Akif BEKİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin kaderini nasıl birbirine bağlı görüyorsa... ABD'yle ilişkilerimizin kaderini de Trump'ın kaderiyle bir gördüğü anlaşılıyor.
Dün grup konuşmasında söyledi; azil süreci ve bir yıl sonraki seçimler, Trump'ın elini tutuyor. Cumhurbaşkanı'nın beklentisi, Trump bu frenlerden kurtulunca ikişkilerimizin güç kazanacağı yönünde.
Dolaylı olarak, Rusya ve AB'yle ilişkilerimizin kaderi de Trump'ınkiyle birleşmiş oluyor.
Zincirleme kader birliği diyelim...
Bir aksilik olur da Trump açısından işler ters giderse ABD'yle papazı iyice bulacağımız sonucu çıkıyor, bu bir!
Trump'ın üzüldüğü senaryoda AB'yle münasebetlerimizin rahatlayacağını, derin bir nefes alacağını anlıyoruz, etti mi iki!
O halde Rusya'yla yakınlaşmalarımızın ise bedbaht olacağını, hayal kırıklıklarıyla dolu bir türbülansa gireceğini öngörebiliriz, bu da size üç!
Cumhurbaşkanı, Washington'a hareketinden önce, ABD ve Rusya'nın YPG'yi sınırımızdan uzaklaştırmak konusunda verdikleri sözleri tutmadıklarını söylememiş miydi?
Mutabakata uymayan, Ankara'yı yüz üstü kontrpiyede bırakan onlardı. Ama kalayı yine AB yemiş, 'ey AB' fırçası çekilerek ayağını denk almaya çağrılan Brüksel olmuştu.
Putin ve Trump ne zaman Ankara'nın güvenini boşa çıkarsa, sanki kazık atan onlarmış gibi acısının kendilerinden çıktığını hala fark edememiş olabilir mi Merkel'le Macron?
Şanslı ikili Trump'la Putin'in bitmez bir kredisi var. Ancak birbirleriyle dengelenebilecekleri izlenimi vererek, arada kalanlara mecburiyetten kendilerini idare ettiriyorlar. Her seferinde, niye keleğe getirdiklerini açıklayan bir mazeret mutlaka bulunuyor.
Merkel'le Macron ise o kadar talihli değil. Ötekilerin hatalarının bedelini bile onlar ödüyor. Biri günah keçisi, biri şamar oğlanı...
Bu durumda Ankara'yla Moskova, Trump'ın başına azil ve seçimde bir kaza gelmemesi için dua etse yeridir.
Ankara, ilişkilerin kaderini Trump'ın kaderine bağladığı; Moskova da oyunu sürdürmekte Trump karakterinin rolüne muhtaç olduğu için...
Bu fasit döngüyü kırmak istiyorsa Brüksel'e de başlarından eksik olsun diye bedduadan başka seçenek kalmıyor.
Büyüklerimiz hiç şüphesiz daha doğrusunu bilir. Trump'ın başarısızlığını dileyen değil, sağlığına ve kudretine dua eden tarafta durmamızı uygun görüyorlarsa bize ilenmek düşmez.
Fakat Cumhurbaşkanı, önceki gün Ombudsmanlık Konferansı'nda "Yaptıkları sorgulanamayan, kerameti kendinden menkul devlet yönetimi artık geride kalmıştır" diyerek ön açtı ya...Bir sorgulama pirelenmesi geldi bana; buradaki 'hikmet-i hükümet' ne ola ki?
İpiyle kuyuya inilmeyeceğini kaçtır göstermişken, yaptıkları yapacaklarının teminatıyken hala istikbal vaat ediyormuş gibi Trump'ın siyasi kaderine bel bağlamak, üstüne gelecek hesapları bina etmek, sermayeyi kediye yüklemek olmaz mı?
Barış Pınarı Harekâtı başlayacak mı?
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD ve Rusya’yı uyardı. “Netice alamazsak gereğini yaparız, daha önce yaptık yine yaparız” dedi.
Ama bir mühlet
vermedi.
Daha önce ABD’yle Rusya’ya süre sınırları getirilmiş, son sayılmıştı. Bu kez tahdit konmadı, zamanı açık uçlu muhtıra...
Fakat bir ucunda, durdurulan Barış Pınarı Harekatı’nın yeniden başlatılması tehdidi var.
Güvenli bölge mutabakatına uymadıklarını, YPG’yi sınırdan çıkarma sözlerini tutmadıklarını ilk Cumhurbaşkanı duyurmuştu. ‘Harekat tekrar başlar mı’ sorusuna da ABD seyahatinden önce ‘kesinlikle’ demişti.
Kobani dahil, ABD askerlerini çekilmeye zorladığımız her yere rejim güçleriyle birlikte yerleşen Moskova, nedense pek oralı olmadı.
Oysa ilkinde muhatap ABD iken şimdi sahadaki karşılığı değişti, muhatap artık Rusya.
Bakıyorsunuz...Erdoğan Washington’a giderken Dışişleri Bakanı Lavrov “ABD, Suriye’yi bölüp kuzeyde ayrı devlet kurdurma planları yapıyor” diye Türkiye’nin damarına basıyor. ABD’yle uzlaşmadan caydırmak için bam teliyle oynuyor. Ama kendilerine yöneltilmiş o ‘sözler tutulmadı’ serzenişini duymazdan geliyor.
Erdoğan döndükten sonra bakıyorsunuz...Trump’la anlaşmaya varılmamasından güç alarak reste rest çekiyor bu kez Rusya. Ton sertleşiyor. Savunma Bakanlığı Sözcüsü Konaşenkov devralıyor cevap verme görevini. ‘Sözler tutulmadı’ açıklamalarını şaşkınlıkla karşıladıklarını ve Türkiye’nin tehditlerinin yalnızca işleri kötüleştireceğini söylüyor.
Özal ‘aşalım’ dedikten bu yana geçen onlarca yılda ‘Kürt fobisi’ni aşmış olsaydık....
Hala kaşıyacakları bir bölünme paranoyamız olur muydu?
Terörle mücadele kısmında bizimle dayanışıyor görünerek hala korkularımızı kurcalayıp böyle oynayabilirler miydi?
YPG’nin hamiliğini, zorlaya zorlaya ABD’den Rusya’ya devrettirmek daha mı akıllıca oldu?
Hazır vize çıkmışken bunu da sorgulayayım dedim. Yarına iptal miptal olur, neme lazım.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.09.2025
28.09.2025
24.09.2025
23.09.2025
18.09.2025
11.09.2025
10.09.2025
9.09.2025
4.09.2025
3.09.2025