Hilâl KAPLAN
Başbakan Erdoğan, daha Balyoz davası hükümlüsü Ergin Saygun'u ziyaret etmeden, 'Başbakan'dan Ergenekon açılımı' ve 'PKK'yla barış, Ergenekon'la barışı da getiri mi?' yazılarımızda olanları ve sebeplerini irdelemeye çalışmıştık. Ancak bir hasta ziyareti üzerine darbe davalarının düştüğünü sanıp, Erdoğan'a temyiz makamı muamelesi yapan arkadaşları bir heyecan sardı tabii. Daha ilginci, yıllardır darbe davalarının önemini vurgulayan ve savunuculuğunu yapan kâlemlerin de darbecileri affedip barışmaktan söz etmesiydi şüphesiz.
PKK'yla barış olmasının diyeti, 'terörle mücadele emektârları'ndan çok PKK'yı doğuran darbe zihniyeti uygulamalarını affetmekse, buna razı olunması gerektiği yazıldı. Ki, ben de bu seçeneğe kendimi uzak görmüyorum. Ancak aklıma takılan bir soru var: Biz darbecilerimizle barışmak fikrine ısınmaya başladık ama darbecilerimiz bizimle barışmak istiyor mu?
Kamuoyunda bir 'af'tan söz ediliyor ama affın gerçekleşmesi için, öncelikle af dilenen suçun kabülü gerekir. Oysa ki darbe hükümlüleri veya sanıklarından BİR tanesi bile yaptıklarının yanlış olduğunu itiraf etti mi? Birisi bile birazcık olsun nedâmet getirdi mi? E, o zaman biz kimi, ne için affedeceğiz?
Bakın eski Genelkurmay Başkanı ve internet andıcı davası sanığı İlker Başbuğ, Başbakan'ın Saygun'u ziyareti üzerine, kendisini Silivri'de ziyaret eden CHP'li heyete ne demiş:
'Dışarıda olup bitenleri izliyorum. Önceki düşüncem ne ise şimdiki de o. Gökyüzünden bir vahiy mi indi ki TSK şöyle oldu, böyle oldu. Bizim duruşumuzda ve düşüncelerimizde herhangi bir değişiklik yok Ama dışarıda böyle değil, 180 derece dönüşler olabiliyor. Her an için her türlü politika değişiyor. Merakla izliyoruz.'
Başbakan'ın darbecilikten hüküm giymiş emekli bir komutanı ziyareti, harekât gerçekleşmiş olsaydı balyozun kafasına ineceğini bilen yazarlar tarafından bile olumlu ve insanî olarak karşılandı. Fakat anlaşılan, aynı müspet tepkiyi bazı asker aileleri, hasta sahibi Saygun ailesinden esirgemiş. Oğul Tolga Saygun da, bu insafsız mahalle baskısından bunalmış olacak ki kamuoyuna şu açıklamayı yapma gereği duymuş:
'Babam buraya yattığında yaşama şansının az olduğunu biliyordu. Bu noktadan sonra kendisi için yapılan her ziyaret babamı gülümsetiyor. Başbakan'ın ziyareti de elbette babama moral vermiştir. Sonuçta kendileri birlikte mesai harcadılar. Bunun insani boyutunun ön planda tutulması gerektiğini düşünüyorum. Bizim aldığımız devlet terbiyesi gereği gelen misafire hoşgeldin demeyi gerektirir. Bence burada değerlendirilmesi gereken gelenler değil gelmeyenlerdir, kimlerin gelemediğidir. 'Babanızın yaşama şansı çok az' denen bir aileye babalarını ziyarete gelenlere hoşgeldin diyen bir aileye bu kadar tepki verilmesi insafsızlıktır. Biz her fırsatta söylüyoruz, diğer 350 komutanımız, abimiz, amcamız, kardeşimiz için tüm mücadelemiz iki yıldır sürdüğü gibi aralıksız bir şekilde sürecektir.'
Darbeciliğe bulaşmış olanları bir af yasası çerçevesinde bırakmayı konuşmadan, önce affedilmesi gereken bir iş yaptıklarını kabul etmelerini beklesek derim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019