Osman CAN
Eski Ceza Kanunu’nda meşhur bir 312 madde vardı. Bu maddeyi 2005’lere kadar hukuk ve siyaset ile ilgilenen herkes çok iyi bilir. Zira entelektüel, kültürel, siyasal ve sosyal yaşam üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor, kimi zaman siyasi partilerin kapatılmasında oldukça işlevsel olabiliyordu.
Bu maddeye göre “Sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığına dayanarak, halkı birbirine karşı kamu düzeni için tehlikeli olabilecek bir şekilde düşmanlığa veya kin beslemeye alenen tahrik eden kimse” hapis cezasıyla karşılaşıyordu. Yine “halkın bir kısmını aşağılayıcı ve insan onurunu zedeleyecek bir şekilde tahkir eden kimseye” de aynı ceza veriliyordu. Eylem basın yoluyla işlendiğinde ise ceza artırılıyordu.
Burada sorun 312. Madde değil, bu maddeyi toplumsal düzenin korunması yerine, kendilerini “devletin sahibi” olarak gören ve Alev Alatlı’dan ödünçle “Self Oryantalist” diyebileceğimiz ayrıcalıklı bir sınıfın çıkarları için kullanılmasıydı.
Yargı sistemini değiştiremeyen siyasi iradeler, kanunu değiştirmekle sorunu çözeceğine inandı hep.
Bugün itibarıyla söz konusu eylemler nedeniyle kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde” ancak cezalandırılabiliyor.
Yani halihazırda halkın bir kısmını söz konusu farklılıklar nedeniyle aşağılayan, tahkir eden kimseler “kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike” ortaya çıkmadığı sürece ceza almayacak. Diğer bir ifadeyle nefret suçları cezasız kalmış durumda. Zira Yahudi, Ermeni, Rum veya Roman gibi azınlıklar hakkında benzeri ifadeler hiçbir zaman “kamu güvenliği için açık ve yakın tehlike” oluşturmayacak. Self oryantalistler da sadece onları değil, toplumun çoğunluğunu bu sayede aşağılamaya, tahkir etmeye devam edecek, ediyor da...
Yani self oryantalistler dün sahip oldukları iktidar gücü nedeniyle, bugün de ceza normlarının bu hale gelmesi nedeniyle yargılanamıyor. Eşitsizlik devam ediyor.
Evet, ideolojik normları ve ideolojik bir yargı sistemini değiştirmek yerine ideolojiyle ilgisiz, güven içinde bir arada yaşamayı mümkün kılan “toplumsal düzen kurallarını” değiştirmenin sonucu bu.
Bu mahiyetteki ceza normlarını değiştirmek kimseyi özgürlükçü yapmıyor. Özgürlük sorumluluk ilişkisi kopuyor ve toplumsal düzeni koruyan asgari müşterekler yok ediliyor.
Son birkaç yıl içinde, hiçbir Batı demokrasisinde varlığına izin verilmeyecek gazete ve TV’lerin büyük satış rakamlarına ulaşmasına ve yayın politikalarını da halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik üzerine kurmuş oldukları halde hiçbir yaptırım ile karşılaşmamaları biraz da bunun bir sonucudur.
99 Depremi’nde bir imam “Günahkar oldukları için Allah cezalandırdı” diye laf ettiği için bir yıl ceza almıştı. Ama 30 Mart seçimlerinin ardından gerçekleşen don olayı üzerine “X partisine oy verdikleri için Allah helak etti” veya “X partisine oy verdikleri için başlarına gelen felakete müstahaktırlar” biçiminde yaklaşım sergileyenler hakkında herhangi bir işlem yapılmadı.
Ancak “halkın bir kesimini ötekilerine karşı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” mahiyetinde ve çok daha ağır ifadelerin “kamu güvenliği açısından açık ve yakın tehlike” oluşturma ihtimali bütünüyle yok değil. Soma felaketi üzerine ortaya çıkan hassas durumun bu ihtimali epey güçlendirdiği çok açık.
Yargının harekete geçmemesi sadece yargının ideolojik yapısıyla açıklanamaz.
Muhtemelen yüz yıldır bu ülkenin efendisi olarak hüküm sürmüş self oryantalistlere karşı öğrenilmiş çaresizlikten, onların efendiliklerini içselleştirmekten ve suç işleme ayrıcalıklarının bulunduğu inancından söz etmek gerek.
Self oryantalist sınıfı eşit yurttaş olmayı kabul etmiyor, bu doğru. Ama toplumun büyük çoğunluğu da kendini eşit yurttaşlığa halen layık görmüyor. Bu yüzden toplumsal düzen kuralları self oryantalistlere bir türlü uygulanmıyor.
Pervasızlığın bir nedeni de bu olsa gerek.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları





























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015