Fehim TAŞTEKİN
Yangının nasıl çıktığına dair her zaman iki hikâye vardır: Savaşan hiçbir taraf ilk günahı üstlenmez.
Kafkas ötesinde Ermenistan ile Azerbaycan yeniden silahların diliyle konuşuyor.
Dağlık Karabağ’ın bağımsızlık ilanı ve burayı Ermenistan ile İran’a bağlayan bölgelerdeki işgalden kaynaklı kriz çözülemediği için iki ülke arasında 1994’te sağlanan ateşkese rağmen çatışmalar yer yer tekrarlanıyor.
Son çatışma 12 Temmuz’da Tovuz’da başladı. 2016’daki ‘dört gün savaşı’ndan bu yana en ciddi vakıa.
Her iki taraf birbirini çatışmayı kışkırtmakla suçluyor. Ermenistan tarafına göre Azerbaycan’a ait askeri bir araç bilinmeyen bir nedenle sınırı geçmeye kalkıştı. Uyarı ateşi üzerine askerler araçtan inip uzaklaştı. Bir saat sonra Azerbaycan askerleri top atışları eşliğinde sınır karakolunu ele geçirmeye kalkıştı. Böylece çatışma alevlendi. Azerbaycan tarafına göre ise Ermeniler nedensiz yere ateş açarak çatışmayı kışkırttı. İşin ilginç tarafı çatışma işgal bölgesinde ya da ateşkes sınırlarında gerçekleşmedi. Olay mahalli Tovuz, epey kuzeyde, iki devlet arasındaki uluslararası tanınmış sınırda yer alıyor.
Top, havan ve tankların yanı sıra insansız hava araçlarının (İHA) kullanıldığı çatışmalarda Azerbaycan tarafında bir tümgeneral ve bir albay dahil 11 asker ile bir sivil ölürken Ermenistan 4 askerini kaybetti. Azerbaycan Savunma Bakanlığı’na göre Ermenistan’ın kayıpları 100’ün üzerinde. Azerbaycan havadan çekilmiş Ermeni mevzilerinin vurulduğu anın görüntüsünü yayımladı. Ermenistan da “Hermes 900” tipi İsrail yapımı bir İHA’nın düşürüldüğüne dair bir görüntüyü servis etti.
Ermenistan bölgede bazı Ermeni köylerini tehdit eden bir mevziiyi ele geçirdiklerini öne sürürken Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev, “Ermeni askerleri Azerbaycan topraklarına bir santimetre bile geçemedi” dedi.
Dördüncü gününe giren çatışmalar kontrolden çıkar mı?
Bölgenin içinde bulunduğu koşullar, Rusya’nın hassasiyetleri ve uluslararası aktörlerin pozisyonu savaş için davetkâr değil. Ermeni-Azeri sorununu çözmekle mükellef Minsk Grubu (Rusya, ABD ve Fransa) ateşkes ihlallerini kınarken Moskova derhal arabuluculuk önerdi. Çok farklı iç ve dış bağlamları yüzünden ABD, Ukrayna ve Gürcistan’da olduğu gibi Ermeni-Azeri çelişkisinde taraf tutarak Ruslarla bir hesaplaşmaya giremiyor. O yüzden daha çok Rusya’nın tutumu önem kazanıyor. Bir taraftan yana açık tutum sergileyen tek aktör Türkiye.
***
Rusya 1988-1994 arasındaki çatışma sürecinde bugünkü statükonun oluşmasına imkân verecek şekilde askeri-siyasi tercihlerde bulundu. Bu tutum bir yere kadar dağılma sürecinin getirdiği karmaşaya da bağlanabilir. 1994’te Bişkek Protokolü imzalanırken Sovyet nüfuz aygıtları bağımsızlığını kazanan cumhuriyetlerde hâlâ etkiliydi. Bakü’deki askeri-siyasi elit, cephe hattından çekilmeyi maslahatçı bir değerlendirmeyle kabul etti. Kâh ordusuzluk kâh Rus telkinleriyle. Hikâye de aslında o zaman bitti. Bugün, “Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si işgal altında” söylemiyle canlı tutulan bir ulusal dava var ama doğrusu bu mesele iktidarların siyasi manipülasyon aracı olmanın ötesine geçemiyor. Azerbaycan muhalefetindeki havayı kokladığımızda şu soruyu sormak icap ediyor: Gerçekten de Aliyev, Ermenistan’la savaş istiyor mu? Yoksa ufak tefek kahramanlık hikâyeleri devşirip siyasi gündemini ilerletmeye mi çalışıyor? Ya da bıkkınlık veren Minsk Grubu’nu tetiklemek mi istiyor? Bir tarafın yanıtı, “Kontrollü gerilimler Aliyev hanedanlığında gelecek planlarının yürümesi için elzem olabilir.”
