Mehmet TIRAŞ
Afrin operasyonundan bu taraf tam 35 gündür ekonomi ve hukukla ilgili ciddi bir haber ve tartışma yapılmıyor.
Nedeni ise;savaş halindeyiz bunları konuşacak durumda değiliz,diye koro halinde karşı çıkıyor iktidar çevresi ve onun yandaş medyası..
Toplumun can alıcı sorunlarını konuşup tartışacağımız;hiçbir açık ve kapalı toplantılara izin verilmiyor güvenlik nedeni ile, hatta basın açıklaması bile yaptırmıyorlar.
Ana muhalefet partisinin ve sivil toplum kuruluşlarının barıştan bahsetmesi, görüşleri ve eleştirileri terörist sevicilikle suçlanmaları akıl alır gibi değil.
En dinamik parti muhalefet partisi HDP ise adliyelerden ve polis operasyonlarından siyaset yapacak zamanı yok.
AKPMHP birlikteliği ile oluşan adına da ”Cumhur” dedikleri milliyetçi cephe koalisyonun sisteminin adı da; içinde hukuk olmayan demokrasi,muhalefetin yok sayıldığı Tiranlık sistemini hayata geçirmenin adımlarını atıyor.
MHP muhalefet partisi olduğunu bıraktıktan sonra Akp’nin Balgat temsilciliğine soyundu...
Bahçeli kraldan fazla kralcı kesilip , muhalefetten ve sivil toplumdan iktidara gelen eleştiri ve görüşleri ilk o karşılıyor ve tepki gösteriyor hem de ne gösterme; Bahçeli konuşurken boyun damarları bahçe hortumu gibi şişiyor.
Devlet Bahçeli iktidara Muhalif olanlara karşı çıkmakla kalmıyor bir de‘Akp ile ortaklığımızı kıskananlar çatlasın’ demiyor mu?
Bahçeli ve partisi Akp’nin “sıçrama tahtası” olmanın ötesinde ne yaptı ki kıskanılsın?
Toplum olarak hepimizin sağlığını sıkıntıya sokacak ciddi bir ‘Gıda Terörü’ ile karşı karşıyayız ama Akp’ye muhalif olanlar ve zor şartlarda yayın yapan bir avuç medyanın dışında ,bunu gündeme getiren yok gibi..
Gıda terörü öyle bir durumda ki; yediğimiz peynirlerde süt diye bir şeyin olmadığı iddia ediliyor, kemik unundan ve margarinden yapıldığını uzmanlar açıklıyor.
10 Litre sütten bir kilo peynir çıkarken var olan eldeki hayvan sayısını baz alırsanız ve piyasadaki peynir bolluğu da bu iddiaları doğruluyor gibi.
Ya bir de SÜT siyah olsa idi bize ne yedirirlerdi hiç düşündünüz mü?
Şeker olayı ise başka bir Gıda Terörünün ciddi sinyallerini veriyor.
Büyük metropol kentlerde tatlıcıların dükkanlarının camında, tatlılarımızda ve tatlı mamullerimizde gerçek pancar şekeri kullanıyoruz diye müşterilerine uyarı ilanlarını okuyoruz.
Piyasada tatlılara ve şekerli mamullere tatlıcıların doğal şeker değil de Nişasta Bazlı Şeker(NBŞ) ve mısır şurubu kullandıklarını bilmeyen yok gibi.
Bal ve süt üzerine vatandaş arasında artık fıkralar türetiliyor..
O kadar yetenekli bir toplum olduk ki,”Arısız bal üreten”,”sütsüz peynir imal eden” bir yeteneğimiz var ve dünya farkında ama biz farkında değiliz,diye..
Halkın sağlığını bozan olumsuzluklarının nedeni denetimsizlik ve kayıt dışı ekonomiden geliyor.
Ekonominin yüzde 45’nin kayıt dışı olmasından dolayı,üretimi merdiven altına yönlendirirken, bu da gıda terörünü tetikliyor.
Böyle bir denetimsiz gıda terörünün olduğu ülkede, sağlıklı beslenmeyi düşünmek bir tarafa; açlıkla korkutulan ürpertici bir gelir durumumuz var ortada.
Geçen bir televizyon kanalında eski maliye bakanlarından CHP İzmir Milletvekili Zekeriya Temizel’in bir konuşmasına tanık oldum,beni en çok düşündüren benim de bir kaç kez yazdığım konuyu anlatıyordu,damardan bir sorun olduğu için tekrar bu konuşmaya yer vereceğim.
