Elif ÇAKIR
Popülizm de uyuşturucu gibidir. Bağımlılık yapar. Zararlıdır. Bir kere popülizmin, hamasetin pırıltılı, ışıklı, davetkar kıskacına düşmeye gör, o kıskaç içine aldığı kişiyi tüketinceye kadar çıkmasına izin vermez. Kısa vadede kazandırıyor gibi görünse de uzun vadede hiçbir siyasetçiye fayda sağladığı görülmemiştir.
Zira her alanda popülizm vazgeçilmez olduğunda ortaya vahim sonuçlar çıkar.
Gün gelir, bir kanun adamına, bir devlet adamına, ne söylediğinin farkında olmadan, devletin var olan kanunlarını uygulanması talimatını verdirmek yerine “kanunların dışına çıkma talimatı” verdirir...
Mevzuyu biliyorsunuz...
Genel Güvenlik ve Uyuşturucu ile Mücadele toplantısında konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, eleştirirlerse eleştirsinler” diyerek başlayıp şu vahim sözleri sarf etti: “Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısını gördüğünüz zaman ayağını kırmaya polis görevlidir. Benim ülkemin gencinin canına mal olacak bir kişiye gereğini yerine getirme görevidir. Suçu bana atsın.”
Tamam, Soylu’nun bu sözleri, çocuğunu yüreği ağzında okula gönderen, çocukları uyuşturucuya bulaşmış ailelerin dramlarına şahit olmuş, akşam haberlerde okul çevresinde gözaltına alınan uyuşturucu satıcılarını izleyen her ailenin yüreğine su serpecek, “bakanım çok yaşa” coşkusuyla karşılayacağı bir açıklama elbette.
Sayın Soylu da gayet tabi biliyor ki, hele de okul çevrelerinde minnacık çocuklara uyuşturucu satanların, uyuşturucuya alıştıran şebekelerin değil bir ayağını üstüne iki kolları birden kırılsa, ibreti alem için susadıklarında ağızlarına su götüremeyecek duruma getirilseler kimse “vah” etmez.
Peki bütün mesele, ailelerin yüreklerine su serpecek açıklama yapmak mıdır? Devlet adamlarının görevi bu mudur? Devlet bu mudur?
Böyle mi davranır devletler?
Bir devlet elbette ki, genç vatandaşlarını, çocukları alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan korumak için bütün tedbirleri almakla görevlidir.
Gençleri uyuşturucu maddelerden korumanın yolu, uyuşturucu satıcılarının cezalarının sokak yöntemiyle kesilmesi midir peki?
Devlet demek hukuk demektir. Kanun demektir. Adalet demektir. Devletler hukuk dışı yollara sapamazlar. Hukuk dışı yollarla sorun çözemezler. Çünkü bir kere o yola girilirse bu işin sonu gelmez. Hukuk ortadan kalktığında devlet ortadan kalkar.
Eğer mevcut kanunlar yetersiz ise kanunları yeterli hale getirme, eğer hiç kanun yoksa oturup sıfırdan kanun yapma, eğer uygulama konusunda bir gevşeklik varsa kanunların uygulanması konusunda her türlü yetkiye sahip olan bir devlet adamın, anayasayı, hukuku, kanunları yok sayıp alternatif yollar önermesini, hatta bu konuda emrinde çalışanlara “talimat” vermesinin başka türlü bir izahı olabilir mi?
Bu durumda ortaya iki sonuç çıkıyor.
Ya ülkemizde uyuşturucu ile mücadele kanunları yok.
Ya da öyle kanunlar var ki, devlet adamlarımızın, kanun adamlarımız dahi o kanunlara güvenmiyorlar, uyuşturucu ile mücadele gibi ölümcül bir meselede “suçu bana atın” diyerek fedakarlık yaparak, kolluk kuvvetlerine alternatif hesap görme talimatı dahi verebiliyorlar...
Hangisi?
Demokratik bir hukuk devletinde iki şıkkın da oldukça vahim olduğunu söyleyebilirim. Klişe bir söylemle İçişleri Bakanı’nın ilk etapta seksen milyonun alkışını alacak bu açıklamasının başka türlü bir izahı olabilir mi?
Kaldı ki bu ilk kez de olmuyor. AK Parti hükümetinin başka bir bakanı da FETÖ ile hukuki mücadelenin yürüdüğü bir süreçte yurtdışında yaşayan vatandaşlara “FETÖ’cüleri gördüğüm yerde boğazlarım boğazlarım. Vallahi siz iyi sabrediyorsunuz” diyerek seslenmişti.
Uyuşturucuyla mücadele, terörle mücadele, FETÖ ile mücadele devletin hakkıdır. Eğer bunlarla mücadele konusunda kanunlarımız, yasalarımız yetersiz ise, kanunlar yeterli hale getirilsin. Ki AK Parti hükümeti, velev ki muhalefet engel çıkartacak olsun, Meclis’te kanun yapma çoğunluğuna sahip. Toplumsal destek arkasında.
Kanun adamları meseleleri hukuk içinde çözmeye çalışmak durumundalar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024