Namık ÇINAR
Klâsik Marksizm, evrensel çelişkinin ve bunun neticesi olarak da küresel çatışmanın emek ile sermaye arasında olacağını söylerdi.
Muhafazakâr Kapitalizmin sosyolojisini yapan Huntington ise, asıl fay hattının Hıristiyanlık ileİslâmiyet ilişkisinden doğduğunu, o nedenle çatışmanın da bu medeniyetler arasında olacağını ileri sürmüştü.
Neo-Marksist Wallerstein de küresel toplum yapılarını merkezdekiler ile çevredekiler olarak tarif etmiş, çelişki ve çatışmaların bunlar arasında geçeceğini dile getirmişti.
Bu savların, zaman zaman onları daha fazla öne çıkaran kendi konjonktürleri olmuştur ve o çerçevede hepsinde bir doğruluk payı vardır.
Ama sanırım bugün itibariyle artık bunları, kavramsal olarak hepsini içine alan ve daha iyi özetleyendemokratik olmak ya da olmamak gibi bir şemsiyenin altında toplamak, galiba en iyisi.
Bunun iki yararı var.
Birincisi, demokrasinin özgürlük, eşitlik ve adalet demek olduğunu herhâlde artık bilmeyen kalmamıştır.
Tarih boyunca insanlara acılar çektirmiş kadim bir zorba olan devletin yılan dişlerini sökerek, toplumun hizmetine koşanın o olduğunu da.
İkincisi de, bugünlerdeki gibi önce işlerin sonra da giderek kafaların karıştığı hâllerde, halk için, yönetici diye seçtiklerinin doğru yolda olup olmadıklarını ölçmeye yarayan gerçek kriterin, gene demokrasiden başkasının olmadığıdır.
O yüzden demokratik olmamak, bugün artık dünyanın en öncelikli itibarsızlık ölçütüdür.
Çünkü demokrasi, hem güven kaynağı, hem de her tarafa ışıyan günlük güneşlikli bir hukuk rejimidir.
Ne ki, birtakım dümenler çeviren siyasal yöneticiler, bu durumdan zerre kadar hazzetmezler.
Onun için de, tıpkı siste pustaki gibi göz gözü görmesin, ortalık zifirî karanlık olsun isterler.
Yaptıklarını gizleyerek, gün yüzüne çıkmış olanları da saptırarak, toplumu kandırmaya çalışırlar.
Artık onlar için hiçbir erdemin, değer yargısının ve inanç sisteminin bağlayıcılığı ve önemi kalmamıştır.
Her şeye bir yalan uydurmaya, her türlü iftirayı atmaya ve iktidarda kalmak uğruna ne vicdansızlık varsa işlemeye hazır ve nazırdırlar.
Bunu yapabilmek için başvuracakları araçlar, kaçınılmaz bir şekilde özgürlükleri kısıtlayıp yasaklar getirmek, hukuku askıya almak hatta çiğnemek, polisiye tedbirlerle sertleşerek karşı çıkanları yıldırmaktır.
Eğer eylemlerinin denetlenmesini istemiyor ve bunun için tehditler dahi savuruyorlarsa, bilesiniz ki bu onların korktukları çirkin ilişkilerinin tüten dumanıdır.
Bu kadarla kalmaz; ayrıca ülkeyi, çağdaşlaşmanın kuvözü işlevi gören demokrasiler safından koparmaya ahdetmiş gibi de davranırlar.
Yurt sathında bunu görmeyen ve anlamayan bir Allah’ın kulu bile yoktur, ama duyduğu ve bildiği hâlde söylemeyen çoktur.
Eğer ortak tasa kalmamış herkesler birbirinin altını oymaya girişmişlerse; eğer toplumsal kesimler sadece kendi grup çıkarlarını gözettikleri bir ayrışma noktasına gelmişlerse; durumun genel sonuçlarını tartarak değil, her olay karşısında kendi durdukları yerin koordinatlarına bakarak hükümetten koparacakları tavize göre vaziyet almaya başlayacaklar demektir.
Örneğin Gezi’den beri Kürtlerin yaptığı budur. Onlar için Türkiye değil, kendi etnik çıkarları mühimdir.
Örneğin medya patronlarının ve kimi paragöz gazetecilerin, dinsel cemaatlerin, malı götürmekten başka şey düşünmeyen iş âleminin, hatta Silivri davalarını bile demokrasinin bir gereği olarak değil, sadece fırsat çıktığı için tersine çevirmeye kalkan baroların ve TSK’nın dahi yaptığı budur.
İktidarda kalmak uğruna yapmayacağı şey olmayan hükümet ne isterseniz verir; verir ama halkın ihtiyacı olan demokrasiyi de katleder.
Demokrasiden ırak bu mahzun ülke, haydut devletler safına yakışmayacağı gibi; yazık ki bugünlerin bedelini de mutlaka ödeyecektir.
twitter@cinarnamik
http://www.taraf.com.tr/namik-cinar/makale-demokrasiden-baska-care-yok-ki.htm
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016