Vahap COŞKUN
2006’da William H. Neukom’un öncülüğünde Amerikan Barolar Birliği’nin bir girişimi olarak yola koyulan World Justice Project (WJP), dünyada hukukun üstünlüğünü geliştirmeyi amaç edinmiş bağımsız bir kuruluştur. WJP, her yıl, ülkelerin hukukla ilgili alanların hangisinde ilerleyip hangisinde gerilediğini ortaya koyan bir endeks yayınlar.
Bir nevi hukuk karnesi olarak görülebilecek olan ve son derece kapsamlı ve titiz bir çalışmayla bu endeks, ülkelerin hukuk sahasındaki başarı ve başarısızlıklarını gözler önüne serer. WJP, hukukun üstünlüğünü dört temel ilke üzerinden tanımlar: Hesap verilebilirlik, adil hukuk, açık hükümet ve erişilebilir tarafsız adalet. Bir ülkede hukukun üstünlüğünün varlığı, evrensel nitelikteki bu dört ilkenin hayata geçmesini sağlayan kuralların, kurumların ve toplumsal mutabakatın varlığı nispetinde mümkün olur.
WJP’nin endeksinin, sekiz temel ve 47 alt faktörden oluşan detaylı bir çerçevesi var. Sekiz temel faktör şunlardır: Hükümet yetkileri üzerindeki kısıtlamalar, yolsuzluk, şeffaf yönetim, temel haklar, düzen ve güvenlik, düzenleyici yaptırım, medeni adalet ve ceza adaleti.
2024 endeksine göre, hukukun üstünlüğünü gerçekleştirmede Avrupa ülkeleri başı çekiyor: Danimarka, Norveç, Finlandiya, İsveç, Almanya, Yeni Zelanda, Lüksemburg, Hollanda, İrlanda ve Estonya. Yeni Zelanda haricinde ilk 10 sırada yer alanların tamamı Avrupa Birliği üyeleridir.
2024’te hukuktan en az nasiplenen 10 ülke şöyle sıralanıyor: Kamerun, Sudan, Mısır, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Nikaragua, Myanmar, Haiti, Afganistan, Kamboçya, Venezuela.
WJP, dünya genelinde son yedi yıldır hukukun üstünlüğünün gerilediğini belirtiyor. 2024 yılında ülkelerin yüzde 57’sinde hukukun durumunun kötüleştiği görülüyor. Hukuki durumu iyileşen ülkelerin oranı yüzde 43’te kalıyor.
“Küresel Topluluk, İki Kat Fazla Çaba Göstermeli”
Son dönemlerde otoriter eğilimlerin yükselmesinden ötürü bilhassa temel haklarda ve iktidarların denetlenmesinde ibre hep aşağıyı gösteriyor. Veriler, 2016-2024 döneminde ülkelerin yüzde 81’inde temel hakların, yüzde 77’sinde de hükümetlerin denetlenme mekanizmalarının zayıfladığına işaret ediyor.
Bir başka ifadeyle, insanların hak alanları aşınırken, hareket sahası genişleyen iktidarları denetlemek giderek zorlaşıyor. WJP, 2016 ile kıyaslandığında 6 milyar insanın, hukukun üstünlüğünün daha zayıf olduğu ülkelerde yaşadığını ifade ediyor.
Tablo kötü; buna rağmen hukuka dair umutları taze tutmayı olanaklı kılan rakamlar da yok değil. Hukukun üstünlüğünün aşındığı ülkelerin oranı üst üste üç yıldır azalıyor. Endeks, beş yıldır ilk defa, yolsuzlukta müspet bir tablonun belirdiğine dikkat çekiyor. 2024’te ülkelerin beşte üçünde (yüzde 59’unda) yolsuzluk azaldı. Keza endeks, ceza adaletini ve medeni adaleti sağlamada önemli gelişmeler olduğunu da kayda geçiyor.
Dolayısıyla hukukta küresel olarak yaşanan durgunluğun yavaşladığı ve ilerlemenin olanaklı olduğu da görülüyor. WPJ Başkanı Neukom da, bu müspet tarafa yoğunlaşmak ve daha çok çaba sarf etmek gerektiğini ifade ediyor:
“Hukukun üstünlüğünün üst üste yedi yıl gerilemesinden sonra olumsuzluğa odaklanmak kolay olabilir. Ancak bunu yapmak yolsuzlukla mücadeledeki başarıları ve adalet sistemlerini küresel olarak iyileştirmek için yapılan sıkı çalışmaları görmezden gelmek olur. Küresel topluluk, hukukun üstünlüğü kazanımlarını tüm alanlarda genişletmek için çabalarını iki katına çıkarmalıdır.”
