Ahmet TAŞGETİREN

Ahmet TAŞGETİREN
Ahmet TAŞGETİREN
Karar Tüm Yazıları
Zengezur – Gazze – Reel politik
15.08.2025
57

ABD Başkanı Trump’ın Washington’da Beyaz Saray’da sağ yanına Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’i sol yanına Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ı alarak Azerbaycan’ı Nahçıvan’a bağlayan ve Ermenistan’ın kontrolünde olan Zengezur koridorunu “Trump koridoru” olarak ilân edeceğini ve yönetimini bir Amerikan şirketinin yapmasında anlaşıldığını tv ekranlarında izlediklerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan biraz burukluk hissetmişler midir?

Ben şahsen şaşırdım ve Türkiye’de pek çok kişinin de şaşkınlık yaşadığını tahmin etmek zor değil.

Ankara’ya sürpriz olmuş mudur bu sonuç?

Ankara Azerbaycan’la bu kadar içli – dışlı iken, Ermenistan’la ilişkilerin iyileştirilmesi gibi bir genel eğilim de mevcutken, hele Zengezur Koridoru, Türkiye’nin Kafkaslar ve Hazar ötesi dünya ile ilişkilerinde hayati önem taşıyor iken bu buluşmayı kendisi gerçekleştirmek istemez miydi?

Daha önce Putin’in masasında buluştu Aliyev ile Paşinyan

Şimdi Okyanus ötesinin masasında buluşuyorlar.

Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse Hakan Fidan olumlu bulduklarını açıkladılar bu gelişmeyi…

Böyle davrandıklarına göre “olan”a razı olduklarını, ya da “olan” içinde “arayış” halinde olduklarını anlayabiliriz.

“Trump gelsin Zengezur’a otursun” gibi bir yaklaşımın Türk dış politikası olduğu herhalde düşünülemez.

Sanki Trump ismi Beştepe’de özel bir yer tutuyor. “Dostum”un bir anlamı var. Tabii ki, ya da inanırım ki Erdoğan “Dostum”u hissi bir söylem boyutunda kullanmaz. O söylemle Trump gibi narsist -megaloman gibi okumalara muhatap olan bir insan üzerinden Türkiye - ABD ilişkilerinin daha pozitif gelişeceğini öngörmüş olmalıdır.

Tabii ki böyle olması garanti değildir ama, diplomasi içinde bu tür arayışlar normaldir.

Erdoğan ve onun “liderliğinde” dış politika yürüten Hakan Fidan bölgede etkin olma çabasında. Böyle bir durumun vaki olduğu inancı da var.

Ancak pek çok kuvvet etki ediyor bölgeye ve bazen sonuca razı olmak zorunda kalabiliyorsunuz.

Erdoğan’ın Gazze konusunda duyarlı olduğuna inanırım ben. Söylediklerinin tamamı kalp işidir. Ama bugün Azerbaycan petrolünün İsrail’e Türkiye üzerinden gittiği de biliniyor. Türkiye, evet, kimi ihraç ürünlerinin satışını yasakladı ama petrol akmaya devam etti çünkü İsrail’in Azerbaycan’la ilişkileri sıkı fıkı idi. Karabağ olayında da Azerbaycan’ın Türkiye’nin yanında İsrail’den de destek aldığı biliniyor.

Demek Türkiye ile Azerbaycan ilişkisi reel politikte “İki devlet bir millet” yaklaşımından daha başka boyutlara kayabiliyor.

ABD’nin Zengezur’u kontrol altına almasının bölgedeki kuvvet değerlendirmeleri açısından farklı boyutları olacaktır. Türkiye de, reel şartlar içinden kendi çıkarlarını elde etmek için yürümeye çalışacaktır. Zengezur’a yerleşmiş Amerika’nın, Azerbaycan’la sıkı ilişkileri bulunan İsrail etkisi ile birlikte o coğrafyayı ve hinterlandını (Rusya’yı, İran’ı, Asya açılımını) etkileyeceği kuşkusuz.

Azerbaycan kimi dış politika yazarlarınca öngörüldüğü gibi “Trump imzası taşıyan” ve Arap ülkelerini İsrail’le ilişkiye yönelten İbrahim Anlaşmaları’na dahil olur mu? Böylece Körfez – İsrail – Kafkasya üçgeni yeni bir boyut kazanır mı, bunlar da olmaz değil, çünkü bölge ile oynanıyor.

Trump’ın Zengezur’da sürpriz yaptığı net. Orası “Trump koridoru” oldu.

Malum Trump’ın bir de Gazze projesi var. Gazze’yi lüks bir riviera (sahil kenti) haline getirip, orada Netanyahu ile birlikte hadi yazayım “kafa çekme”yi planladığı ilân edildi. Üzerinde epey konuşuldu ama hepimize uçuk geldi değil mi?

Ama baskın süreç ilerliyor, Netanyahu Gazze’yi işgal etme kararı aldı, işgalden sonra yönetimi “mutemed bir Arab”a vermeyi planlıyormuş. Kimi isimlerden de bahsediliyor. Acaba bir gün, Washington’da ya da Gazze’de ortada Trump, sağ yanında Netanyahu sol yanında her kimse o “mutemed Arab”ın bulunduğu bir töreni izler miyiz ve Trump, “Buraya da ‘Trump rivierası’ adını verdim” gibi bir şaklabanlık yapar mı? Trump “İşgal edip etmeme kararını İsrail’e bıraktım” dedi ya.

Suriye karışık. Orada da Trump’ın temsilcisi Barrack var, İsrail var, SDG oyunları, azınlık grupları üzerinden oyunlar var. Fransa ve İngiltere de oyuncu…

Dilerim, Gazze’ye gömülsün tüm bu hesaplar… Ama süreçlerde etkinlik kazanılamayınca sonuçta da etkili olmak zorlaşıyor. “Olan”ın içinde çıkar devşirmek de bir yere kadar mümkün oluyor değil mi?

Bu Trump yaman adam. Bir gün bizim kapımızı da İbrahim Anlaşmaları için çalarsa şaşırmam.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar