Amberin ZAMAN
Suruç katliamının gerçekleştiği Amara Kültür Merkezi’nin bahçesindeyim. 32 masum gencin burada feci şekilde can vermesinin üzerinden henüz 24 saat geçmiş…
Hafızamdan asla silinmeyecek kareler…
“İnsan eti var, aha bak burada” diyor kalabalığın içinden bir adam. Yerde kağıt mendille kaplı kibrit kutusu büyüklüğünde bir cisme işaret ediyor. Altında kömürleşmiş et parçası görünüyor. Biraz ilerisinde duran plastik bir sandalyede ise kan izi var.
Kolumdan tutan orta yaşlı bir adam hıçkırıklarla ağlamaya başlıyor ve yaşadığı dehşeti anlatmaya koyuluyor. “Yoldaşlarım öldü. Onların kollarını bacaklarını topladım. Bir çocuğun başı yarılmıştı ortadan. Poşete koydum. Biz savaş getirmedik. Çocuk maması getirdik.”
Adam isminin Yusuf Polat olduğunu, Kobane’ye gidecek gruba İzmir’den katıldığını söylüyor. Emekli kimya mühendisi. Elinde bir video kamera var. Patlama sonrası görüntüleri kaydetmiş. İzlettiği kareler hafızamdan asla silinmeyecek…
PKK-Hizbullah benzeri bir savaş mı?
AK Parti’nin çılgın Suriye politikasının birebir sonucu Suruç trajedisi yeni bir şiddet dalgasını tetikledi. Gençlerin kanı daha kurumadan PKK katliamdan sorumlu tuttuğu devletten intikam adına iki polisi vurup öldürdü. Akabinde PKK’nin gençlik yapılanması olarak bilinen Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) İstanbul’da IŞİD üyesi olduğunu ileri sürdüğü Mürsel Gül adında bir marketçiyi öldürdü. Adana’da ise Hüda-Par üyesi olduğu öne sürülen Ethem Türkben adlı kişi yüzü maskeli şahıslarca infaz edildi. Son olarak bugün Diyarbakır’da iki polise ateş açıldı, bir öldürüldü, diğeri ağır yaralandı.
Ve eğer, ‘Hüda-Par tabanı IŞİD’e kayıyor’ minvalindeki iddialar doğruysa 90’lı yıllardaki PKK-Hizbullah benzeri bir savaşa ramak kaldı.
Durum çok daha vahim
Ancak bu kez durum çok daha vahim. Zira IŞİD, Hizbullah gibi lokal bir yapı değil. Sempatizanları Türkiye dahil geniş bir coğrafyaya ve farklı kesimlere yayılı.
Ve aralarında sıradan diyebileceğimiz vatandaşlar da var. Çünkü AK Parti iktidarının El Nusra ve Ahrar al Şam gibi cihatçı yapılar dahil her nevi Suriyeli muhalife kapılarını açması halk arasında öyle bir aşinalık yaratmış ki IŞİD pek de şoke edici gelmiyor insanlara.
Akçakale’ye gitmeniz yeterli
Bunu kavramak için Suruç’un bir saat doğusunda, halkın çoğunluğunu Sünni Arapların oluşturduğu Akçakale’ye gitmeniz yeterli. Bir ay öncesine kadar sınır kapısı IŞİD’in denetimindeydi. Devlet bu duruma itiraz etmiyordu. Ne de çoğu Akçakaleli.
Kimileri sınır kapısında ciğer satan Hasan el Hüseyin gibi pragmatik yaklaşıyordu. “IŞİD varken kapı açıktı, hepimiz ekmek yiyorduk” diyor. Tel Abyad’ı ele geçiren YPG’nin sınır kapısını kapalı tutmasından dolayı işlerinin bozulduğundan yakınıyor.
Dükkanının hemen bitişiğindeki ‘Otel El Muhtar’da da in cin top atıyor. Otelin sahibi İsa Toktimur birçok Akçakaleli gibi sıkı bir Tayyip Erdoğan hayranı. Son görüştüğümüzde beni Suriye sınırından geçiren Toktimur kendini tümüyle İslam’a verdiğini, artık ‘Tebligatçı’ olduğunu söylüyor. Ama belli ki kafası karışık.“IŞİD’in gitmesi iyi oldu ama YPG’nin gelmesi de kötü oldu. IŞİD halkın namusunu, malını, mülkünü koruyordu” diyor. Ve ekliyor “Allah için PYD’yle de (YPG’nin siyasi kolu) iyi ilişkilerim var. Telefon açayım onlara istersen.”
Akçakale’nin sokakları çoğu sınır yerleşimi gibi Suriyeli mültecilerle dolup taşıyor. “Hangisi DAİŞ, hangisi değil bilemezsin” diyor sokakta rastladığım yaşlı bir çiftçi. Ancak istisnalar var. Dakikalar evvel, IŞİD tişörtlü bir genç yanımızdan gerine gerine yürümüştü.
Az ileride, ufak bir parkta 40’a yakın Arap aile derme çatma çadırlarda hayata tutunmaya çalışıyor. Çoğu Tel Abyad’dan kaçmış.
‘Hayat Dewle’yle iyiydi’
“Suyumuz yok, yemeğimiz yok. Çocuklarımız hasta, doktor yok, ilaç yok” diyor aralarında Türkçe bilen bir kadın. “Amerika çoluk çocuk başımıza bomba yağdırıyor, öldürüyor” diye araya giren bir erkek gözlerini belerte belerte Rusya’ya, İngiltere’ye ve Kürtlere saydırıyor.
Amerika’nın esas hedefinin IŞİD olduğunu söylüyorum. Verdiği yanıt aynen şöyle: “Dewle [IŞİD] bizden. IŞİD’de biz de Suriyeliyiz. Hayat Dewle’yle iyiydi. Nizam vardı, güvenlik vardı. Kürtler geldi kötü oldu.”
İçimden bir ses…
Aralarındaki bir genç IŞİD’e katılmak istediğini söylüyor. Şaşkın bakışlarım karşısında, “Yoksa sen de mi Kürt’sün?” soruları yükselmeye başlıyor.
İçimden bir ses IŞİD yakında Akçakale üzerinden Tel Abyad’a bir saldırı düzenlerse hiç de sürpriz olmayacağını söylüyor.
Mültecilere veda edip hızla uzaklaşıyorum…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.08.2018
18.08.2018
31.07.2018
3.02.2018
24.06.2018
14.06.2018
3.02.2018
20.05.2018
1.02.2018
23.04.2018