Hilâl KAPLAN
Cumhuriyet rejiminin en büyük 'başarı'larından birisi halka geçmişini unutturmasıydı. Osmanlı dönemindeki tüm bilgi birikiminin ve tarihsel tecrübenin unutturulması için sert bir reddi miras politikası uygulandı.
Başta hilafet kurumu olmak üzere devlet ve sivil toplum alanında, tarihî ve entelektüel zeminde kazanılmış olan ne varsa âdeta iz bile bırakmayacak şekilde yok edildi. Bu süreçteki en önemli 'devrim' ise kuşkusuz alfabe değişikliğiydi. Tarihle olan süreklilik ilişkisini damardan kesen bu girişim sayesinde yeni nesillere, cumhuriyet öncesinin bir karanlıklar dünyası olduğu ve Atatürk'ün ufuktan güneş gibi doğduğu masalları daha rahat benimsetildi.
Kadın hakları alanında da buna benzer bir görüş öne sürüldü, sürülüyor. Kadınlara haklarını verenin Atatürk olduğu argümanı, yalnızca kadını siyasal bir özneden ziyade hak bahşedilen bir nesne konumuna indirgemiyor. Aynı zamanda tarihî hakikatlere ihanet ediyor. Bu anlatı vesilesiyle, Osmanlı dönemindeki kadın hareketleri, II. Meşruiyet'ten itibaren katlanarak artan kadın hareketliliği yok sayılıyor.
Osmanlı kadınlarının faaliyetlerinin dergiler ve dernekler olmak üzere iki yol üzerinde yoğunlaştığı söylenebilir. Osmanlı tarihindeki ilk kadın dergisi Terakki-i Mukadderat'tı. Onu ilk sayısını 1886'da çıkaran ve sahibinden yazı kadrosuna tamamen kadınlardan müteşekkil olan Şükûfezar izledi. 'Kadınlara mahsus ilmi, siyasi mecmua' tanımıyla çıkan Demet isimli derginin yazı kadrosundaysa Mehmet Akif, Mehmet Emin, Selim Sırrı gibi tanınmış erkek yazarlar da yer almaktaydı.
Günümüze göre bile yüksek bir tiraj başarısı yakalayan 'Kadınlar Dünyası' dergisi, zamanla kabına sığamayarak dernekleşti. Mayıs 1913'te Ulviye Mevlan'ın öncülüğünde kurulan bu derneğin ismiyse 'Osmanlı Müdâfaa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'ydi. En başlarda ilköğretimin zorunlu olması ve kız liselerinin yurt çapına yayılmasını savunan dernek, 1921'den itibaren kadınların seçme ve seçilme hakkının tanınması için mücadele etmeye başlayacaktı. Nezihe Muhittin'in liderliğinde 1923'te kurulmaya çalışılan Kadınlar Halk Fırkası, rejim tarafından engellendiği için kurulamadı. Dönemin Cumhuriyet gazetesi kadınların seçilme hakkı talebini 'Mecliste manto modasını tartışacaklar' gibi alaycı başlıklarla yerdi.
Dernekleşmek zorunda kalan fırkanın, camilerde kadınlara yönelik konferans tertib etme talebi de kabul edilmedi. Kısaca, cumhuriyet rejimi, kadının Osmanlı'dan bu yana gelen toplumsal hayat içerisinde özne olma taleplerine set çekti. 5 Aralık 1934'te kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınması kuşkusuz müspet bir gelişme olmakla beraber, Osmanlı'dan bu yana süren bir mücadelenin ürünüdür. Ayrıca cumhuriyet, 'makbul kadın'ı rejimin sınırları dahiline hapsettiği için diğer muhalif düşünceler için de olduğu gibi özneleşmesine izin vermemiştir. Bu uygulamanın neticelerinden birisi de, 5 Aralık 2012 itibariyle ülke kadınlarımızın %65'inin başörtülü olmaları dolayısıyla seçilme haklarının olmamasıdır. Kâğıt üzerinde farklı yazsa da aradan geçen 78 yılın değiştiremediği gerçek budur.
