Yıldız Ramazanoğlu
Yaratıcıyla kul arasındaki bütün ağırlıkları, tortuları, gürültüleri aradan kaldırabilmek ne büyük mutluluk olurdu. İnsanı merkeze almak, hayatın ve hayatiyetin insanda olduğunu vehmetmek, sonra da onun her manada kan dökücülüğüne ve zafiyetine bakıp umutsuzluğa kapılmak reva mı? Bu tutum ana yoldan ne kadar uzaksa, insanın övgüsünden ve vaat ettiklerinden medet umup, yaşamın anlamını bu yanılsamada bulmak ta o kadar büyük hüsran. Kur’an’daki hac ve kurbanla ilgili bahisler hatta Kabe’nin inşasıyla ilgili ayetler, hepsi de önceliği kime neye vermemiz gerektiğiyle ilgili iz sürmeler, parıldamalar. Teslimiyetin, sadakatin, tevekkülün, öte yandan katlanırken emek vermenin ve say etmenin bitmez tükenmez ilham denizi.
Hz.İbrahim’in büyük bir sınanmayla yıllarca hasretini çekip, ahir ömründe sahip olduğu oğul İsmail’in boynuna bıçağı dayadığı andan bir önceki ana bakalım. Üst üste gördüğü bir rüyada oğlu İsmail’i kurban etmesi emrolunmuştu. Gezerken dağda odun da keseriz diyerek ip ve bıçak almasını söylediği oğula durumu açıklamak zordu. Gerçi yol ilerledikçe yanlarına sokulup iğvada bulunan şeytanı savuştururlarken bu gezmede bir gariplik olduğunu sezmiyor değildi İsmail. Sonunda akıllara durgunluk verecek açıklama geldi:
“Ey oğulcuğum! Doğrusu ben uykuda iken seni boğazladığımı görüyorum ne dersin?”
“Ey babacığım ne emrolunduysan onu yap. Allah dilerse sabredenlerden olduğumu göreceksin.”
***
Sonra insanın başına gelebilecek en zor anlardan biri, bıçağın masum küçücük ve biricik oğulun boğazına dayandığı an. Soren Kierkegaard Korku ve Titreme adlı lirik kitabında şöyle diyor: “İbrahim’in koluna kim güç verdi? Sağ elini kim kaldırdı ki eli gevşeyip yanına düşmedi. Bu sahneyi gören felç olur. İbrahim’in ruhuna kim güç verdi ki gözleri ne İshak’ı ne de koçu görmeyecek biçimde kararmadı. Bu sahneyi gören kör olur.”
Peki ya oğuldaki teslimiyet. Kimin oğlu? Bir put yapıcının oğlu olan ve bütün peygamberlerin atası olan baba her türlü ezaya, yurdundan çıkmaya, sari hastalıklara, kuraklıklara, yoksulluklara hatta mancınıkla ateşe atılmaya tevekkülle katlanmış. Anne Hz. Hacer’inki ise çölün ortasında bambaşka bir imtihan. Kocası tarafından kucağında bebekle çölün ortasına bırakılmış. Hac telaşında mümkün olmuyor, fakat umre yolcularının Mekke’den uzaklaşarak şehir ışıklarının olmadığı insansız bir yere varmaları ve Hacer’i İbrahim’i, yolu, karanlığı ve ıssızlığı düşünmeleri ne güzel olur. Susuz kavurucu bir boşlukta, kuş uçmaz kervan göçmez bitki yetişmez bir yerde bırakılmak ne demek. Filistin’den Hicaz’a uzanan bir yolculuk olduğu rivayet ediliyor. Bu azim yolculukta yürümekte zorlanan Hacer’i arkasından iterek zorluğunu gideren, onu kollayan ve yatıştıran rüzgarın adı olması bile olağanüstü, Sakine.
Sonra Hz. İbrahim onu oğluyla birlikte çölün ortasında bırakınca Hacer’in en insani duyguyla kocasının peşinden gidip “Bizi burada hiçbir insanın bulunmadığı bir yerde bırakıp nereye gidiyorsun” diye seslenmesi muhatabın emir gereği dönüp bakmaması, “Sana bunu Allah mı emretti” deyince “Evet” cevabını vermesi. Hiçbir kurtuluş belirtisinin olmadığı yerde sakinleşip, “Öyleyse git, bize Allah yeter” demesi. Bu teslimiyet nice sınanmaların, acayiplerin, derslerin ve hikmetlerin anası. Ardından Meryem’in başına gelenlere ve daha birçok azim olaya alıştırma sanki.
***
Bir çalının altında ölümü bekleyen oğul için koşturan kadını tekrarlamak zorundayız. Şimdi Safa ve Merve arası dediğimiz ve klimalar pervaneler altında yürüdüğümüz uzun yolu kızgın güneşin altında yedi kere katedip (say etmek diyoruz) emeğin ve yakarışın geri çevrilmeyişini Zemzem’in fışkırışını tecrübe etmek lazım. Suya hasret bir kervanın durumu fark edip gelmesi, Hz. Hacer’in ‘kullanabilirsiniz fakat sahiplenemezsiniz çünkü su bizim’ demesiyle saygılıca geri çekilmeyi bilen insanlardan oluşması. Bu hak ve incelik halinden sonra, insanın insaniyetinin tekamülünde doğrusal bir ilerlemeden sözetmek mümkün değil. Şimdi olsa ne olurdu acaba? Yapayalnız bir kadın karşısında bedevi dediğimiz adamlardaki ölçü ve mizan dikkat çekici.
Biz Kurban Bayramı’nda bıçağın kesmediği o anı kutluyoruz. Gökten bir koç ihsan edilişini düşünüp teşekkür ediyoruz. Teslimiyete, adanışa, vermeye, paylaşmaya, yerini yurdunu, haddini hududunu bilişe katılıyoruz. Kadın köle ve siyah olan bir kadının yaptıklarını yapmadan, say etmeden haccın gerçekleşememesindeki hikmetlere eğiliyoruz. Tevessülle teslimiyet arasındaki ince dengeye hayran, hayret makamında kalakalıyoruz her bayram.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020