Türkiye’nin Karnesi
Türkiye, 2024’te 142 ülke arasında 117’nci sırada bulunuyor. Bugün ülkede konuşulan birçok hukuksuzluğu, bu sıralamaya bakarak anlamak mümkün. Ülke, hemen her faktörde endeksinin diplerine demir atmış durumda. Türkiye, 142 ülke arasında;
Hükümet yetkileri üzerindeki kısıtlamalarda 135’inci,
Yolsuzlukta 78’inci,
Şeffaf yönetimde 108’inci,
Temel haklarda 133’üncü,
Düzen ve güvenlikte 70’inci,
Düzenleyici yaptırımda 117’nci,
Medeni adalette 122’nci,
Ceza adaletinde 107’nci sırada yer alıyor.
Türkiye’nin sadece genel sıralamadaki yeri değil, bölgesel ve gelir sıralamalarındaki yeri de iç karartıyor. Zira Türkiye, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesi’nde toplam 15 ülke içinde 15, üst-orta gelir grubundaki 41 ülke içinde de 38’inci basamakta duruyor. Listenin en üstte olanları bir yana, kendisiyle aynı klasmanda olduğu düşünülen ülkelerin bile arkasından nal toplayan bir ülke görüntüsü var Türkiye’nin.
Genel olarak bakıldığında, dünya 2016’dan sonra hukuktan uzaklaşmaya başladı. Dünyanın farklı coğrafyalarında otoriter aktör ve siyasetler güç kazandı, buna bağlı olarak da hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı gibi kavramlar güç kaybına uğradı; yargı, yürütme karşısında zayıf düştü. Türkiye de hukuka mesafe koyan bu rotada hızla ilerledi, iktidarın yetkileri sürekli artarken temel haklar budandı.
WJP, 2024 itibarıyla evrensel olarak hukuki gerilemenin yavaşladığını söylese de, Türkiye’nin henüz o yöne girdiği söylenemez. Hukuktan uzaklaşma tüm hızıyla devam ediyor. Elbette, Türkiye’de hukukun sorun olması salt bu döneme ve bu iktidar özgü değil. Hukuk, Türkiye’de daima büyük bir sorun olageldi. Toplumun bir bütün olarak hukuka duyduğu güven hep düşük seviyelerde kaldı; hukuki makamlar, hiçbir zaman gönül rahatlığıyla başvurulan yerlere dönüşmedi. Yolları hukuk kapısına düşenlerin elleri hep yüreklerinde oldu.
“Türkiye’de Yargı Bağımsızdır”
Mamafih, 2016’daki darbe teşebbüsünden sonra hukuk giderek daha çok zemin kaybetti. Sözüm ona meşum darbe girişiminin etkilerinin silinmesi için yapılıp edilenler, bir taraftan demokrasi açığını büyütürken diğer taraftan tamamen iktidara bağımlı bir hukuk yapısı üretti. Nitekim muhalif aktörlere yönelik operasyonlarda ve muhtemel rakipleri seçim yarışından alıkoymaya matuf davalarda iktidarın elini görmemek imkânsız.
İktidarın elinde hukuk, siyasi gündeme ayar vermeye yarayan araç ve tehlikeli görülenleri tasfiye etmeyi sağlayan bir kisveden öte bir şey değil. Öyle ki iktidar temsilcileri mecburen “Türkiye’de yargı bağımsızdır” ya da “Türkiye bir hukuk devletidir” gibi sözler sarf ettiklerinde, kendileri de bu söylediklerine inanmıyorlar; ettikleri lafların bir nutuktan ibaret olduğunu -toplum gibi- onlar da gayet iyi biliyorlar.
WJP’nin önümüze koyduğu resim, Türkiye’de mevcut sistemin hukuktan ne kadar uzak olduğunun, hukukla arasında ne kadar büyük bir mesafenin bulunduğunun bir kere daha görülmesini sağlıyor. Memleketin en üst mahkemesinin kararlarının dahi tanınmadığı ve yargının yürütmeyle fiilen bütünleştiği bir düzende, vatandaşların hak ve hürriyetleri korunamaz.
Lakin mesele sadece hak da değil, ekmek de var işin içinde. Hukukun üstün olmadığı bir yerde, ekonomi de ne istikrar kazanır ne de büyür, ekmek de dara düşer. Hukuki yapınız kriz içindeyse ekonominiz güllük gülistanlık olmaz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen ucube sayesinde biz bunu her gün acı bir şekilde tecrübe ediyoruz zaten.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025