Osmanlı kadınlarının o dönemki tavır ve söylemleri, kadın hak ve hukukunun Müslüman öznelliğiyle örtüşecek şekilde nasıl savunulabileceğine dair de önemli ipuçları vermektedir. Örneğin Fatma Aliye Hanım, kâleme aldığı ve 13. Yüzyıl'da erkeklere de ders veren 100'e yakın kadın alimin bulunduğu gibi bilgileri içeren 'Ünlü İslâm Kadınları' kitabıyla örften kaynaklanan uygulamaların yanlışlığına ve dinden uzaklığına dikkat çekmek istemiştir.
1913'de 'Kadınlar Dünyası'nda yazan Emine Seher Ali, 'Tesettür Meselesi' isimli makalesinde tesettüre karşı olanlara da tesettürü kadınların hakkını çiğnemek için araç olarak kullananlara da şöyle cevap vermiştir: 'Kadınların tesettürü fena imiş, lüzumsuz imiş, daha bilmem ne imiş. Bunların hepsi boş. Tesettür aleyhinde bulunanlara, evvela maksad-ı tesettürün ne olduğunu öğrenmelerini tavsiyeyi kendimize vazife biliriz. Tesettür dini bir meseledir. Binaenaleyh dinsizlerin bu meseleye burunlarını sokmaları kendilerini mutazarrır eder. Biz dini, şeriatın bahşettiği mevkii, örf ve adâta kurban etmek fikrinde değiliz. Şeriat-ı garra-i Muhammedi'de mevkiimiz neresi ise bize onu versinler'.
Burada uzunca yazmaya imkân olmadığından meraklısına, Yıldız Ramazanoğlu'ndan Nazife Şişman'a kadar pek çok Müslüman kadın yazarın makalesi bulunan 'Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Kadının Tarihî Dönüşümü' ile Serpil Çakır'ın 'Osmanlı Kadın Hareketi' kitaplarını tavsiye ederim.
Önümüzdeki 2014 yerel ve 2015 genel seçimlerinde ayrımsız tüm kadınların seçilme hakkının tanındığı bir ülkede yaşamak dileğiyle...
28 Şubat medyası 'içimizde' yaşıyor
Fikrî alanda görüşlerini çürütemediğiniz, karşısında düşünsel olarak acze düştüğünüz insanlara yönelik yapabileceğiniz en kolay şey karşınızdakinin şahsiyetine saldırmaktır. Düşünceyi itibarsızlaştıramıyorsanız, kişiyi itibarsızlaştırırsınız. Şimdilerde böylesi süfli bir stratejiyle hareket bazı odaklar, çıtayı imanımı sorgulama seviyesine kadar indirmeyi başardılar...
28 Şubat sürecinde Merve Kavakçı'nın CIA ajanı veya babasının Papa'yla görüşen heyette olduğu, Salih Mirzabeyoğlu'nun terör örgütü lideri olduğu, vb. pek çok mesnetsiz iddiayla gerçekleştirilen kişilik suikastlerinin 'gazetecilik' adı altında yapıldığını biliyoruz. Bugün o örnekliğe bakıp ibret alması gerekenler, 28 Şubat'ın karanlık medyasının kirli oyunlarını sürdürüyorlar.
28 Şubat medyasının ahlâkıyla ahlâklananlara -dikkate alacaklarını sanmasam da- bir mü'minin imanını sorgulayanlar haklı değillerse kendilerinin kâfir hükmünde olacağını; mümine iftira eden kimsenin onu öldürmüş gibi günah işlemiş sayılacağını ve iftiranın insanın ahiret hayatını iflasa götürecek olan bir kul hakkı olduğunu belirten hadisleri hatırlatayım.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları

































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.06.2019
27.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
24.04.2019
16.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
8.02.2019