A.Turan ALKAN
Üste bilmem kaç milyon Euro’ya bağlanmış ve 4-0 gibi ‘dört başı mamur’ bir skorla aleyhimize sonuçlanmış bir milli hezimetten sonra Türkiye Futbol Direktörü’nün başına gelebilecek en büyük talihsizlik gerçekleşti: Türkiye’nin cumhurbaşkanı, Türkiye’nin futbol direktörüne sahip çıktı! Kritik bir maçtan önce bir teknik direktörün motivasyonu ancak bu kadar dağıtılabilirdi ve Erdoğan başkan bunu da başarmış bulunuyor.
Futbola biraz merak duyanlar bilir; eğer kulübün başkanı, işler kötüye giderken ortaya atılıp, “Hocamızın sonuna kadar arkasındayız” diyorsa, istatistiklere göre o hocanın suyu hafiften kaynamaya başlamış demektir.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı futboldan da anlıyor; vaktiyle toprak sahalarda top koşturmuş bir futbol amatörü olarak maç hakkında yaptığı derin analiz yabana atılmayacak cinsindendir ve açık açık, “Ne yapsın, çıkıp kendisi mi oynasın?” cümlesiyle Türk futbolunun ciğerini okumuş ve Antalya’nın hesna ve müstesna otellerinde gerçekleştirilecek en az beşyüz futbol sempozyumunun sonuç bildirgelerinden daha veciz bir tesbitte bulunmuştur. Bu cümleden anlaşılması gereken şudur: “Kendisi çıkıp oynamayacağına göre... Ee n’aapacağız; Yeni Türkiye, yeni dönemde gelenden üç gidenden beş, üste para vererek ağırladığımız misafirinden dört yemek zilletine daha ne kadar katlanabilecektir?”
Özetle söylüyorum; yarınki Kazakistan maçını kırıp-sarıp (Bkz. O meşhur İsviçre maçı!) bir şekilde almayı başaramayan direktör, adının önünde “kainâtın teknik direktörü” yazıyor da olsa, evvela Şırnak amatör ligine sürgüne gönderilip ardından paralel ilân edilmekten, kırk vilayetin savcısından müzekkere yemekten, günaşırı nezarethane gezmekten, havuz gazetelerinin arka sayfalarında tetikçi takımının yargısız infazına uğramaktan kesinlikle kurtulamaz. Eğer ezkazâ yanılıp şaşıp direnmeye kalkışır, “Heyt, kapı gibi sözleşmem var; UEFA’ya giderim, menecerim ağzınıza biber koyar; Türkiye bir hukuk devleti değil midir?” şeklinde lâflar sarfederse hakkında kırmızı bir bülten çıkarılarak İnterpol nezdinde beynelmilel futbol teröristi ilan edilmesi işten bile olmayacaktır.
Türkiye’nin futbol direktörü bu defa işin, özel halı saha maçına çıkmış başbakanın önünden kaçan beklerle ve kalesine yönelen topu görünce bomba zannedip tam siper ters tarafa uçan kalecilerle gösteri maçı tertiplenmesinden daha zor olduğunu anlamalıdır. Onbir Türk delikanlısına yüksek seviyede top oynatmak, şekil A’da da göründüğü üzere öyle algı yönetmekle felan mümkün olmamaktadır. Kendisine nâçizâne tavsiyem yarınki maçta takım olarak sakata gelirse, meseleyi bir şekilde paralele bağlamasıdır ki, aynı yaklaşımın niçin ‘dört başı mâmur’ Brezilya maçıyla bağlantılı olarak gündeme getirilmediğini hâlâ merak etmekteyim. Zira cumhurbaşkanının da büyük bir firâsetle tesbit ettiği gibi Brezilyalılar deniz kenarında top oynamakta, kum kasları güçlendirmekte, kumda koştukları için de atak ve güçlü olmaktadırlar. Buna mukabil bizim gençler halı sahada, sentetik yerde maç yapıyorlardır. Ne var ki vaktiyle tesis tesis diye başımızın etini yiyen ukalâların baskısıyla yaptırılan onca mis gibi tesis melûl melûl yatmakta ve... Cumhurbaşkanımız şöyle devam ediyor; “Altyapı çok önemli. Bizim de güzel tesislerimiz var. İnsana yatırım yapmamız lazım, gençleri ihtisaslaştırmamız lazım.”
Cumhurbaşkanının Gazeteciler Cemiyeti heyetinin yüzüne hitâben yaptığı derin futbol analizinin burasına gelince niçin onca maaşa rağmen Sayın Türkiye Futbol Direktörü’nün yerinde olmak istemediğimi bir kere daha idrak ettim, zirâ, “Ne yapsın adam, çıkıp kendisi mi oynasın” dedikten sonra analizindeki insicâm çizgisi hafiften kayıyor gibi göründü bana; diyor ki, “İnsan unsurunu halledip genç bir yapıyı şimdiden geleceğe hazırlamamız lazım.”
Bu “halletmek” fiili, hayra alâmet görünmedi; dost acı söyler, hatırlatmış olayım.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016