Ermenistan’ın kontrol ettiği bölgelerden çıkan Azerbaycanlılar Bakü gibi yerlerde hayatlarını yeniden kurdu. Ulusal dava deyince sular seller coşmuyor. Laçın, Hocavend, Kelbecer, Ağdere, Ağdam, Cebrayıl, Fuzuli, Gubadlı ve Zengilan gibi yerler 1 milyon ‘kaçkın’ın hafızasında anı olarak kaldı.
Acı bir realitedir; giden geldiği yere dönemiyor. Kafkasya ve ötesinde bunun örnekleri çok.
Minsk Grubu’nun savaşın yarattığı statükoyu eski haline getirecek bir baskı üretmesini bekleyen var mıydı emin değilim. Minsk süreci Ermenistan için statükonun kalıcı hale gelmesi için krizi zamana yayma, Azerbaycan açısından da davayı sürdürme işlevi gördü.
***
Minsk üçlüsünden bağımsız olarak jeopolitik bir gerçeklik, savaş sırasında olduğu gibi savaş sonrası dönemde de kendisini dayatıyor. O gerçeklik Rusya’nın bölgesel ağırlığıdır. Rusya, Ermenistan’ı Kafkas ötesindeki güvenlik ve jeostratejik paradigmasında hem kontrol edilmesi hem de güvenli tutulması gereken yer olarak görüyor. Aynı şekilde Ruslar, Azerbaycan’ı da hepten Batı’ya kaybedilemeyecek bir halka olarak değerlendiriyor. 1990 sonrası NATO adım adım Gürcistan ve Ukrayna’ya sokulurken Rusya da Ermenistan ve Azerbaycan’da Sovyetlerden kalma üslerini tutmaya çalıştı. Ruslar 6 bin km. radar menzili olan Gebele üssünden 2012’de Bakü ile anlaşamayıp çekilirken Ermenistan’ın ağırlığı arttı. Rusya 2010’da Ermenistan’daki Gümrü Üssü’nün sözleşmesini 2044’e dek uzatmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, 20 Ağustos 2010’da Erivan’da imzalanan protokol için, “Rusya’nın coğrafi ve stratejik sorumluluklarını genişletiyor, Ermenistan’a askeri güvenlik garantisi sunuyor” diyordu. Aynı Rusya, Azerbaycan’ı da kendinden uzaklaştırmamak için Gümrü’de konuşlu S-300 füze kalkanının Azerbaycan’a karşı kullanılmayacağı garantisini veriyordu. Daha sonra Azerbaycan’a S-300 de sattılar.
Azerbaycan, Rus silahlarının iyi müşterilerinden biri. Azerbaycan envanterine girerken hayli para eden silahlar Ermenistan’a dost fiyatına ya da bedelsiz gidiyor. Rusya ile doğalgaz ve petrol alanındaki işbirliği de Bakü-Moskova ilişkilerindeki hatırın oranını yükseltiyor. Erivan ve Bakü ile ilişkiler Rusya’yı her halükarda ‘ağabey’ konumunda tutuyor. Barışmaları da kavga etmeleri de Rusya’nın rolünü perçinliyor.
***
Azerbaycan 1990’ların koşullarıyla kıyaslanamayacak ölçüde silahlanırken savaşı bir seçenek olarak da dillendirmeye başladı. En son 7 Temmuz’da Aliyev, “Askeri çözüm mümkün değil” görüşünü yineleyen Minsk Grubu eş başkanlarına, “Kim demiş onu? Gidin BM Sözleşmesi’ne bakın bakalım orada ülkelerin kendini savunma hakkı var mı yok mu? Siz kendinizi ne zannediyorsunuz” diye çıkıştı. Çatışmalar da bu restin ardından geldi. “Aliyev, Ankara’dan mı cesaret alıyor” diye de sorulabilir. Türkiye, Ermenistan’la ilişkileri normalleştirme protokolünü çöpe attıktan sonra artan oranda Azerbaycan’a güvenceler veriyor. Son kriz üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Ermenistan aklını başına toplasın” diye kükredi! Ve ekledi: “Azerbaycan yalnız değildir. Biz tüm imkânlarımızla Azerbaycan’ın yanındayız.”