Eski Bakan Zekeriya Temizel:”2002 yılında toplumun yüzde 1’i Milli Gelirin yüzde 30’nu alırken,2017 yılında toplumun yüzde 1’i Milli Gelirin yüzde 67’sini alıyor” diye açıkladı.
Bunu sadeleştirdiğimiz de yani; 800 Milyar Dolar olan Milli Gelirin, 536 Milyar dolarını 750 bin kişi alıyor.
Türkiye’de 17 milyon insan günde iki dolarla geçiniyor.
Gelir dağılımındaki bu uçurumun devam etmesi ve gittikçe gelir dağılımındaki makasın açılmasının önünü almadan,bu ülkede barış ve huzuru nasıl sağlarız, terörün kökünü nasıl kazırız, hiç düşündük mü?
Erdoğan 2010 yılına kadar benim iktidarımda alım gücü zayıflayan bana oy vermesin diyordu,şimdi asgari ücretten,emeklilerin alım gücünü hatırlamaz oldu.
12 milyon emeklimizin maaşı ile Avrupa’nın 6 ülkesinin emekli maaşlarının bir karşılaştırmasını yapalım,emeklisine kim ne kadar değer veriyormuş!..
Yunanistan’da emekli bir kişini maaşı 2000 Avro, karşılığı ise 4.738 TL.
Lüksemburg:1.858 Avro, 4.401 TL.
İspanya:1.843 Avro, 4.366 TL.
Avusturya:1.796 Avro, 4.254 TL.
İtalya: 1.772 Avro, 4.196 TL.
TÜRKİYE’DEise : 289 Avro, 900 TL.
Birde Asgari ücretin karşılaştırmasını yapalım Avro boyutunda:
-İrlanda:1.563 Avro 7.100 TL.
-Malta:736 Avro 3.348 TL.
-Yunanistan: 684 Avro,3.111 TL.
-Almanya:1.498 Avro,6.814 TL.
-Britanya:1.397 Avro,6.354 TL.
-TÜRKİYE’DE ise:352 Avro, 1.604 TL.
Rakamlar yalan söylemez fazla söze gerek yok ,her şeyi ortaya koyuyor.
Görüldüğü gibi gelir dağılımın bozulması ile alım gücümüzün nasıl dip yaptığını görüyorsunuz,değil mi?
Bunları düzeltmenin yolunun reçetesi demokrasi ve hukuktan geçer..
OHAL ve KHK’larla değil.
OHAL’den sonra ..
Yargı bağımsızlığını ve medya özgürlüğünü anlatmaya gerek var mı?
Anayasa Mahkemesinin (AYM) tutuklu gazetecilerden Şahin Alpay ve Mehmet Altan için verdiği tahliye kararını yerel mahkeme tanımadı ve Mehmet Altan’a mahkeme 16 Şubat 2017 Tarihinde karar duruşmasında,Ağırlaştırılmış Müebbet Cezası verdi.
Demokrasi ve hukuktan uzaklaştıkça özgürlükler boğuluyor, gelir dağılımı gittikçe daha fazla bozuluyor,alım gücümüz düşüyor ve en kötüsü Yargı siyasal iktidarın parti kolu gibi çalışıyor.
Bir ülkenin ekonomisinin büyümesi önemlidir ama daha önemli olan gelir dağılımın eşit dağıtılmasıdır.
Bunun değişmez yolu devletin evrensel hukukun ilkeleri ile yönetilmesi;toplumun her kesiminin, hukuka ve demokrasiye sahip çıkan,hesap soran, örgütlü bir kültürünün ortaya çıkması ile mümkün.
Her bireyden, toplumun her kesiminin Ortak Paydası çağdaş,çoğulcu ve katılımcı bir demokrasiyi,görüş ayrılığına ve geçmişe takılmadan, mücadele etmekten başka çıkış yolumuzun olmadığı konusunda,demokrasi güçleri olarak mutabık olmalıyız..
Demokrasiden yana olan güçler İlle de demokrasi ille de hukuk ve bağımsız yargı talep etmekten ve mücadele vermekten sığınacağımız başka bir limanımız yok.
Demokrasi,Hukuk ve Ekonomi çağsal toplumlarda hava,su ve ekmek kadar yaşamsaldır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025