Fehmi KORU
Geçenlerde bir hayırlı iş için bulunduğum kalabalık bir ortamda iktidar partisi milletvekili olduğunu öğrendiğim birinden çok keskin muhalif sözler dinledim; hem de etraftan ve benden herhangi bir kışkırtma gerekmeden… Ev sahibi dostuma “Eski milletvekili mi?” diye sorduğumda aldığım cevap beni müthiş şaşırttı.
İlk kez karşılaştığım o bayağı eleştirel sözlerin sahibi halen Meclis sıralarında oturuyor…
Şaşkınlığımı sonradan paylaştığım bilgi sahibi insanlar bu durumun çok yaygın olduğunu bildirdiler. İktidar partisindeki muhalif üyelerin sayısı az değilmiş…
Bu bilgiden hemen “Yeni oluşacak partiye Meclis’ten epey katılım olur” sonucunu çıkarmayın lütfen. Uzun yıllara dayalı gözlemlerim sayesinde, Meclis’e kadar gelmeyi başarmış siyasilerin iktidardan kopmalarının zor -neredeyse imkansız- olduğunu biliyorum. Milletvekillerinin bakan olana kadar ağızları hep eleştiriye kayar…
Geçmişte iktidar partisinden ayrılarak yeni partiler oluşturanlar çıkmadı mı? Çıktı elbette. Demokrat Parti (DP), CHP üyesi dört milletvekilinin eseriydi. DP’den Hürriyet Partisi ile ayrılanlar da oldu. CHP Güven Partisi’ni doğurmuştu; Adalet Partisi de Demokratik Parti’yi…
Yine de iktidar partisinden koparak ayrılmak dışarıdan göründüğü gibi kolay alınacak bir karar değildir.
Günümüzde varlığı bilinen ‘yeni oluşum’ arayışları bir veya birden fazla partiyle gerçekleşecek olursa, içlerinde iktidar partisinden -hiç demeyeyim ama- fazla bir milletvekili bulunacağını sanmam.
Bu tespitimi iktidar adına böyle bir endişe taşıdığı fark edilen yorumcuların dikkatine sunarım.
Bakanlar değişse de…
AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün ‘Cumhur İttifakı’içindeki ortağı MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Ziyaretin ilk haberi ajanslara düştüğünde bir dost meclisindeydim. Erdoğan-Bahçeli görüşmelerinin daha önce evde yapılmışını hatırlayanımız çıkmadı.
“Neden acaba?” sorusuna en makul gerekçe yine bir soruydu: “Acaba hükümette değişiklik yapılacak da ortağa bilgi mi veriliyor?”
‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ en başta Cumhurbaşkanının işini zorlaştırıyor; özellikle de siyasi manevralarda elini kolunu bağlayarak… Seçilebilmesi için yüzde 50’den fazla oyu arkasına alması gerekiyor sözgelimi; bu onu ittifak arama ve MHP’nin kapısına gitme zorunda bırakıyor. Ayrıca, hemen her milletvekilinin gönlünde bakanlık yattığı bir ortamda, bakan yapılan milletvekilinin istifa etmesinin gerekmesi de bir başka zorluk. Bakanlar dışarıdan atandığında bu durum milletvekillerini daha fazla eleştirel olmaya sevk ediyor; değişiklik milletvekilleri arasından seçilecek isimlerle yapılacak olsa, bu defa da istifalar yüzünden AK Parti’nin Meclis’teki varlığı azalıyor…
[Yerlerinde başkalarının gözü olan hükümetteki bazı bakanlar milletvekilliğinden istifa ederek o koltuklara oturdular; onlar alınıp yerlerine yine milletvekilleri atansa onların da istifa etmeleri gerekecek. Dışarıdan atama yapılsa milletvekillerinin huzursuzluğu devam edecek. Üstelik, yerlerinden edilenler, milletvekillikleri istifayla sona erdiği için, ortada kalıverecekler.]
Zor bir durum gerçekten.
Bu telaşla yanlış yapılır
Gazete köşelerinden veya televizyon ekranlarından yorumlarıyla AK Parti tezlerini kamuoyuyla paylaşan gayretli kişilerin çabaları da hem yetersiz kalıyor, hem de iktidarın her şeye rağmen devamı üzerine kurulu denge düzeninde yer tutanları telaşa sürüklüyor.
Alıntılayacağım satırlar bir zamanların ‘amiral gemisi’ndeki bir yorumdan:
“Siyasette saatler artık 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimine göre ayarlandı. Tabii eğer seçimler 2023’e kalırsa… Dikkatler yeni kurulacak olan partilere ve Erdoğan’ın onlara karşı izleyeceği stratejiye odaklanmış durumda. Ancak sessiz ve derinden işleyen başka bir çalışma var. Bu kez soldan soldan geliyorlar. AK Parti ile ondan doğacak partilerin ne yapacağı merak edilirken, sistem 25 yıl sonra İstanbul’u AK Parti’nin elinden alan Ekrem İmamoğlu’nun önünü açıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bir kuyumcu hassasiyetiyle yeni dönemin yapı taşlarını döşüyor.”
Okuyunca, “Bu iş bitmiş arkadaş” diye düşünmemek elde değil.
Telaşını belli eden yorumcumuz ufukta CHP iktidarı görüyor… Üstelik seçim tarihi de ona göre öne alınabilecek…
Yazısını okuyanlar ister istemez telaşa kapılacaklardır. O telaşla çok yanlış işler de yapılabilir, benim bu yazının başında “Olmaz, olmasını beklemem, neredeyse imkansız”dediğim ihtimal pekala mümkün hale gelebilir. İktidar partilerinden kopanların başka kapılarda gelecek araması hep telaşa sebep olunan siyasi ortamların sonucudur.
Bir yandan ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’nin dayattığı olumsuzluklar, bir yandan telaşa sürükleyen yorumlarla sağlıklı kararlar alınması giderek zorlaşıyor.
Etrafımızda meydana gelen gelişmelerin doğurduğu aciliyet arzeden sorunları da hesaba katmak şart.
Dost meclisinde eleştirilerini dinlediğim iktidar partisi milletvekilinde müthiş bir telaş sezmiştim zaten.
Bundan olabilir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025