Markar ESAYAN

Türkiye hakkında tüyolar…
29.03.2018
845

 Dünyanın adı konmamış bir 3. Dünya Savaşı’nı yaşadığını iddia edenler var. Sanırım ben de birkaç yazımda böyle bir değerlendirmede bulunmuştum. Vekalet (Proxy) savaşlarının klasik savaşın yerine geçtiği, buna ekonomik ve siber saldırıların eklendiği ortadaydı. Söylenmek istenen, küresel bir savaşın aslında başlamış olduğu, sadece savaştan anladığımız şeyin 1 ve 2. Dünya savaşlarında tezahür ettiği gibi olmadığıydı.

Gerçekten de, terör örgütlerinin arkalarında en az bir devletin desteği olmadan varlıklarını sürdürmeleri mümkün değil. Dünya bu nedenle küresel/ortak bir terör tanımı yapmaktan kaçınıyor. Mesela Avrupa’da çoğunluk terör suçları siyasi suç kategorisinde değerlendiriliyor. PKK ise hâlâ BM’nin terör listesinde değil. Buna benzer birçok seçilmiş “gariplik” sıralamak mümkün. Çünkü aslında, devletler terör örgütleriyle ilişki içinde ve Türkiye gibi ülkeleri dizayn etmek için onları kullanıyorlar.

Önce terör örgütlerini oluşturuyor, destekliyor, bu örgütlerin Türkiye gibi hedef ülkenin altını oymasını sağlıyorlar. Daha sonra da öldürücü safhaya geçilirken, terör örgütlerinin sistematik şekilde meşrulaştırılması ve hatta devletleşmesi sürecinin düğmesine basılıyor. PKK/YPG ve FETÖ hadisesi bundan ibarettir. DEAŞ da öyle… Bunların hepsi paralel yapılardır ve ipleri malum Batılı ülkelerdedir.

Britanya ve Rusya arasında baş gösteren, sonrasında hızla büyüyen “casus krizi” de bu pisliğin yüzeye vurmasından başka bir şey değil.

Türkiye Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı ile öyle büyük bir oyunu bozdu ki, birçok kişinin geceleri “Erdoğan, Erdoğan!” diye uykularından uyandıklarından emin olabilirsiniz. Sevr ve Syke Picot 2.0 çöpe atıldı.

Lakin, ilk paragrafa dönersek, “dünya bundan daha kötüsüne, bildiğimiz türden bir dünya savaşına gitmez” tezi de öyle çok sağlam durmuyor. Hızlı bir kamplaşma söz konusu. ABD, Rusya, Çin, AB gibi büyük güçlerin arası hızla açılıyor, sertleşiyor. Putin dünyanın her yerini vurabilecek bir balistik füze yaptıklarını ifade ederken, ABD de, ordunun önümüzdeki yıllarda girdiği her savaşı kazanacak bir makine olacağı “müjdesini” veriyor.

Kimse savaşı arzulamaz ama Türkiye böyle bir durumda kendisini korumak ve bu süreçten en az zararla çıkmak için elinden geleni yapmalıdır. Bunu yapabilmek için de birlik ve beraberlik içinde olmalıdır. İyi yönetilmeli, ekonomisi sağlam tutulmalı ve ordusu güven vermelidir. Bu arada, her günün sabahı ilişkilerin yeniden değerlendirilmesi gereken bir diplomasi maharetine de sahip olmalıyız.

İyi haber ise, bunların hepsine sahip oluşumuzdur. Büyük bir hata yapmazsak, Türkiye bir on yıl sonrasının lider ülkelerinden birisi olacaktır.

Duygularını, ümitlerini, geleceğini, parasını Türkiye’ye yatıran kazanır; benden söylemesi…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar