'den ve üstelik MHP'den farklı bir ses çıkarabildi mi? Kürt milletvekillerini hapse tıkma politikasına destek vermedi mi?
İkinci konu daha karmaşık "İktidar kuvvetleri ayrılığı" ilkesini yok ederek "tek-adam" düzenine doğru giderken, attığı her adımı, "Sizin tek-parti döneminizden ne farkı var?" diye savundu. CHP'den "O zamanın koşulları öyleydi"den daha güçlü bir cevap gelemedi. CHP kendi geçmişine bu üslupla sahip çıkma zorunluluğuyla hareket ettikçe iktidar karşısında güvenilir bir demokratik alternatif olma imkânını eline geçiremez. Ama bu tavrını değiştirme niyeti olmadığı da anlaşılıyor.
Bu koşullarda "muhalefet" kavramının düşündürdüğü ve vaat ettiği şeyleri yapan HDP'den başka parti yok (seçimde varlık olan). Ama iktidarın HDP'yi nasıl bir yaylım ateşi altında tuttuğunu (ve CHP'nin bunu da umursamadığını) hep birlikte izliyoruz.
İktidar önümüzdeki günlerde milliyetçiliğin, yabancı düşmanlığının dozunu olabildiğince artıracak. Başta Zarrab, Batı dünyasında olacak şeylere karşı bir korunma duvarı çekmek üzere iktidar Batı'yı düşman ilan etmek zorunda ve bunu yapmaya zaten başladı. Reza Zarrab'ın "itirafçı" olacağını Türkiye'de ilk haber veren Tayyip Erdoğan oldu. Şu anda iktidar cenahının bu konuya ayırdığı vakit, enerji ve sayıda orada bunun nasıl bir hava yarattığını gösteriyor ve bunu da gören görüyor. Ama görmeyenler ve görmek istemeyenler için iktidar yoğun bir kampanya başlatacak, emperyalizmin oyunlarından dem vuracak, komplolardan söz edecek ve bir yığın komployu da düşünüp sunacak. Bütün bunlar dozu son derece yüksek tutulacak bir hamaset ortamında yürütülecek ve iktidarın kullandığı daim, söylemin dışına çıkanlar vatana ihanetle suçlanacak, ajan ilan edilecek. Hükümetten birilerinin yasal olmayan işler yaptığını ve bundan maddi çıkar sağladığını söylemeyi, bu konuda "acaba?" demeyi burada yasakladılar. Ama şimdi benzer sesler Amerika'dan gelecek. Birileri böyle şeyler yaptıysa bunları söylemek niçin vatana ihanet olsun? O işleri yapan kişiler "vatan" mıdır? Bunlar boğuntuya getirilecek elbirliğiyle.
Bu elbirliğinin içinde CHP'nin eli de olacak mı? Yoksa CHP de "Türkiye'ye iftira! Türkiye'ye hakaret!" kampanyası içinde mi yer alacak, göreceğiz. Bu günlerde CHP'nin bir karar vermesi gerek: AKP karşısında bilmem kaç seçim kaybetmiş bir parti olarak, şimdi, onu daha güçlü bir milliyetçilik yaparak mı geçecek? Yoksa zemini AKP'nin tamamen terk ettiği demokrasiye çekerek mi? Bu "yol"ların biri, bence, yokluğa gidiyor, CHP açısından,.. Hangisi, söylemesem de olur.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025