Cemil ERTEM
Öyle bir zamandayız ki, günlük gelişmeler ve haberler, kaynaklandıkları içeriklerden çok daha yoğun simgelerle önümüze geliyor.
Dünya finans oligarşisi, Davos’ta 45. “işin içinden nasıl çıkarız” zirvesini yaparken, Somali’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Afrika ziyareti gerçekleşirken, Türk Delegasyonu’na yönelik bir saldırı haberi geçti haber merkezleri.
Ne kadar simgesel; ne kadar anlamlı…
Davos’un 45. ana teması da, anlamlı bir tebessümle karşılanacak bir cümle: Yeni Küresel Çerçeve. (New Global Context)
İflası kabul ettiler
Bu eski küresel “çerçevenin” iflas ettiği anlamına mı geliyor; şüphesiz evet, yani Davos’u düzenleyenler de, “one minute galiba eskisi bitti; yeniyi bulmaya çalışalım” diyorlar. Davos, bu sene Yeni Küresel Çerçeve’yi bulmak için bazı temel başlıkları tartışmayı açıyor. Örneğin jeopolitik fay hatlarının derinleştiği kabul ediliyor ve bunun için stratejik işbirliklerinin gözden geçirilmesi, artan rekabetin olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi öneriliyor.
Bunun yanı sıra, genç isşizliğin giderek artması, faiz oranlarının, işsizlik sorunu tam yenilmeden yükselmesinin krizi derinleştirme ihtimali Davos’ta masaya yatırılıyor.
Ama şunu da söyleyelim ki, her biri sistemik bir risk barındıran bu başlıkların bırakın kökten ortadan kalkmasını, çözülmesi doğrultusunda adımların atılmaya başlanması bile, öncelikle ekonomide, yeni heyacanlar ve cin fikirler gerektiriyor.
Adam Smith, Ricardo, Keynes hiç şüphesiz ki, dönemlerine göre hayli cin fikirli ve heyacanlı insanlardı. Eğer onlar olmasıydı kapitalizmin seyri nasıl olurdu bilemem ama tartışmasız olarak bize, cin fikire sahip olmadan üzerinde gezineceğimiz, yöneteceğimiz, anlatacağımız bir iktisat teorisi zemini sundular.
Ama galiba bitti. Çünkü bütün sosyal bilim teorileri, tıpkı canlı varlıklar gibidir; aslında canlı olan toplum onların varlık nedenidir.
İşte bundan dolayıdır ki, Davos önüne koyduğu gibi, “Yeni Küresel Çerçeve” yi oluşturamayacak.
Bu tablo Davos’u düzenleyenlerin eseri…
Davos’u düzenleyenler neden yeni bir küresel düzen istiyor; bu soruyu Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam'ın araştırması bir ölçüde cevaplıyor.
Merkezi İngiltere'de bulunan Oxfam grubu tarafından yapılan araştırma, dünyadaki en zengin yüzde 1'lik kesimin mal varlığının, gelecek yıl geri kalanların toplam mal varlığına denk düşeceğini, en zengin yüzde 1'lik dilime girenlerin, 2016'da küresel servetin yarısından fazlasına sahip olacağını ortaya çıkardı.
Dünyadaki en zengin yüzde 1'lik kesimin varlığı, 2009'da yüzde 44 iken, 2014'te yüzde 48'e yükseldi.
Bu gerçek, dünyada doksanlarda başlayan “finansallaşma” sürecinin müthiş bir servet eşitsizliğine yol açtığını bize gösteriyor. İşte bu çarpıklığın baş sorumlusu Davos’u 45 yıldır düzenleyen küresel finans oligarşisidir. Şimdi kalkmışlar “yeni küresel düzen” istiyorlar ve artan gelir dağılımı adaletsizliğinden şikayet ediyorlar.
Ancak Davos oligarşisinin bile itiraf ettiği temel sistemik sorunlar, Schumpeter’in kapitalizmin dinamizmini anlatırken kullandığı o ünlü formülasyonu, yani Yaratıcı Yıkım’ı göze almadan çözülebilir mi?
Şu gerçeği unutmayalım; Kapitalizm yıkmadan yenisini yapamıyor.
Ama bu Schumpeterci yıkımın ‘eskisi’ gibi yani birinci ve ikinci dünya savaşları gibi olmasını kimse istemez.
Peki bunun için ne yapmak gerekiyor; çok kısa olarak yazalım; artık üretim gücünü elinde bulunduran doğu ve güneyin yoksul halklarının, sistemden daha fazla gelir elde edecekleri mekanizmaları geliştirmek, vergi sistemlerini daha adil hale getirmek ve silahlanma yerine kaynakları sosyal anlara yönlendirmek bütün bu sistemik sorunları çözmenin başlangıç adımıdır.
Tüm dünya için 'one minute'
Bugün Hindistan, Türkiye ve daha bir çok ülkenin hükümetleri, merkez bankaları, Washington Consesus ile belirlenen ve yanlışlığı ispatlanmış ekonomi politikalarını tamamen terk etmelidir. Şimdi yalnız Davos’ta değil, tüm dünyada “one minute” demenin tam zamanıdır.
Şunu hiç kimse unutmasın, gelişmekte olan ülkeler yukarı çıkmadan dünya krizi bitmez ve yukarıda, Oxfam Raporu çerçevesinde, vurguladığımız gelir ve servet eşitsizliği daha da derinleşir. Ama gelişmekte olan ülkelerin de, yukarı çıkması için, 20. yüzyılda kalmış ve yanlışlanmış neoliberal ekonomi politikalarını terk etmeleri gerekir. Görünür, adil ve açık bir küresel ekonomi için, gelişmekte olan ülkelerin kendi özgün yollarını bulmaları ve halklarının refaha bir an önce kavuşması sistemin geleceği için ilk ama en önemli adımdır.
İşte bunun için, gerçek anlamıyla, yeni, adil bir küresel düzen (Davosca söylersek; New Global Context) ancak Türkiye gibi ülkelerin Batı’nın, şimdiye değin, kana boğarak sömürdüğü Somali gibi ülkelere ulaşması ve Batı’dan ayrı olarak, yeni bir kalkınma paradigmasının ortaya çıkmasıyla olur.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bunun için, dün Etiyopya’da, “Türkiye için Afrika ekonomik bir potansiyel değildir, Afrika’da olmak insani, sosyal bir çıkıştır” dedi. Türkiye’nin, Çin’in Afrika’da yeni, sömürgeci olmayan kalkınma anlayışıyla olması çok önemli ve çağ açan adımdır.
Ama işte Davos’u düzenleyen güçler, Davos’ta ellerinde bilgisayarlarla sözüm ona “yeni küresel düzen” ararken, onların silahlı kuklaları, Türkiye’ye burada olamazsın mesajı veriyor. Ama inanın hepsi boş; yoksulların yukarıda olacağı yeni küresel düzen kaçınılmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2018
24.10.2018
18.10.2018
17.10.2018
25.09.2018
21.09.2018
18.09.2018
11.09.2018