Ural ATEŞER

1 MAYIS VE TAKSİM...
2.02.2015
2751

 Sayısız Taksim fotoğrafları görüyorum  her türlü medyada... Her gün binlerce insanla dolu olan meydan bomboş... Metal parmaklıklarla çevrilmiş etrafı... Yazılanlara bakılırsa 15 ya da 20bin polis koruyormuş meydanı... Bu resim "demokratik" bir ülkenin resmi olamaz... Kim ne derse desin... Kim ne iddia ederse etsin... Kim hangi provokasyondan söz ederse etsin... Bu, insanların özgürce toplanma haklarını korumakla görevli olanların bir ayıbıdır...

Bu meydanda sırf 1 Mayıs toplantıları yapılmadı... Benim hiç de kısa sayılmayacak hayatımda bissürü toplantıya tanıklık etti bu meydan... Hiç birinde toplantıya katılanlar olay çıkarmadı... 1977'nin 1 Mayıs'ına kadar... Onda da kirli ve gizli eller büyük darbe senaryolarının bir perdesini koydular sahneye... Hem çevredeki binalardan, hem de bayram havasında oraya toplanan onbinlerce sendikalı emekçinin arasına soktukları provokatörler kana buladılar meydanı...

Sonra Sendikalar, Taksim yasaklanınca üyeleri emekçilerle konvoylar halinde İzmir'e aktılar ve onbinlerce emekçi, sendikalarıyla orada kutladılar emeğin gününü... Sonra kapkaranlık günler geldi ve 1 Mayıs hiç bir yerde kutlanamaz oldu bir süre... 12 Eylül darbecileri tüm halkın olduğu gibi, esas olarak emekçilerin üzerinden silindir gibi geçti... Sendikaların içi boşaltıldı... Sendikalar emekçilerin meslek örgütleri olmaktan çıkarıldı... Buna rağmen Taksim'de yeniden 1 Mayıs kutlanmasına izin verildiğinde, meydan yine emekçiler ve bayramı emekçilerle kutlamak isteyen her sosyal tabakadan insanlarla doldu... Hiç bir olay çıkmadı...

Taksim 1 Mayıs'lara kapatıldığından beri meydan, 1 Mayıs'ı sadece bir meydan fetişizmine döndürenlerle devleti yönetenler arasında çekişme ve çatışma konusu oldu... Dikkat edilirse, bu çatışma ve çekişmeler süresince İstanbul'da 1 Mayıs kutlanamıyor... Kimin işine yarıyor bu durum... Bir yanda "1 Mayıs da kavga var, herkes Taksim'e" sloganı atanlar, öte yanda kupkuru bir meydanı 20bin polisle koruyanlar...

Bu durum hiç bir haklı gerekçesi olmayan "meydan koruyucu devlet" yöneticilerinin alnında yüz karasıdır... Bugüne kadar orada toplantı yapanların hiç bir sabıkası yokken orayı 20bin polisle korunan bir beton alan haline getirenlerin alnında yüz karasıdır...

Ama unutulmamalıdır ki, bu meydan fetişizmi nedeniyle İstanbul'da 1 Mayıs'ı kutlanamaz hale getirenlerin günahı 20bin polisle meydan "koruyanlardan" az değil...

Sendikaların yeniden emekçilerin meslek örgütü olarak hayata döndüğü, üyeleriyle birlikte bayram havasında ve mücadele ruhuyla 1 Mayısları kutladıkları günlere hasretle...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar