Akın ÖZÇER
Antik Yunan felsefesinde yeri olan dünyanın en eski sanatı ve bu sanatı icra edenler değil ele almak istediğim konu. Kuklacı ve kukla öteden beri mecaz anlamıyla çokça kullanılıyor. Daha 11. yüzyılda İranlı tanınmış şair ve filozof Ömer Hayyam, dünyayı “kukla sahnesi”ne, yaşamı bir oyuna, biz insanları da “kuklacı felek ustanın” kuklalarına benzetiyor. Aynı metafor, aramızdan erken ayrılan ünlü Fransız şarkıcı ve söz yazarı Pierre Bachelet’nin 1985’te liste başı olan Marionnettiste isimli şarkısında var. Kaderin iplerinin Tanrı’nın elinde bulunduğuna, yaşamın önceden yazılmış bir oyun olduğuna ve insanın ne yaparsa yapsın bunu değiştiremeyeceğine inananlar var elbette. Ama Tanrı değil de bizim gibi fanilerin herhangi bir gerekçeyle insanların kaderleriyle oynamaya kalkmasına herkesin karşı çıkacağına kuşku yok.
Québecli gazeteci yazar Jean-Louis Fleury’nin Les Marionnettistes başlıklı üç dizilik polisiye romanında “kuklacılar” yasa dışı bir şebeke. Philip Willan’ın Türkçe Kuklacılar başlığıyla çıkan ve İtalyan Gladyo operasyonunu anlatan eserinde ise, onlar devlet içinde devlet oluşturan siyasi bir çete. Türkiye’de de bir ucu Ergenekon davalarında mahkûm olanlara ve yargılananlara uzanan benzeri bir örgütlenme var. Dışarıdan bakıldığında, Meclis’te ve Silivri Cezaevi önünde onlara destek verenler aynı ipin ucunda hareket ediyormuş gibi görünüyor.
Ergenekon’a sahip çıkma
Kuklacıların bugünlerde darbe girişiminde ya da darbeye zemin hazırlama amaçlı eylemlerde bulunmak iddiasıyla yargılananlara ve mahkûm olup da temyize başvuranlara sahip çıkılmasına öncelik verdiği izlenimi ediniliyor. CHP’nin geçen hafta İP ve bazı marjinal sol parti ve örgütlerle birlikte, yargıçlara tehdit içeren ve halkı kışkırtmaya yönelik Silivri’deki gösterilerde, 41 milletvekiliyle oynadığı başat role başka anlam yükleyebilmek mümkün değil.
Ne var ki Ergenekon’a sahip çıktıkça CHP iktidar alternatifi olma şansını biraz daha imkânsız hâle getiriyor. Zira sosyal-demokrat seçmenin gladyo ile ilintili insanlara sahip çıkanlara oy vermesini beklemek tatlı bir hayal. Silivri sanıkları demek ki kuklacılar için çok önemli ama böyle dahi olsa hayaller peşinde koşmak mantıklı görünmüyor.
Çözüm sürecine karşı çıkma
Silivri’de ön saflarda olmasa da, MHP’nin de Ergenekon’a bir ölçüde sahip çıktığı söylenebilir. Ama bu parti özellikle çözüm sürecine gösterdiği ölçüsüz tepkiyle öne çıkıyor. Çözümün olmaması da statükonun devamı bakımından önem taşıyor. Sürecin başlamasından önce MHP yeni anayasa konusunda statükodan yana tutumuyla yok saydığı Kürt sorununun çözümünü tümüyle kilitlemişti. Çözümün anayasaya yansımasına “Türklük” vurgusu ile karşı çıkıyor.
Silivri’de önde olan CHP ise hem çözüm, hem de yeni anayasa konusunda geri planda kalarak ikircikli bir politika izlemeyi yeğliyor. 70’lerde CHP ile MHP’yi birbirine vurdurmuş olanlar, bu iki partinin birbirinden haz etmeyen seçmenini, sanki farklı politikaları varmış gibi yaparak özde aynı politikada birleştiriyor. Nitekim iki parti de statükonun devamını sağlayan ilk üç maddenin aynen yeni anayasaya taşınmasını savunuyor. Birinin daha çok demokrasi, hak ve özgürlükten, diğerinin milliyetçilikten söz etmesi özde bir şey değiştirmiyor elbette.
Kuklacıların hesabını bozan şey, çözüm süreci olsa gerek. Bir kere silahların susması, çözüme CHP ve MHP seçmeninin bir bölümünden de destek gelmesini sağlıyor. Kamuoyu yoklamaları ayrıca bu desteğin giderek arttığını gösteriyor.
İkincisi, çözüm süreciyle birlikte BDP’nin oyları ve seçmenleriyle yeni anayasaya sağlayacağı önemli destek ortaya çıkıyor. Yeni anayasanın halkoyuna sunulması aritmetik olarak mümkün oluyor ki bu, sorunun kilidinin açıldığı anlamına geliyor.
İşte bu nedenle kuklacılar bir süredir iplerini çözümü baltalamak için oynatıyor. Onlar kim mi? İsmen bilmek kolay değil belki ama nereye yakın durdukları ve ne istedikleri belli oluyor. Kimbilir belki onyıllardır bu ülkede yaptıklarıyla artık şirazeyi kaçırdıkları için...
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025
18.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
1.08.2025
26.06.2025
6.05.2023