Celal DENİZ
Neden Özyönetim isteniyor, Neden yerel yönetimler güçlendirilmeli deniyor, Neden merkezi devletin bir takım yetkileri yerel yönetimlere bırakılmalı diye savunuluyor? Bu soruları anlamak için devletin son dönemlerde Diyarbakır Sur'da ve Silopi'de kamulaştırma girişimi ile Maraş'ta ki Alevi köylerinin mera olarak kullandığı alana Suriye'li mülteciler için kurulmak istenen Konteyner kent kurma girişimine bakmak gerekiyor.
AKP iktidara geldiği günden beri inşaat sektörüne yatırım ve teşvikleri ile ekonomik bir döngü sağlamak istedi. Duble yol yapım işinden sonra kentsel dönüşüm projeleri ile kent yaşamını dönüştürmeye başladı. Bu kentsel dönüşüm hem sosyal kültürel hem de ekonomik olarak maliyetli bir iştir. Bu nedenle de kentsel dönüşüm projelerinde daha birinci etabı bile tamamlanmış değildir.
Kentlerde çarpık kentleşme geçmiş iktidarların yaratmış olduğu bir sonuçtur. Seçim kazanmanın bir rüşveti olarak gecekondulaşmalar teşvik edilmiştir sağ iktidarlarca. Ancak son Sur ve Silopi'de AKP'nin derdi çarpık kentleşmenin sonuçlarını ortadan kaldırmak değildir.
8 Eylül 1925 tarihli Şark Islahat Planı Kürtlerin devletin ''milli'' politikalarına, Lozan'da elde edilen hakların tanınmamasına karşı isyanlarını bastırmakla kalmamış, aynı zamanda Kafkas ve Balkan göçmenlerini Kürt illerine yerleştirerek asimilasyon sürecini sürdürmek istemişlerdir. Devlet bu politikalarından cumhuriyet tarihinde hiç vaz geçmemiştir. 1928 yılından itibaren de ''vatandaş Türkçe konuş'' kampanyaları bu asimilasyon politikalarına bir başka örnek teşkil ederken bu politikaların 1980'de cezaevlerinde '' Türkçe konuş çok konuş'' a dönüştüğünün yakın tarihte tanıklarıyız.
Devletin bu asimilasyoncu politikalarının bilincinde olarak, aylardır abluka altına alınmış Kürt illerinde ki ağır yıkım sonrasında alel acele Kamulaştırma kararının alınması AKP'nin, devletin bu geleneğini devam ettirme niyetinde olduğunu göstermektedir.
Kentsel dönüşüm politikalarını ''meşru'' kılmak için bugün AKP 12 Eylül döneminde çıkan 2942 sayılı Kamulaştırma yasasına ekler yaparak itirazların önünü kesmek istedi. Kamulaştırma kanunu gereği, belediye sınırları içerisinde kamu yararı gerektiren hallerde belediye meclisleri kararı ile kamulaştırma yapacak olmasına rağmen Sur' da Silopi'de kamulaştırma kararının bakanlar kurulu kararı ile yerel yönetimlerle hiç bir istişare yapılmadan alınması bu kamulaştırma kararının metazori bir yaptırım içerdiğini göstermektedir.
Devlet Suriye'den gelen mültecilere '' mülteci'' statüsü vermezken, onları misafir statüsünde görürken, Avrupa ile yaptığı pazarlıklarla mültecileri hem iç hem de dış politikanın aracı haline getirmiştir. İç politika da Suriyeli mültecileri Kürt ve Alevi bölgelerinde demografik yapının bozulması için bir araç olarak kullanmak istemektedir.
Bu nedenle Maraş'ın Sivricehüyük köyü merasına 25 bin kişilik bir konteynır kent yapılmak istenmektedir. Bu bölgede beş bin civarında Alevi yaşadığı göz önünde bulundurulursa devletin burada Alevilerin asimilasyonuna dönük politikalarından vaz geçmediği görülür. 1978 yılında Maraş can kırımının daha yaraları sarılmadan böyle bir politika haklı olarak Alevi yurttaşların tepkisine neden olmaktadır.
Devletin bu metazori yaklaşımlarına karşı şimdi Özyönetim taleplerine yeniden bakmak gereklidir. Yurttaşının taleplerini, düşüncelerini dikkate almadan merkezi olarak alınan kararların yerelde yaşayanların yaşamlarını olumsuz etkilediği görülmektedir. Bugün Sur'da, Silopi'de binlerce insan evinden, işinden, geçmişinden, kültüründen edilmektedir. Maraş'ta insanlar güvenlik kaygıları içerisinde bir yaşama mahkum edilmektedirler.
Devletin kamulaştırma ve konteynır kent kurma girişimleri yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve yerellerin kendi geleceklerini kendilerinin belirlemeleri ihtiyacının ne kadar yakıcı olduğunu ortaya koymuştur. Merkezileşmiş bir devlet metazori bir devlettir. Devlet sadece silah kullanarak şiddet kullanmaz. Bugün bu metazori kamulaştırma girişimi de, halkın istemediği konteynır kent kurma çabası da devletin şiddet kullanım araçlarından birisidir. O nedenle önceliğimiz devletin bu şiddet araçlarının elinden alınması ve yerel yönetimlerde özerkliğin sağlanması acil bir zorunluluktur.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları







































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
14.12.2017
30.11.2017
13.09.2017
5.02.2017
28.04.2017
19.04.2017
1.02.2017
24.03.2017