Yusuf Kaplan
İçerde köklü sorunlarla boğuşuyoruz ama şu gerçeği teslim edelim: Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa bölgesel ve küresel güç olma emareleri göstermeye, dolayısıyla “birinci lig”de oynamaya başladı.
İçerde yaşadığımız, bizi perişan eden köklü sorunlar, biraz da, Türkiye’nin bölgesel ve küresel güç olmaya başlamasından kaynaklanıyor aslında.
ÇİFTE KUŞATMA VE YARMA HAREKÂTI...
Batılı emperyalistler, Osmanlı’yı tarihten uzaklaştırdıklarında ve bizi tarihin akışını şekillendiren medeniyet iddialarımızı terketmeye zorlayarak Anadolu yarımadası’na hapsettiklerinde, “bu iş”in bittiğini, Türkiye’nin bir daha ayağa kalkmasını mümkün kılacak iddialarını yitirdiğini, Türkiye’yi Batılıların güdümüne girdirdiklerini düşünmüşlerdi.
Ama her şeye rağmen gelinen nokta itibariyle, şunu gösterdik: Türkiye, laik / Batılı cendereye girdirilmesine rağmen kendi medeniyet yörüngesine doğru adım adım ilerledi...
Türkiye, teslim bayrağı çekmedi, bundan sonra da çekmeyecek.
Ne demek bu?
Bunun çok iyi anlaşılması lazım.
Şu demek: Türkiye, bütün emperyalistlerin topyekûn üzerimize üzerimize gelmelerine rağmen bedenini (Osmanlı’yı ve topraklarını) kaybetti; ama ruhunu yitirmedi. Aksine, içerdeki devşirmelerin ve Batıcı zihnî sömürgecilerin bütün baskılarına rağmen, ruhunu korudu, diri tutma mücadelesi ortaya koydu ve toparlanmaya başladı...
Gelinen nokta, tam da burası işte: Türkiye, iyi-kötü ruhköklerini hatırlamaya, bütün stratejilerini bu çerçevede -medeniyet coğrafyasına açılacak şekilde- hayata geçirmeye başladı.
Bu, zorlu bir yolculuktu: Türkiye’nin yeniden medeniyet yörüngesini bulma yolculuğu...
İşte bu, Batılıları fena hâlde ürkütmeye yetti!
Yüzyıl önce “bu iş”in bittiğini, Türkiye’nin bir daha medeniyet iddialarını kuşanamayacak kadar hadım edildiğini, kimliksizleştirildiğini, yönünü de, yörüngesini de yitirdiğini düşünen Batılı emperyalistler, “bu iş”in bitmediğini, Türkiye’nin küllerinden doğarak gelmeye başladığını görünce paniklediler -bir kez daha!
Ve Türkiye’yi içerden ve dışardan kuşattılar: İçerde, kardeşi kardeşe kırdırmayı denediler, terör belasını başımıza musallat ettiler.
Bununla yetinmediler: Protestanlaştırılmış, ruhu çalınmış, içi boşaltılmış, hayattan uzaklaştırılmış, küresel güçlere boyun eğecek sahte bir İslâm anlayışını -FETÖ üzerinden hem içerden hem de dışardan- besleyip büyüttüler ve sonra da üzerimize saldılar.
OYUNLARINI BOZDUK!
Allah’a şükür ki, bu millet, bu iki oyunu da bozdu, püskürttü: Emperyalistlere de, kuklalarına da unutamayacağı bir ders verdi.
İşte tam bu andan itibaren Türkiye, dışarıya aktif olarak açılmaya, Batılıların, bu kez, Türkiye’yi dışardan kuşatma operasyonlarını püskürtecek tarihî adımlar atmaya başladı: Nihayet, Fırat Kalkanı operasyonunu ve ardından Zeytindalı Harekâtını başlattı.
Sonunda, Batılıların içerden ve dışardan Türkiye’yi kuşatma operasyonlarını yerle bir etti Türkiye.
