Aydın Selcen
Yönetirken kim ne yapıyor değil, kim yönetiyor sorusu önemli bizim için. Sorun odaklı (“issue-based”) değil, kimlikçi (“identity-based”) siyaset egemen bizde. Öyleyse, seçmen mi ithal edelim? Hayır çalışalım. Hem de sokak sokak, ev ev.
Hani halk ağzında bir söz vardır: “Sayın Kadı Bey’in muhterem validemle samimiyeti giderek ilerlettiği tevatür ediliyor, vaziyet böyleyken aciz bendenizin mezkur kadı hazretlerini hangi merciye şikayet edebilmek imkanı kaldığı hususunun cayi sual olduğu akla gelmektedir” diye. İşte, gazetemizin geniş ufuklu kaptanı Ali Topuz’un “Başöğretmen Süleyman Soylu” yazısı bana bu sözü hatırlattı.
Aslında bu pazar sabahı ben değerli okura sevgili annemden değil de, merhum pederimden (1930-2000) söz edecektim. Hayatının son yıllarında babamın nasıl hareketsizliği artık doktora seviyesine çıkarttığından ve nihayet mümkünse evden hiç çıkmadan, hasbelkader çıkarsa arabayı alıp, Kızıltoprak-Caddebostan arasında dolaşıp eve geri gelerek yaşar olduğundan, yine de İstanbul’un artık yaşanmazlığından yakındığından bahsedecektim. Oradan sözü yurt kavramına, memleketlerimize (“memleket nere hemşehrim?” anlamında), kendi saksılarımıza getirecektim.
Belki anımsarsınız, İtalyan siyaset düşünürü Bobbio’nun ömrünce terk etmediği Torino’suna ve kentsel dönüşüm adlı betona dayalı rant yarışıyla yuvaları bozulan şaşkın kirpilere değinmiştim başka bir yazımda da. Kadıköy bana Torino olmayacak belli. “Sen Torino’yu bırak, kendin Bobbio mu olabilmişsin sanki, bize onu anlat hele” derseniz, “e siz de haklısınız” derim, orası ayrı.
Artık böyle mi yapsam Ali Topuz’un engin hoşgörüsüne sığınarak? Yazabileceğim, yazmaya niyetlendiğim ama yazamadığım yazıların taslaklarını paylaşmakla yetinsem. Behçet Necatigil üstadın ölümsüz dizelerine sığınarak: “Gizli bahçenizde/Açan çiçekler vardı,/Gecelerde ve yalnız./Vermeye az buldunuz/Yahut vaktiniz olmadı.” Biz yine de kellelerimizi kocaman ellerimizin arasına alalım ve dokuz ay sonraki yerel seçimlerden söz edelim. Ama dünün ılık yanılsamasıyla değil bugünün yakıcı sıcaklığıyla.
Babamın hareketsizliği, hayalperestliği ilk gençliğimde tersine Conrad kitaplarındaki gibi bir itki yaratmıştı bende. Mutlaka gitmek, sonuna kadar gitmek, sürekli yolda olmak. Belki makûs hariciyecilik deneyimimin temeli de budur. Şimdiki baskı, havasızlık ortamı ise “buradayım, bir yere gitmiyorum”, değerli Ümit Kıvanç’ın deyişiyle “umudum yoksa, inadım var”, yine değerli Fehim Işık’ın sabitlenmiş yanıtıyla “belê, ez le virim” dedirtiyor.

Dedirtiyor dedirtmesine de, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şemsiyesinin ucuyla kafeste güvercin dürttüğü Karadeniz gezisi fotoğrafı da zihnimin duvarında asılı duruyor. Mesela: Kadıköy mü dedin, gelir rıhtımına devasa çakma Sinan esintili betonarme cami inşa ederim kardeşim. Et de, onun yerine atıl duran şu absürt seyir balonunun kaidesini kaldırıp, oraya insani ölçekte Şemsi Paşavari mücevher gibi bir cami yapsan? Otoparkı da çok katlı halde yerin altına alıp, üzerini ağaçlandırıp parka çevirsen? Sana yanıt vermek zorunda değilim kardeşim, ben milletim sense illet, defolur gidersin beğenmiyorsan.