Ancak şahsen Aliyev’in bu yola, Rusya ile Suriye ve Libya’da ikide bir kafa kafaya gelen Türkiye’ye güvenerek girdiğini zannetmiyorum. Ritimsiz ‘Tek millet iki devlet’ tekerlemesine rağmen iki ülke yönetimleri arasında dillendirilmeyen bir güvensizlik var. Azerbaycan’ın Türkiye ile Türkçe, Rusya ile Rusça konuştuğunu unutmayalım. Üstelik siyasal mantalite hâlâ pek çok açıdan Sovyet kodlarıyla işliyor. Kodların üstüne çıkan bir kod daha var: Çıkarlar. Devletin ve hanedanın çıkarları.
***
Ermenistan tarafındaki şahinliği nasıl izah etmeli? Ermenistan 2015’te savunma doktrinindeki ‘hendek savunması’ yaklaşımını ‘önleyici caydırıcılık’ ile değiştirdi. Hatta yeni Savunma Bakanı David Tonoyan, 2019’da “Barış için toprak” formülünü reddederken doktrine biraz daha haşinlik katıp önleyici saldırı anlayışıyla ‘yeni topraklar için yeni savaşlara hazırlıklı olacaklarını’ söyledi.
Bu tür bir konsept siyaseten bağımsız kararlar alabilmeyi ve güvenilir askeri kapasiteyi gerektirir. Lakin ülke her açıdan Rusya’ya bağımlı. Ermenistan Rusların temin ettiği S-300 sistemi, karadan havaya füzeler (BUK-M2), kısa menzilli balistik füzeler (İskender) ve MiG-29 jetlerine bel bağlıyor. Rusya 2018’de Erivan’a silah alımı için 100 milyon dolarlık bir kredi açmıştı. 2019’da 18 adet Sukhoy SU-30SM jeti için anlaşma yapıldı. Yine de içerdeki sıkıntılar yüzünden yeni doktrinin gerektirdiği hazırlıklara nefesleri yetmiyor. Parlamenter sisteme geçildikten sonra ‘Kadife Devrim’le başbakanlık koltuğuna oturan ‘yeni soluk’ Nikol Paşinyan’ın da Serj Sarkisyan gibi Rusya ile güvenlik anlaşmalarına bel bağlamaktan başka çaresi yok.
Azerbaycan ise Rusya’nın yanı sıra İsrail ve Türkiye’den de silah alıyor. Azerbaycan Rus yapımı S-300 ve TOS-1A, İsrail’den balistik füze (LORA), insansız uçak (Hermes-900) ve radar sistemi (EL/M-2106-ATAR), Türkiye’den İHA savar (İHTAR) ve güdümlü füzelerle (SOM-B1) savunma kapasitesini epey güçlendirdi. Ancak Azerbaycan’dan farklı olarak Ermenistan, Rusya’nın siyasi, askeri ve ekonomik alanda öncülük ettiği uluslararası şemsiyelerin altında. İkili anlaşmaların ötesinde Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (CSTO) çerçevesinde Rusya’nın Ermenistan’a koruma taahhüdü var. Malum örgüt, “Bir üyeye saldırı bütün üyelere yapılmış sayılır” ilkesini benimsiyor. Ve Azerbaycan bu örgütte yok. Azerbaycanlılara göre son çatışmanın uluslararası tanınmış sınırlarda çıkarılmasının amacı da CSTO’yu Ermenistan lehine savaşın içine çekmek.
Mantıken Rusya gerilime geçit verir ama savaşa izin vermez. Bunu iki tarafa silah satma fırsatı için de yapamaz. Savaş ister istemez Türkiye ve ABD’nin yani NATO’nun Güney Kafkasya’ya sokulması için yeni kanallar açacaktır. Türkiye maliyeti karşılanmış savaşları fırsata dönüştüreceğini Libya’da gösterdi. Ruslar da bunu gayet iyi okuyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025