Namık ÇINAR
Onu bunu bilmem!
Türkiye’deki siyaset kaypaklıklarıyla değil, ne istediğini bilmenin kararlılığı ve açıklığıyla Kandil, her zamanki şaşmaz gerçeği bütün çıplaklığıyla bir kez daha gözlerimizin önüne serdi.
Ruşen Çakır’ın Cemil Bayık’la yaptığı başarılı röportajdan anlıyoruz ki dağdaki PKK,Erdoğan- Davutoğlu ikilisinin “pişti” düzeyindeki oyun yetenekleri karşısında “el çaka, yer çaka” stratejisini esas alarak, masada ne varsa hepsini almayı kontrata bağladıkları Apo-Kandil deklarasyonlarıyla “grandşlem”i hedefledikleri bir “briç”partisi çeviriyorlar.
O yüzden ben Apo’ya değil, hükümete ise hiç değil; elinde silahla dağda bekleyen Bayık veKarayılan gibiler ne diyorsa, asıl ona bakarım.
“Apo’nun rolü farklı, bizim rolümüz farklı”diyor, Bayık. “Ne önder Apo’nun rolünü biz üstlenebiliriz, ne de önder Apo bizim rolümüzü üstlenebilir. Bunlar birbirini tamamlayan unsurlardır, birbiriyle karıştırılmaması gerekir.”
Yani diyor ki, “sadece Öcalan’la olmaz, biz de varız”.
“Türkiye meseleye, Kürt sorununu çözerek savaşı sonlandırmak değil, terörizmi sonlandırmak olarak bakıyor. Bu da zihniyetin değişmediğini gösteriyor.”
“Sorunu, bir halkın doğal hakları olarak görmediler, siyasi olarak çözmeyi önlerine koymadılar.”
Siz nerdesiniz, onlar nerde!
Acaba köy isimlerini Kürtçeleriyle değiştirsek kafaya almaya yeterli olur mu, hesapları içindesiniz.
Siz Kürt dilini seçimlik ders yapsak da mı uyutsak, yapmasak da mı uyutsak, hâllerini tartışadurun; atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş.
“Türkiye, istemese de siyasi çözüme doğru gitmek zorunda. Çünkü başka yolu yoktur. Bu yönde adım atılmazsa biz savaşırız. Irak ve Suriye’de yaşananlar Türkiye’de de yaşanır.”
Bunları ben uydurmuyorum, KCK’nın başındaki adam söylüyor.
Belli ki kendi tasarımları olan Selahattin Demirtaş fenomenine, Kürtlerin dışında kalan demokratları HDP’de toplayarak “örgüt gücüne dönüştürmeye” yarayan bir hamle gibi baktığını da saklamıyor.
“Demokratik özerklik”ten asla vazgeçmeyeceklerini ekleyerek, “Eğer AKP, demokratik özerkliğimizi kabul etmezse, müzakere etme şansımız zaten olamaz” diyor.
“Müzakereye gelirse müzakere ederiz, gelmezse mücadele ederiz”diyerek, noktayı koyuyor.
Şimdi bu söylemlerimden, bir asırlık militarist devletin antidemokratik politikalarına geri dönülmesini arzuladığım çıkarılmasın, sakın!
Kırk katırla kırk satırdan başka hiçbir seçeneğin konuşulmadığı at gözlüklü toplumsal bir hayatın körlüklerinden bıkmış usanmış vaziyetteyim, zahir.
Oysa, insanların topluluklar hâlinde ve “devlet”e göre tanımlanmaları, ardından da buna göre tasnifleri çok gerilerde kalmıştır.
Etnik, dinsel, mezhepsel gruplaşmalar, eski hastalıklardır.
Belirli bir dinin, yahut belirli bir ırkın birlikteliklerinde, soyutluklarında eriyip yok olup gitmesi bitmiştir, insanın.
Sayısal bir figür olmaktan kurtulmuştur. Şu kadar milyon kişiden biri değildir. Tektir, eşsizdir, “o yoksa yerine başkası” dönemi çoktan kapanmıştır.
Artık ölçü, sadece ve sadece somut bireydir.
Bizatihi insanın ta kendisidir. Elle tutulan, gözle görülen ilişkileridir.
Ailesidir; anne baba, karı koca ve çocuklardır. Akrabalar ve yakın çevrelerdir.
Savaşın bile meşruiyeti değişmiş, “ev”in tehlikeye düşmesine bağlanmıştır.
O yüzdendir ki uygar dünyada insanlar, artık devlet için, din için değil, ancak “evi için” savaşırlar.
Dönerken de, ülkelerine kiliselerine değil, “eve”dönerler.
Bizim buralarda ise, nasıl olsa İslâm sancağı altında yeniden buluşulacağı hesapları yapıldığı için, ırk ve klân bazındaki ayrışmalar önem taşımazlarmış gibi gözükmektedir.
Bu nedenledir ki, ister Erdoğan- Davutoğlu, isterse PKK gibi totalci ve kolektivist iktidar ve güç odaklarının dizaynlarıyla olsun; “insan” adına varılacak yer, asla ve kat’a çağdaş uygarlık olamaz.
(Tıpkı Amberin Zaman gibi, Ceyda Karan’a yapılanları da kınıyorum.)
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016