DEAŞ tezgâhını bozdu! Batılı emperyalistlerin DEAŞ gibi örgütleri maşa olarak kullandıklarını bütün dünya âleme ispat etti. Hatta daha da ileri gitti ve Erdoğan gibi güçlü bir liderle, Batılı emperyalistlerin gerek DEAŞ’ı, gerek PKK/YPG gibi örgütleri nasıl maşa olarak kullandıklarını, “terör örgütleriyle bölgeyi ve özellikle de Türkiye’yi dizayn etmeye çalıştıklarını” yüzlerine haykırdı!
Şok oldu bütün emperyalistler!
Oyunları deşifre olmuş ve bozulmuştu çünkü!
O yüzden ABD Başkanı Trump, resmen Suriye’den -hem de en kısa sürede- çekileceklerini zorunda kaldı.
Fransa, “boşluğa” dalmaya kalkıştı ama o da cevabını aldı!
İşte Ankara’da düzenlenen Erdoğan-Putin-Ruhani zirvesi, Türkiye’nin gerçekleştirdiği yarma harekâtlarının meyvesi.
Soru şu burada: Türkiye, burada/n nereye gidebilir?
AVRASYACILIK, BİR MASKEDİR!
Buradan bir Avrasyacılık çıkmaz. Avrasyacılık bir maskedir çünkü.
Rusya da bu maskeyi, Batı hegemonyasını geriletebilmek, mümkünse kırabilmek için kullanabildiği ölçüde kullanacak.
Şunu Batılılar da, Ruslar da çok iyi biliyor ama bizim Avrasyacılar göremiyor: Maske düşünce, altından kapitalizm çıkacaktır.
Avrasyacılık, fiîlî bir güç değil; kullanım süresi sınırlı, ipleri Batılıların elinde olan ayartıcı, içi boş bir söylem sadece.
KALICI ÇIKIŞ YOLU: TÜRKİYE’NİN EKSEN OLUŞTURMASI
Türkiye’nin orta ve uzun vadede önünü açacak, bölgenin de nefes almasına yol açacak ve sonuçta bütün emperyalistlerin buradan kovulmasını sağlayacak yegâne çıkış yolu, Türkiye’nin bölgede medeniyet dinamikleri, tarihî derinliği ve bölgenin gerçekleri ışığında eksen oluşturmasıdır.
Şu ân henüz erken bunun için. Ama hedef bu olmalı. Türkiye yeniden eksen oluşturan ve bölgenin kaderini şekillendiren yegâne aktör olma mücadelesi ortaya koymalı adım adım...
Böyle bir eksenin kurulabilmesinin yolu, bizim medeniyet dinamiklerimize sahiplenmemizden, bunun için de öncelikli olarak Türkiye’de, eğitim, düşünce, kültür, sanat ve medyayı kuşatıcı ve kucaklayıcı ruhköklerimiz ve medeniyet ilkelerimiz ışığında önümüzü açacak şekilde yeniden yapılandırmamızdan geçer...
Şunu aslâ unutmayalım: Asıl savaş, emperyalistlere ve kuklalarına karşı verilen savaş değildir.
Asıl savaş eğitim cephesinde, düşünce, kültür, sanat, medya ve gençlik cephesinde verilecek savaştır.
Türkiye ancak ondan sonra gerçek bağımsızlığına kavuşacak ve eksen oluşturmaya başlayacaktır.
Sözün özü: Türkiye, bu toplumdan intikam alan, hâriciyeden ekonomiye, medyadan kültür hayatına kadar her yeri ele geçiren devşirme urlarından kurtulamadığı, tarih bilincine kavuşamadığı, ruhköklerine sahip çıkamadığı, medeniyet iddiasıyla kuşanamadığı, pozitivist, sığ, ezberci, mankurtlaştırıcı eğitim, kültür ve sanat hayatını yıkamadığı ve yerine bizim ruhköklerimize dayalı bütün fırtınalara dayanan, bütün susamışları sulayan, gönülleri fetheden diriltici bir ruh sunan köklü ve güçlü bir eğitim ve düşünce, “kültür” ve sanat hayatı kuramadığı sürece iki asırdır “debelendiği” bizi yokoluşun eşiğine fırlatan cendereden çıkamaz. Vesselâm.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları

















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020