Yönetilen, ne yönetene sesini duyurabiliyor, ne yönetime katkı sunabiliyor, ne kendini etkileyen yönetim kararlarını dönüştürebiliyor. Sürekli dinliyoruz: Halk, birbirini duymayan üç toplumun toplamına dönüşmüş. Birbirine konuşmak, karşı tarafa seslenmek olanağı da medyanın neredeyse tamamının kuru havuza çekilmesi, kalanının da yüzdüğü dalgalı denize bırakılmasıyla engellenmiş.
Elde ne kalmış? Bir uçta, henüz işe yararlığı kuşkulu sosyal medya ve diğer uçta eski yöntemle kapıdan kapıya iletişim kurma. Sandıktan sandığa, gidip kendi itikadımızca iman tazeliyoruz. Yönetirken kim ne yapıyor değil, kim yönetiyor sorusu önemli bizim için. Sorun odaklı (“issue-based”) değil, kimlikçi (“identity-based”) siyaset egemen bizde. Öyleyse, seçmen mi ithal edelim? Hayır çalışalım. Hem de sokak sokak, ev ev.
Sahildeki Kadıköy’ün, Maltepe’nin sırtı Ataşehir, Ümraniye, Sancaktepe, az ötesi Sultanbeyli. Kadıköy’de CHP açık ara önde, ama “AKP’nin kalesi” Sultanbeyli’de ikinci sırada HDP var. İstanbul genelinde HDP, 7 Haziran 2015’e göre oy oranını az da olsa artırmış. İnsan, ilçe ilçe tüm ayrıntılı sonuçların özellikle CHP’nin genel merkezinde, il ve ilçe örgüt binalarının duvarlarında şimdiden asılı bulunduğunu umut ediyor. Baksanıza zaten topu topu dokuz ay kalmış yerel seçimlerin de anayasa değişikliğiyle erkene alınması konuşulur olmuş Ankara’da şimdiden.
Kimin mahallesinde ne sorunu var? Avcılar’daki yurttaşla, Tuzla’dakinin belediyesinden öncelikli beklentisi aynı mı? Üsküdar gibi ilçelerin içinde semtler neye göre bölünmüş? Pikseli çok, yüksek çözünürlüklü haritalar, ayrıntılı veriler üzerinde kafa kafaya vermiş, yüksek sesle konuşan, çabuk düşünen, derhal eyleyen, her sorunun karşısına tasarladığı çözümü yazan genç, (başı örtülü-açık) kadınlı-erkekli, kampanya stratejistleriyle, danışmanlarla, gönüllülerle dopdolu, civcivli, ışıklı muhalefet parti binaları canlandırıyorum gözümde. Ve şimdiden ortaya çıkarak aramızda dolaşmaya başlamış “evet yapabiliriz, daha iyisini biz yapacağız” duygusu aşılayan adaylar.
Son olarak, belki konumuzla doğrudan ilgisi yoktur, belki bir bakıma vardır bilemem. Ama şunu eklemek isterim: Kürt sorununun barışçıl çözümünü kendine içtenlikle dert edinen, Kürtlerin huzurlu yurttaşları olacağı bir ülkenin bizatihi demokratikleşmiş olacağını düşünen, hak ve özgürlükler mücadelesi veren, HDP’nin TBMM’ye taşıdığı milletvekillerine kendince destek olmak isteyen, Demirtaş’la gönül bağı kuran kim varsa, özellikle ya da hiç değilse içinde olduğumuz verili anda, PKK’nin silahlı eylemlerden mutlaka kaçınması gerektiğini de her düzlemde belirtmesi gerekir.
*New York’un Bronx ilçesinde Demokrat Parti’nin ABD Temsilciler Meclisi adaylığını kazanan 28 yaşındaki Alexandria Ocasio-Cortez’in esin veren başarılı hayat ve kampanya öyküsünü araştırmanızı öneririm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları














































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024