Yalçın AKDOĞAN
Ülkelerin gücü, devlet ve milletiyle bir bütündür. 15 Temmuz gecesi yaşanan hain kalkışmada devlet birimleri paralize olmuşken milletin gücünün nasıl ülkenin mukadderatına sahip çıktığını gördük.
Türkiye tarih boyunca büyük krizler, sorunlar, sıkıntılarla karşılaşmış ama hepsinin üstesinden gelebilmiştir. Maruz kalınan badireler ne kadar büyük de olsa, eğer ülkeler sorun çözme kabiliyeti ve kapasitesine sahip olurlarsa bunları çevirme yeteneğine sahiptirler.
Döviz üzerinden yapılan müdahalenin ve manipülasyonun ekonomik dalgalanmaya sebep olduğu malum. Bunu sistemi çökertecek büyük bir kriz olarak görmek yerine, ülkenin sorunu yönetme kapasitesine güvenmek daha doğru olandır.
Eğer tek bir hadise üzerinden Türkiye’nin güçsüz düştüğü düşünülürse bu büyük bir haksızlık olur.
İdlib mutabakatı tek başına Türkiye’nin siyasi ve diplomatik gücünü bir kez daha gözler önüne sermiştir.
İki süper gücün çekiştiği bir mecrada Türkiye’nin inisiyatif yüklenmesi ve netice alması bu gücün göstergesidir.
Malum Suriye’de görünen iki blok arasında bir mücadele var, ABD ve müttefikleri, Rusya/rejim ve müttefikleri… Ama bir de Türkiye var. Bir bölgede Türk ve Amerikan askerleri devriye geziyor, bir bölgede Türk ve Rus askerleri devriye gezecek.
İdlib mutabakatı belki bir bölgeyi ilgilendiren bir anlaşma olabilir ama Suriye’nin geleceğine Suriye’nin geneliyle ilgili müzakere süreçleri olan Astana ve Cenevre’den belki daha fazla etki yaptı.
Bu mutabakatın Suriye’nin şekillenişinde ne kadar büyük bir etkisi olduğunu zaman gösterecek. Böylece Türkiye siyasi ve diplomatik gücü ile bir kez daha temerküz etmiş oldu.
Güçlü ülkeler kendi dışında kurulan ama kendisini ve bölgesini etkileyen oyunları bozma kabiliyetine sahiptirler. Daha güçlü ülkeler ise hem oyun bozma, hem oyun kurma kabiliyetine sahiptirler. İşte bugün Türkiye’nin yaptığı budur.
İdlib mutabakatıyla Türkiye hem kendisine yönelecek tehditleri ortadan kaldırmış, hem de Suriye’nin geleceği açısından kritik bir müdahalede bulunmuştur.
Bu mutabakatla hem askeri riskler, çatışma ve kaos ihtimali azalmış; hem de sivil riskler, dram ve göç dalgası ihtimali zayıflamıştır.
Türkiye bu hamlesiyle adeta yeni çıkacak bir savaşı durdurmuştur. Bunun doğuracağı sivil kayıplar ve yeni göç hareketlenmeleri gibi sorunlar böylece devre dışı bırakılmıştır.
Ekonomik, siyasi ve askeri gücün bir bütün olarak ülkenin pozisyonunu belirlediği düşünüldüğünde Türkiye’nin böyle bir süreçte oyun kurucu olarak devreye girmesi gücünü teyit eden bir husustur.
İdlib mutabakatı silahsız çözüm açısından Suriye denkleminde yeni bir sayfa açmıştır.
ABD, İran ve Esed rejimi ise gönüllü veya gönülsüz durumdan memnuniyet duyduğunu açıklamak zorunda kalmıştır.
Güçlü Türkiye AB’nin de, ABD’nin de, bölge ülkelerinin de yararınadır. Ekonomik manipülasyonlarla türbülansa sokulmak istenen bir Türkiye’nin maruz kalacağı göç veya terör tehdidi tüm bu aktörlerin menfaatlerini riske sokacaktır.
Tekrar etmek gerekirse ülkemizin sahip olduğu kapasite ve kabiliyetle karşılaştığı ekonomik müdahaleleri çözme imkânına güvenmek ve siyasi psikolojiyi bozmamak gerekir. Muhalefetin yaşanan bu tabloyu doğru okuması ve Türkiye’nin ulusal menfaatleri istikametinde sorumlu bir tavır takınması yerinde olur.Güven ve umut gibi psikolojik faktörleri de, rasyonel faktörleri de bir arada gözeterek kenetlenmiş bir toplum olarak yolumuza devam etmemiz gerekiyor.
İdlib mutabakatı da göstermiştir ki, Türkiye bölgesel arenada söz sahibi olacak kadar güçlü bir ülkedir ve buna inanarak moral motivasyonumuzu güçlü tutmak gücümüze güç katacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019